Tuesday, February 28, 2006

Taco Salad

Bu aksamki bir diger spesiyalite de Amerikalı daire arkadasimin yaptigi Taco Salad'di. Pan Cake'ler gibi bunun da fotografi yok malesef ama unutmadan tarifi yazmak istedim, acayip lezzetliydi :)

Gerekli malzemeler:

Kiyma
Marul (Gobek marul)
Tane fasulye (barbunya gibi olanlarindan, buyuk)
Peynir (kasar peyniri ya da cheddar)
Domates
Sogan (istege bagli, koymasaniz da olabilir)
Misir cipsi (Doritoslar uygun bu salata icin)

Kiymayi bir tavada kavuruyoruz, dogradigimiz marullarin icine koyuyoruz. İcine pisirdigimiz fasulyeleri, dogradigimiz domates ve soganlari ekliyoruz. Peyniri de rendeleyip ekledikten sonra cipsleri direk salatanin icine bosaltiyoruz. Ustune kremali salata soslarindan herhangi birinden koyup iyice karistiriyoruz. Mary domatesli ve mayonezli bir salata sosu koymus, oldukca lezzetliydi (Kraft'in bir sosu, adini ogrenirsem editler yazarim).

Salatamiz boylece hazir oluyorrr:) Yanina da limonlu kola olsa off off offf superr :)
Afiyet olsun e'fem!

Not: Kendim yapmadigim icin olcusunu bilmiyorum ama Turk insaninin goz karari yetenegine her zaman hayran kalmisimdir:) Siz becerirsiniz ne olsa:)

Onemli Not: Salata sosunu buldum buzdolabinda: Kraft Thousand Island Dressing, A Tangy spicy sauce, tomatoes and herbs bla bla bir seydi. Marketlerde bakiniz:)))

Pan Cake Day

Bugun 28 Subat Pan Cake gunu:) Her sene 28 subatta kutlanmiyor tabi ki, cunku dini bir sey aslinda. Hristiyanlarin Paskalya bayramindan 40 gun onceki oruc (diyebilecegimiz) doneme girmeden onceki Sali kutladiklari bir gun.

Pan Cake bizim bildigimiz krebin biraz daha kalini oluyor. Daha tatli bir hamurdan yapiliyor, krep gibi icine tuzlu bir sey konulup yenildigini pek gormuslugum yok. İtalyan daire arkadasim sag olsun bu aksam bize Pan Cake'ler yapti, ben de ustune Fransa'dan getirdigim bogurtlenli dutlu receli surerekten afiyetle goturdum:) Fotograf yok malesef bu seferlik, bir dahaki sefere artik.)

Pan Cake gunu icin ayrintili bilgi ve bir kac tarif:
http://www.bbc.co.uk/food/news_and_events/events_pancakeday.shtml

...99 100 Onum arkam Sobe, saklanmayan ebe:)

Sevgili Ycurl beni sobelemis, kac gunlerdir yok oldugumdan daha dun gordum, pek bir heyecan oldum, hemen oyuna katilmak isterim ben de:) Baslayalim bakalim:)

  • Yaptigim 4 is:

Toplumsal Destek Projesi Asistanligi

Finans departmani staji

Satis departmani staji

Bir kere de bir kuzenime ingilizce dersi vermistim, sayilir mi ki? Gencim daha ama yani oyle bir ciddi is deneyimim yok daha, insallah basliyacagim eylul itibariyle "ciddi insan Burcu" yasamima:)

  • Defalarca izleyebilecegim 4 film veya dizi:

Amelie

Finding Nemo

Angels in America

Simpsons :)

  • Yasadigim 4 yer:

Kdz. Eregli

İstanbul

Kusadasi

Londra

  • İzledigim 4 televizyon programi:

Acikcasi yurtta kaldigim icin pek televizyon izlemiyorum, cogunluk zamanim ders veya internet seklinde geciyor odada oldugum surede. Ama Turkiye'deyken en son neleri izliyordum:

Hirsiz Polis

Seinfeld

Desperate Housewives

Scrubs

  • Tatil icin gittigim 4 yer:

Kusadasi

Akbuk

Oludeniz

Bayram tatillerinde de Denizli :)

  • En sevdigim 4 yemek-yiyecek:

Cilek (Besiktas meyve sebze halindeki amcalar ozler beni bu sene valla:))

Dondurma

Yogurt corbasi

İzmir Kofte

  • Hemen simdi olmak istedigim 4 yer:

Eregli (home home sweet home)

Besiktas'taki sahildeki cayci (Kiz Kulesi manzarasiyla beraber, ahh ahhhh)

Guney yarimkurede herhangi bir kumsal (sicacik kum taneleri, hafiften dalga sesi falan:) tam ruya oldu, yanina hamak da isterim o zaman:))

