Friday, February 18, 2011

Bu bloga ilk defa yaziyorum. Burcu'nun ikimiz adina en cok da ben istedigim icin blogu baslatmasina ragmen. Zaten hep boyle olmustur, ben hayal kurarim, Burcu harekete gecer, ben geyik yaparim, Burcu olayi sonuclandirir.

Ilk yazimin sebebi guzel kardesim. Annemle babamin bana verdigi en guzel hediye.

Her abla gibi ben de kucukken , arkadaslarimla oynarken, gece cikarken onu yanimda istemezdim. Ama o diger kardesler gibi beni hic gammazlamazdi, hep korumaya calisirdi. Anadolu lisesi sinavlarindan sonra kafasina kitaplar atip bagirmistim, senin yuzunden sinavi kazanamiycam diye. Halbuki tek yaptigi ben sinavlara hazirlanmak icin ders calisirken kapimda sarki soyleyip, oyuna cagirmasiydi. Sinavi kazandik nihayetinde, kendisini uzdugumuzle kaldik.

Kucuklugumun en guzel anilarinin hepsi onunla. Portakali dorde kesersin, basla sesiyle beraber gulmeni tutmaya calisarak en fazla sulu portakali kim yiyecek diye yarisma yaparsin. Bu arada her yerin vicik vicik olur, kollarindan cenenden her yerinden portakal sulari akar, annen cildirir, gulmekten koparsin ama yine de vazgecmezsin. Hayatta en cok guldugum anlardandir. Ilk okulda sen sabahci, o oglencidir, birbirine kaset doldurursun yanliz oldugun zamanlarda, radyo programlari yaparsin kasetlerde. Dunyanin en guzel yayinlaridir o kasetler. Bu arada babanin Beatles, eski Turk muzigi kolleksiyonu gume gitmistir, yayinlar onun kasetlerinin uzerine kaydedilmistir ama ne onemi vardir:) Sonra birbirine eziyetler edersin. Hep guzelligine cok merakliydi bizimkisi, kucuklugunden beri bakimliydi, alimliydi. Evdeki butun aynalar da nedense flu gosterirdi, tek net ve buyuk gosteren ayna banyoda lavabonun tepesindekiydi. Bu aynaya boyu yetismediginden benim sirtima binerdi, nasil gorunuyorum iki dakika kendime bi bakayim diye ama karsiliginda neler yapardi, ne eziyetler cekerdi. Ayrica annem, babam ve ben koca kulak, koca burun sahibi iken Burcu kucuk burun, kucuk kulakli oldugu icin ben onu aileden olmadigina, cami onunden bulunduguna inandirmistim. Baksana bize hic benzemiyorsun, seni camiden buldular diye diye aglatmistim. Kucukken ne utanmaz ve cekilmez bir abla oldugumu simdilerde fark ediyorum:)

Blogun dedigi gibi tam bir foodie'dir kendisi, hep yemek duskunudur. Ben sut icmekten nefret ederdim, Burcu annem gormeden benim sutlerimin hepsini icerdi. Sutu ictigi icin istedigi seyde bizim ilkokul kantininden alinma catal denilen tuzlu kurabiyelerden yemekti. Ben ona harcligimla catal alirdim, o catallari afiyetle yerdi bi de uzerine sutleri icerdi. Daha sonralari mutfaga girdigini cok gormedim ama nasilsa super yemek yapmayi ogrendi, son yaptigi yemek ve pastalarla annemle yarisir hale geldigini kanitladi.

Kucukken gazetelerin sadece karikatur bolumlerini okumasiyla dalga gecerdim, simdi butun aktualiteyi, nerde ne olup bittigini ondan ogreniyorum. Buyudukce arkadaslarimla otururken kovalamamaya basladim onu. Birlikte en cok guldugum, en cok eglendigim kisilerden oldu. Hatta simdi arkadaslarim da olsun ama en cok o olsun yanimda istiyorum.

Su dunyada kardesin yeri ayri. Insan annesiyle babasinin dedikodusunu bir tek kardesiyle yapabilir mesela. Ya da "kalk gel" diyince gelicek bir cok dostun vardir da, bir tek kardesine hic borclanmazsin, defalarca kalkip geldigi icin.. Kendine ozel bir dil gelistirirsin, baska kimseye komik gelmeyen ama sadece ikinizin bir kelime ile anlayip gulmeye basladigi. Telefonu acip "ne oldu?" diyince saatlerce gulebilir mi bir insan? Ama Burcu'nun mimikleri, sorus bicimi o kadar komiktir ki bazen, abuk subuk her kelimeyle gulup eglendigimiz olmustur. Kendisi yuzeyde ciddi gorunmesine ragmen beni dunyada en cok gulduren insanlardandir.

Bu blogdaki ilk surpriz yumurta yazimda tekrar soylemek istiyorum ki kendisine olan sevgim bambaska. Annemle babama en cok bana onu verdikleri icin minnettarim. Bugun dogdu, 29 yil once. Yeni yasi ve ilerdeki butun yaslari en mutlusundan olsun!