Chamonix'de kaldigimiz Chalet (cok huzurluydu gercekten, hala cikamadim moddan)

  • Sobeledigim 4 blogcu:

Atonica

Burcyni

Mutfakta Zen

Burcukusu

Haydi bakalim, oyuna devam:) saklanmayan ebe:)

Monday, February 27, 2006

Chamonix:)

5-6 gunluk bir aradan sonra tekrardan merhabalar:)

Resimden de anlasilacagi uzere aranin sebebi sevgili kivircigimin bana dogumgunu hediyesi olarak ayarladigi kayak tatiliydi. Carsamba sabahindan pazar aksamina kadar Avrupa'nin en yuksek dagi olan Mont Blanc cevresinde yer alan Chamonix'deydik. Chamonix aslinda sadece bir yerin ismi, onun cevresinde bir suru diger kucuk dag koyleri var ve her koyun de kendine ait bir kayak pisti mevcut. Asagilarda cok gorulmuyor bu pistler, gorunen sadece tepelere cikan teleferik veya telekabinler, kocamannn daglar, yemyesil camlar ve takvim yapraklarini aratmayan manzaralar. Asagidaki foto bu dag koylerinden biri olan Argentiere'de cekildi mesela. Boyle bir gunesle uyanmak inanilmaz guzel bir duygu:)




Bu bahsettigim kayak pistlerine cikmaksa biraz urkutucu. Zira benim cok yukseklik korkum yoktur ama yine de o kadar yukseklikten 50 kisinin oldugu bir teleferikte sallanaraktan, ya da sadece 3 kisinin oturdugu ustu acik bir teleskiyle yukari cikmak pek tekin gorunmuyordu ve bunye(m)de oldukca yuksek seviyede adrenalin yaratti acikcasi. Ama guzel yani su ki yukari ciktigimda karsima cikan manzara karsisinda butun bu korkular yerini bir rahatlamaya ve mutluluga birakti.

E Fransa'da bir yerden bahsedip de Fransiz mutfagindan bahsetmemek olmaz:) Tatil suresince temiz hava bol gunes seklinde tikinmasaydik gayet de kilo verip donebilirdik o kadar aksiyona. Zira biz ne yaptik? Bol peynirli yagli yiyecekleri lup lup goturduk ustunuze afiyet .) Saka bir yana İngiltere'den sonra cennet gibi geldi Fransa, markette falan durduramadik kendimizi alisveristen, o kadar guzel yiyecekler var ki gercekten hayran kaliyor insan.

Haftasonunda John ve Julie'yle beraber La Flambee isimli restorana gittik Argentiere'de. Nefis yemeklerin yanisira ilginc dekorasyonuyla gercekten ilgi cekici ve gidilmesi gereken yerlerden biri. Iceride, tabiri caizse, fi tarihinden kalma kayak malzemeleri ve ev esyalari var, cok sicak bir atmosfer yaratmislar acikcasi.Yemekler genelde Fransiz mutfagindan secmelerden olusuyor ama tabi genel turist tipini de es gecmeyip hamburger pizza falan da eklemisler. Pistte tanistigim Ingilizler ozellikle escargot denememi tavsiye etmislerdi, tabi ben bunun ne oldugunu bilmedigimden "tamamdir" seklinde tepkilerdeydim. Zira kendisinin sumuklu bocek oldugunu ogrenmemle mideme giren kramplar sonucu fonduede karar kildim. Fonduyu ilk defa Paris'te St Michel'de denemistim ve acikcasi unutamadigim lezzetler arasinda yurt disinda. Ama bu restoranda gelenin alkolu biraz fazlaydi ve bu yuzden de fazla islakti bence peynir. O yuzden umdugum lezzeti bulamadim malesef. Kotu degildi ama beklentilerin altinda kaldi kendisi.
Fondue bu ortaya gelen tenceredeki peynirli karisimla beraber yaninda gelen ekmek parcalari, haslanmis patates, salatalik tursusu ile servis ediliyor. Bu restoranda ogrendigimiz yeni bir seyse Geleneksel Bitiris icin yaninda getirdikleri azcik alkol ve yumurta. Peynir iyice azaldiktan sonra kabin icine yumurta kiriliyor ve ayni anda alkol dokuluyor azicik. Ve azimle karistiriliyor yumurta:) Bunun sonucunda kabin dibine yapismis peynir bir sekilde tabandan ayriliyor ve nefis bir bitiris yasaniyor .)

Bir diger geleneksel yemek ise Pierrade adini verdikleri bizim bildigimiz kendin pisir kendin ye:) Masaya getirilen bir ocagin ustundeki tasta getirilen biftek, tavuk ve ordek etleri pisirilip afiyetle yeniyor. Yaninda patatesli bir karisimla servis ediliyor.


Tatlilara ise diyecek soz bulamiyorum, gercekten muhtesemlerdi. Asagida gordugunuz tatlinin adi Tarte de Dame. Elmali tersten pisirilmis tart (nasil oldugunu ben de anlamadim tam, ablam boyle bir tarif etti ama bilemicem:)), yaninda krem santi, dondurma ve taze kremayla servis ediliyor. Krema cok tatsiz geldi bana, daha cok dondurmayla yedim tatlimi, superdi gercekten:)

Ablam Creme Brulee aldi kendine, bu da gayet leziz bir tatli. Krema, yumurta ve seker karisimi pisirilip, ustune seker ekiliyor ve firinda kitirdayacak sekilde pisiriliyor. Oyle ki ustunde kasikla vurdugunuzda kirilacak bir tabaka olusuyor, yummmmm:)
Enistem ve Julie ise Chocalate Fondue aldilar ki bu da gercekten ozenilesi bir seydi:) Kucuk bir kapta eriyen cikolata, yaninda getirilen muz, elma, ananas, armut vb parcalari ve...daha ne olsun yahu:)

Yolunuz bir gun o taraflara duserse eger ısrarla tavsiye ediyoruz gitmenizi:)

Bu cok uzun bir post oldu ama bitirmeden once bir adet daha Fransiz yemegi tavsiye etmek istiyorum, bu da Raclette. Donmeden once John'un hazirladigi bu muhtesem yemek de aslinda gayet basit; erimis peyniri ustune koydugunuz haslanmis patates, kuru et, salatalik tursusu, firin sebze ve ekmekten olusuyor. Tek olay bunun makinesinde.

Her tarafi teflon kapli bu makinede alttaki ucgen paletlerde peynirler eritiliyor, ustte yuvarlak kisimda ise kuru et vb isitiliyor. Ve sonrasinda erimis peynir bu et, patates, sebze vb.nin ustune dokuluyor. Icinde alkol vb olmayip sirf peynirden olusmasi bence fonduye gore daha cazip kiliyor bu yemegi. Tek kotu yani gece sonunda her bir yaninizin peynir kokmasi:) O da bir gecelik oluversin, di mi ama:)


Chamonix hakkinda daha fazla bilgi icin bkz:

http://www.chamonix.com/accueil.php?ling=En

Herkese mutlu haftalarrrrrrrrrr:)

Monday, February 20, 2006

Itsu: Japonlara hayran olmak icin bir sebep daha!

Gecen seferki Wagamama muhtesemliginden sonra Japon'lara hayran olmak icin bir diger yemek yeri daha kesfettik: Itsu :) Itsu, Japonca'da "ne zaman" anlamina geliyormus. Londra'nin degisik yerlerine konuslanmis bir sushi zinciri. Fiyatlar Wagamama'dan daha uygun, ama tabi menu olarak da daha farkli. Cogunlukla "take-away" hizmet veriyorlar. Kocaman kutularda sushiler ve salatalar satiyorlar. Ayrica restoranda yemek icin corba vb degisik yiyecek secenekleri de mevcut menude. Londra'ya yolu dusenlerin kesinkes ugramalari gereken yerlerden bir digeri!

Itsu'ya daha once de ugramistik ama Sushi on yargim yuzunden dogru durust bir sey yiyemeden cikmistik. Zira cig balik kavrami kafamda hala on yargi seklinde! Ama dunku oglen yemegimizden sonra bir dahaki sefere ben de sushi mi yesem acaba diye dusunmuyor degilim:)

Sevgili kivircigim dunku dogumgunu surprizleri arasinda bir de Itsu'dan oglen yemegi ayarlamis, sinema oncesi super bir degisiklik oldu! Ablam kendisine ustte gordugunuz sushi kutularindan almis.

Salmon in a Rushdie, degisik cesit somonlu sushilerden, salatadan ve soslardan olusan bir kutu. Cok bir kocaman ama tek kisilik:) Ben klasik bir sekilde yine cok cesaret edemedim bu pek cig gorunen somonlu sushilerden denemeye ama pirincli olanlarindan denedim, bunlarin da cevresinde pirinc ve bir cesit yosun var, icinde de degisik bir sebzeler ve somon. Ve de itiraf etmem gerek ki super bir seydi! Degisikliklere biraz daha acik olmam gerek, evet!
















Ablam tabi benim sushi cesaretsizligimden haberdar oldugundan yemegimi riske atmamis ve sag olsun bana tavuklu bir salata almis. Sesame Chicken and Bean ismindeki bu salata kutusunun icinde susamlanmis tavuk parcalari, havuc, fasulye, kabak cekirdegi, yesillik, noodle ve hijiki denilen siyah yosunlardan var. Bir de tahinli bir sos koymuslar.

Bu hijiki denen garip yosunun ilginc bir tadi var, biraz fazla tuzlu gibi geldi bana ama guzeldi de ayni zamanda. Digerleriyle karistirip yenildiginde tuzu biraz notrleniyor, iyi oluyor.

Bir de burdaki bu yemek ve salatalara kabak/ay cekirdegi koyma olayinin hastasiyim resmen! Inanilmaz bir lezzet veriyor yiyeceklere.

Tahinli sosla beraber leziz bir yemekti gercekten de, burdan kivircigima bir kez daha tesekkuru borc bilirim, sayesinde yeni bir tat daha girdi hayatima:)

Daha ayrintili bilgi icin:

http://www.itsu.co.uk/

Herkese mutlu haftalarrrrrr:)

Friday, February 17, 2006

Global Show: Dance Dance Danceeeeeee :) Cool!

Bu aralar, son zamanlarda yazdigim her post.ta belirttigim uzere, inanilmaz cok isim var yapmam gereken. Bu yuzden de sevdigim islere hic vakit ayiramiyorum ve bunlardan biri de ne yazik ki swing dance kursum. Bu kursa burda basladim ve hayatimda gordugum en guzel ve eglenceli esli dans oldugunu dusunuyorum. Esli danslar genelde bir kasinc olur eger karsinizdaki sevgiliniz veya esiniz degilse, hep bir mesafe koyma gereksinimi duyar insan. Ama bunda hic oyle bir sey yok gercekten, saf eglence! Amerikan kokenli bir dans ve de ozellikle jazz muzikseverlere hitap ediyor.

Neyse iste, bu aralar kursa gidemiyordum ama bu gece okulda Global Show adi altinda degisik ulkelerden bir suru dans gosterileri olacakti, ki biri de swing tabi ki, e bari gideyim bir ic gecireyim dedim. Cok guzel vakit gecirdim, inanilmaz etkileyici şovlar vardi, videoya da cektim ve de iste buyrunuz burdalarrrrrr:)))

Swing Dance: Belirttigim gibi, favori dansim, super super superrr! Baska da yorumum yok:))) Ben burdaki gibi tabi abarti bilmiyorum, kurslara duzenli gidemedigimden, ama genel adimlari ve donusleri yapabiliyorum:) Insallah ilerleticem:)





Tap Dance: Hayatimda en cok ogrenmek istedigim ikinci dans. Bir ara İstanbul'dayken Bilgi Universitesi'nde kurslari acilmisti ama o kadar pahaliydi ki gidemedik. Neyse, hayat daha uzun:)




Syrtaki: Bildigimiz sirtaki:) Benzer kulturlerimizden dolayi cok sevdigim bir dans stili, muzik falan zaten belli ediyor kendini sicakligindan, ahh ahhh:))





Vietnamese: Vietnam'in folklorik dansi, ilk defa uzak dogu dansi seyrettim, gayet etkileyiciydi:)





Belly Dance: En guzelini en sona ayirdim desem :) Ehehe:) Yok gercekten swing ve tap bir kenara, belly dance.in kalbimdeki yeri ayri. Zennube'de dans ediyorlar, kendimi zor tuttum resmen sahneye atlamamak icin:) Simdi dans edenlerin hakkini yememek lazim ama bilenler bilir yani ben bunlara on basarim :))





Not 1: Goruntuler dijital fotograf makinesiyle cekildi, o yuzden ustun kalite seklinde degil, hos gorunuz:) İyi seyirler:)))

Not 2: Bunlarin yani sira samba, cin, ve irlanda dansi gosterileri de vardi. Boyle uluslar arasi bir ortamda olmak gercekten super bir duygu:)

Thursday, February 16, 2006

Foodies' London

Selamlar,

Bu aralar cok yogun gidiyor her sey, gunluk hayat kosusturmacalari icinde cok da bir yemek yapmaya firsat olmuyor. O yuzden de muhtesem tariflerimizden mahrum kaldiniz, biliyorum aciniz buyuk :) Saka bir yana, asil benim acim buyuk:) Hazir yiyeceklerle beslenmiyorum cok ama genelde su sebze torbalarindan yararlaniyorum, pratik oluyorlar ama icim disim brokoli oldu:) Kucuk paketlerin icinde dogranmis brokoli ve havuc satiyorlar, efe'm bunlari atiyorsunuz mikro dalga firina, 7 dk pisiriyorsunuz 750 derecede, sonra cikartip paketi kesiyorsunuz, icindekileri bir kaba bosaltip ustune yarim limon, azicik zeytinyagi ve paprika esliginde yiyorsunuz. Cirkin bir sey degil, ama ustun leziz oldugunu da iddia etmeyecegim tabi ki:) Ama pratik ve de en azindan sebze!

Neyse, umarim su bir kac gun icinde guzel yemekler yapip koyacagim yine tariflerini.

Bugun dedim ki bir de Londra fotograflari koyayim azicik. Foodies in London diye baslik koyduk siteye, kimsenin Londra'dan bahsettigi yok:) E bir Foodies' perspektifinden Londra nasil bir sehir onu biraz anlatayim istedim.

Londra ciddi anlamda yasanilasi sehirlerden biri, tabi ki guzel bir gelir duzeyiniz olursa. Sehir cok duzenli, alt yapi cok duzgun. Merkezde bile kocamannn parklar bulabilir, cevrenizde kosusturan sincaplara "nasil yani" seklinde bakislar atabilirsiniz, yaninizda findik, fistik vb varsa hatta besleyebilirsiniz bile:) Thames kiyisinda uzun yuruyusler yapabilir, gunesli ve kuru havanin tadini cikartabilirsiniz. Yagmurlu havalarda camur deryasi olmayan sokaklarda sakin gezintiler de yapabilirsiniz tabi ki. Ve hava durumu ne olursa olsun her gun cevrenizde bir suru "kosan" insan gorup insanlarin azmine hayran kalabilirsiniz. Bu arada bir suru muze gezebilirsiniz ve bizdeki muze kulturunden ne kadar farkli olduklarini farkedip tekrar tekrar gitmek isteyebilirsiniz. Her gun yapacak farkli bir aktivite bulabilirsiniz ve en kotu ihtimal Covent Garden'a gidip sokakta gosteri yapan sanatcilari izleyebilirsiniz...Liste boyle uzayip gidiyor iste.Hani hic mi kotu ozelligi yok, var tabi ki, hangi sehrin yok ki? Ama simdi bu pozitif yaziyi kotu ozellikleri de yazip notrlestirmek istemedim.

Tower Bridge & HMS Belfast savas gemisi





Big Ben
British Museum (ici burasi yanlis anlama olmasin:))

Changing the Guards seremonisi (Buckingham sarayi onunde haftanin belli gunlerinde olan toren)
Greenwich gozlem evi (Sozde 0 meridyeni :)) London Bridge ve St Paul Kathedrali (favori fotografim:))


St Paul Kathedrali
Tower of London

Monday, February 13, 2006

Piyale Madra :)

Gunaydinnn:)

Bu sabah erkenciyim, bitmek bilmeyen bir odevimle ugrasiyorum, canim sıkılmıstı da aklima Piyale Madra geldi, benim favori karikaturistim. Ayni karikaturlere on bininci kez de baksam yuzumde kocaman bir sırıtış yaratan super yetenek:) Sıkıntıya bire bir:) Sizi de neselendirir umarim .)

www.piyalemadra.com
www.radikal.com.tr (gunluk takip edebilmek icin)













Sunday, February 12, 2006

Kedi dilinden pasta olur mu?

Kedi dilinden pasta olur mu? Tiramisu olur, ama o bir tatli. Pasta diyebilir miyiz buna bilmiyorum ki herkesin pasta tanimi farkli :) Biz annemden boyle alengirli sekilli ilginc pastalara alisigiz. Ondan boyle kedi diliymis, etimekmis, oyle seylerden ancak tatli olur:) İsim bulamadim ama guzel oldu tarifini yazayim istedim:)

Haftaya Cumartesi (18 Subat) dogumgunum. Eve'in de gecen Carsamba dogumgunuydu, oyle olunca beraber bir parti yapmaya karar verdik. Dun kendi capimizda Eve'in dairesinde kucuk bir ev partisi duzenledik. Bu kedi dilli pastamsiyi da dun icin hazirladim.

Yazdigim gibi biz annemden cok ilginc pastalara alisigiz. Ben 18 yasima gelene kadar annem her dogumgunumde usenmedi degisik sekilli bir pasta hazirladi bana yaraticiligini kullanip; barbi bebekli, basketbol sahasi (hatta mac ani diyeyim o kadar yani:)), dondurma kulahi ve toplari, tavsanli, ayili vs vs liste uzayip gider. En son 18. dogumgunumde yildiz sekilli bir pastanin uzerinde benim fotografim vardi "artik astin kendini anne" dedim, Hollywood starlarindan neyim eksik ki:)

Zira 18imden sonra bir boslama hissettim ben bu durumda, bir keresinde pastaneden almaya kalkti, cingar cikardim evde "nasil yaparsin bunu bana" diye:) (saka tabi ki de annecim:) Dogumgunleri benim icin ozeldir, her yil bir donum noktasi gibi gelir, hep bir umut, hep bir beklenti seklinde...Bu yuzden sevdiklerim de sag olsunlar hep bir ozen gosterirler, mutlu yaparlar beni:) Gecen sene Metikim super bir pasta yaptirmisti ustte gordugunuz uzere. Bu sene de ablam "cilgin surprizlerim var sana" dedi, cumartesiyi bekliyorum heyecanla:)


Neyse, dogumgunum bir yana, gelelim Kedi Dili Pasta/Tatli vb [:)] tarifimize.

Gerekli malzemeler:

2 Paket Kedi dili biskuvi
3 kasik un (corba kasigi tabi ki de)
5 kasik seker
2 bardak sut
bir kocaman bar cikolata
muz
azicik recel, marmelat vb

(Goruldugu uzere hic yag yok, pek saglikli kendisi:))

Oncelikle kremamizi hazirliyoruz. Bir tencerenin icine un ve sekeri koyup, sutu yavas yavas ekleyerek karistiriyoruz. Kaynayincaya kadar karistirmaya devam ediyoruz ve kaynadiktan sonra da bir 5 dk kendi haline birakiyoruz. Sonradan tencereyi bir kenara alip azicik sogumasini bekliyoruz.

Bir diger tarafta bir tabagin icine bir corba kasigi kadar marmelat veya recel koyup uzerine su ekleyerek karistiriyoruz. Bu sulu karisima kedi dillerimizi batirip, tepsiye duzgun bir sekilde diziyoruz. Bu kedi dillerinin iyi islanmasi gerekiyor, ben mesela dun bir kez batirdim cikardim, biraz kuru olmus gibi geldi, siz abartmadan islaklik oranini tutturmaya calisin:)

Islak kedi dillerinin ustune bir kat krema koyup uzerine kucuk kucuk dilimledigimiz muzlari serpistiriyoruz. Bu islemi servis edilecek kisi sayisina ve tepsinin derinligine ve tabi ki isteginize [:)] gore 2-3 kez tekrar ediyoruz. Bu krema bir olculuk, eger cok buyuk bir kapta bir suru kisiye servis edecekseniz bunun 2-3 kati olcuyu kullanmaniz gerek.

En son katin uzerine kremamizi koyuyoruz.

Bi diger tarafta cikolatayi kucuk parcalara ayirip bir kasenin icine koyuyoruz. Kaseyi de kaynar su dolu baska bir kasenin icine koyuyoruz ve bu sekilde sabirla erimesini bekliyoruz:) Eridikten sonra catali batirip kremanin uzerine gelisi guzel sallandiriyoruz, ve de pek artistik calismalar yapiyoruz:)

Servise hazirdir, afiyet bal seker olsun efe'm:)


Not 1: Bu krema pastalarda da ic ferahligiyla kullanilabilir, super leziz, hafif ve de kolay bir sey. Yalniz krem renginde oldugu icin pastada kullanacaksaniz soguduktan sonra krem santi tozuyla karistirmak yerinde olacaktir. Hatta icine azicik da (yarim corba kasigi gibi) margarin koyarsaniz pastalarda daha parlak bir gorunum yaratiyor.

Not 2: Bu pastamsinin aslinda kedi dili yerine etimek kullaniliyor, nitekim ben burda bulamadigimdan kedi dili kullandim. Etimekle de denemenizi tavsiye ederim:)

Not 3: Eve'in ev arkadasi Rachel dogumgunumuz icin bize pasta yapmis, tabi dedim ya herkesin pasta tanimi farkli. Onlara gore pasta kakaolu kek uzerine surulmus "icing" dedikleri bol yagli bir kremadan olusuyor. Gogus kaslarinin bile dusunuldugu bu adam sekilli kek kalibini nerden bulmus hicbir fikrim yok:) Ama eglenceli olmus:) Biraz hayal gucu gerektiriyor :)

Saturday, February 11, 2006

Yummy:) Hard Rock Cafe & Leon & Wagamama: Positive Eating + Positive Living

Herkese merhabalar:)

Gectigimiz hafta Turkiye'den arkadaslarim burdaydi, onlara rehberlik yapayim derken paso disarda oldugum icin bu hafta tariflerin yerini mekan onerileri alacak:)

İlk yerimiz Londra'nin unlu Japon restoran zinciri Wagamama. Londra'nin bilimum yerinde bulunabilecek bu zincirin halkalari diger ulkelere de sıçramış durumda, hatta İstanbul'da da baharda yeni acilacak Kanyon alisveris merkezinde yerini alacakmis. Fiyatlar diger restoranlara gore normal duzeyde, yani tabi ki gunluk yiyeceginiz yemege gore pahali ama zaten Londra'da ne ucuz ki? Neyse, arada bir gitmek icin cok guzel bir restoran. Leziz Japon yemeklerine sahipler.

Baslangic yiyecekleri satmiyorlar, bunun yerine "side dish" diye adlandirilan ortak yenilebilecek, bizim deyimimizle ortaya karisik:), atistirmaliklar mevcut. Biz bunlardan Ebi Katsu ve bir de ismini unuttugum tavuklu bir sey yedik. Ebi Katsu kizartilmis karideslerin ozel bir sosla sunulmus hali, aslinda ben karides pek sevmem oyle bir cig gelir hep, ama bu muhtesem otesi bir seydi. Super bir lezzet! Otekisi de kavrulmus tavuk parcalarinin yaninda getirilen soyali bir tatli-aci sostan olusuyodu, cok bir ozel bir yiyecek degildi bence.

Ana yemek menusu cogunluk noodle agirlikli, bilimum sosta noodle corbalari, yemekleri falan var. Ben sahsen pilavli yemeklerden sectim ve Chicken Katsu Curry yedim. Yandaki fotodan da gorebileceginiz uzere bu ekmek kirintilariyla kizartilmis tavuk parcalarinin ustune pilav ve ustune koyulmus curry sosuyla servis ediliyor. Yanda da karisik yesillik mevcut:) "Alti ustu tavuk ustu pilav yahu bunun neresi spesyal" demeyin:) Bu koyduklari curry sosu super bir lezzet veriyor, kesin bir tatmaniz lazim:)

Wagamama hakkinda daha ayrintili bilgiye http://www.wagamama.com 'dan ulasabilirsiniz. Siteye uye oldugunuz takdirde ozel promosyonlardan yararlanabiliyorsunuz. Her hafta yayinlanan bu promosyon voucher.larini bilgisayar ciktisi alip kullaniyorsunuz. Mesela bu hafta Londra'daki bir restoraninda bir ana yemek fiyatina 2 ana yemek promosyonu varmis, Turkiye'ye geldiginde de boyle olanaklar sunacaklarindan eminim. Fiyat acisindan avantajli olabilir, bir bakin derim ben:)

İkinci yerimiz de Oxford Circus'a 5 dk mesafede bulunan Great Marlborough Street'te yer alan Leon. Leon bir Fas restorani, kucuk, sevimli bir mekana ve sempatik calisanlara sahip. Oglenleri oturarak da yeseniz kutularda yemek servisi yapiyorlar. Gayet saglikli ve de super leziz yemeklere sahip. Bizim damak tadimiza yakinligi sebebiyle ablamla benim favori yemek yerlerimizden:)

Ben ne zaman gitsem yandaki fotoda gordunuz kofteli yemekten yiyorum. Salcali kuzu etinden yapilma kofte, ustune yogurtlu sos, yanina pilav ve kirmizi lahana salatasindan olusan bir kutucuk:) Kofte kuzu etinden yapilmasina ragmen hic agir degil. Pilavin icine susam ve bilimum cekirdek ici koyuyorlar ki annemin pilavindan sonra yedigim en guzel pilavlardan biri:) Cok hafif ve de leziz bir yemek:)

Bunun yanisira baska bir favorimiz de super flood salad isimli salata (umarim isimi uydurmuyorumdur:) hatirladigim kadariyla boyle bir ismi vardi). Bu salatanin icine brokoli, bezelye, bilimum cekirdekler ve tel sehriyelerden koyuyorlar, limonlu bir sosla servis ediyorlar. Dun oglen yemegi saatinden biraz gec gittimizden dolayi kalmamisti, ama giderseniz aklinizda olsun, cok doyurucu ve guzel bir salata:)

Leon hakkinda biraz daha bilgi edinmek icin su linke bakabilirsiniz:
http://www.london-eating.co.uk/5848.htm

Ucuncu yerimiz de Hard Rock Cafe! Londra'da iki adet HRC mevcut, biri Leicester Square'de, digeri Hyde Park Corner'da. Biz dun gece ikincisine gittik. Burasi oldukca genis bir cafe-bar ve altindaki restoran kismindan olusuyor (ki dun gece kapaliydi bu bolum). Mekanin her yeri bilimum muzisyenlerin kiyafetleri, ozel esyalari vb ile dolu ve oldukca ilgi cekici. Genel olarak Amerikan tarzi bir dekorasyonu var. Degisik yerlerde olan bir suru ekrandan cogunlugu pek de Rock sayilamayacak ama gayet de eglenceli klipler yayinlaniyor. Muzik sesi biraz fazla yuksek, o yuzden aslinda gelip uzun uzadiya yemek yenilip muhabbet edilebilecek bir yer degil bence. Yani 2-3 kisi olsan bir derece ama kalabalik grupla zor! Yemekler genel olarak asiri derecede pahali, hani leziz ve de kocaman porsiyonlar ama yine de oyle her kafaniza estiginde gidip yiyebileceginiz bir mekan degil, sahsen ben yapmam:) Zira ogrenciyim zaten! .)

Yalniz yemekler bir yana bir tatli yedik ortaklasa, super bir seydi! Hot Fudge Brownie Sundae bizim bazen evlerde kullandigimiz kocaman mumluklara benzer buyuklukte bir kadehte geliyor (kadehten uygun bir kelime bulamadim ciddi buyuklukte bir sey:)). En altta brownie, ustune dondurma, ustune krema ve cevizlerden olusuyor. Dusundukce tekrardan bir "ahh ahh" oldum:) Oldukca kalorili ve bununla dogru orantili bir sekilde leziz bir tatli! Eger bir gun yolunuz HRC'ye duserse biricik tavsiyem bu tatli olur:)

Web sitesi icin: (yalniz bu adresteki direkt Leicester'dakini gosteriyor)
http://www.hardrock.com/locations/cafes/cafes.aspx?lc=LOND

Herkese mutlu haftasonlariiiiiii:)

Sunday, February 05, 2006

Smoothie:)

Haftasonu keyfimin en guzel parcalarindan biri de butun hafta yalniz basina yapilan kahvaltilardan sonra yapilan kalabalik uzun kahvaltilar:)

Simdilerde yeni favorimiz ablamin smoothieleri:) Vitamin kaynagi ve de leziz bu iceceklere olan duskunlugumuz Innocent hayranligimizdan geldi. Innocent Ingiltere'de oldukca yaygin bir smoothie markasi, dogal urunlerle alternatif icecek yaratma girisimlerinden biri ozetle. Yahu biz de yapariz diyen ablam is basina koyuldu ve kendisine bir blender aldi. Boylece her haftasonu bu super lezzete doyabiliyoruz:)

Oncelikle blenderimizin icine muz ve armut dogradik. Diger yanda kati meyve suyu sikacaginda kucuk kucuk dogradigimiz havuc, pancar ve zencefilin suyunu cikardik ve blenderimiza ekledik. Ustune 4-5 kasik kadar yogurt (her zamanki gibi Greek Style) ve de bir kasik kadar bal ekledik.

Hepsini blenderda karistirmamizin sonucu olarak da leziz smoothiemizi elde ettik:) Hazirlanmasi cok kolay olan bu leziz icecegi herkese tavsiye ediyoruz:) Superrr:)

Gourmet Burger :) Yummmmm:)

Haftasonlarini cok seviyorum:)

Ablamla bol bol vakit gecirme imkanim oluyor ve bu da yaninda eglenceli muhabbetlerin yanisira muthis yemekleri de beraberinde getiriyor:)

Cuma aksami ablamla Jarhead filmini izlemeye gittik, gercekten cok ilginc bir filmdi, bir Holywood filmi icin fazla elestirel bile diyebiliriz, Turkiye'ye geldigi gibi gormenizi tavsiye ediyoruz:)

Sonrasinda Gourmet Burger'e goturdu ablam beni, ve de sanirim Londra'da unutamadigimiz lezzetler listesi acmanin vakti geldi:) Gourmet Burger Londra'nin en unlu hamburgercisi, diyeceksiniz ki "bir hamburger ne kadar ozel ve de unlu olabilir", zira oluyormus:) Ozel koftesi ve soslariyla oldukca leziz ve de unutulmaz tatlar yaratiyorlar burda. Sahibi Yeni Zelendali bir Kiwi, ve fiyatlar da oldukca yuksek, hani her gun gidilmez kabul ediyorum ama Londra'ya gelindigi zaman denenmesi gereken lezzetlerden biri sanirim.
Oncelikle ekmekleri ve kofteleri cok leziz, ama asil bu burgerleri ozel yapan soslari. Ablam yandaki fotografta gorulen Jamaican Burger'den aldi. Bunun ozelligi mangolu olan sosu; biraz tatli bir tadi var, bu nedenle tatli-tuzlu karisimlari sevenler icin ideal.


Ben pek tatli-tuzlu karisimlari sevmedigim icin Pesterella diye bir cesit aldim. Bir sonraki fotoda gordugunuz bu oluyor. Bunun da icinde koftenin yanisira pesto, yani feslegen, sosu, mozarella peyniri ve domates var. Ayrica kapagina uzumlu tatli bir sos surmusler, o da degisik bir tat vermis genel olarak. Cok lezizdi valla ilk fotograftaki halim birebir gercek:)

Bunlarin yanisira Lime, yani yesil limon, aromali milkshake ve de kocaman patates kizartmalarindan yedik, hatta yiyemedik bir kismi kaldi .) Ciddi kalori bombasi ama inanilmaz leziz bir yemekti. Aklinizda olsun:)