Tuesday, August 29, 2006

Just keep swimming :)

Hey Mr Grumpy Gills
When life gets you down you know what you gotta do?
Just keep swimming

Just keep swimming
Just keep swimming swimming swimming
What do we do we swim, swim, swim
Oh ho ho How I love to swim
When you want to swim you want to swim



* Iyiyim ben merak etmeyin:) Yorumlara bilare teker teker cevap yazicam, herkese destegi icin coook tesekkur ederim:) Simdilik en sevdigim Youtube videosunu koyup kacmak istedim:) Goruntu kalitesi cok kotu ama Finding Nemo'nun en guzel bolumu:) Cuma sabahina sıkıcı Burcu out, her zamanki Burcu in:) Artik "her zamanki"yi nasil yorumlarsaniz:))) Kuzularim da iyiler, bana bol bol destek oluyorlar, duygulaniyorum cok, yaslaniyor muyum?

Operim kocaman!

Friday, August 25, 2006

Bıkıntı kuzusu

Icim daraldi, iki uc kelime de suraya sikayetleniyim dedim...Cok soylenirim ben, burdan boyle kuslar bocekler mutlu mutlu postlar yazdigima bakmayin, bir seye taktim mi durup durup soylenirim, kivircik sag olsun usenmeden dinler, mehtap kufreder "biktim ulan artik aaa" diye ama dinler yine...annekusla babakus da dinler, herkes dinler usenmeden, cok takdir ediyorum, cok bir kuzular, azimle beklerler zamanin gecmesini...gecer de nitekim tabi...gecip gidiyor da iste o sirada insan kendi kendini sıktıgıyla kaliyor..

nedir olay? 40 sayfa yazi! bu kadar canini sıktıgına deger mi? degmez! pek tabi ki degmez de iste insan bazen (cogunlukla diyelim) engelleyemiyor kendini...oturuyorsun, butun gun ugrasiyorsun, canin sıkılıyor, msn.e girip biraz bikbikleniyorsun birilerine, sonra kendi kendine "yeter" diyorsun, tamam hadi tekrar donuyorsun kitaplarin arasina...

Her sey bir yana kafadaki sorular bir yana, "eee so what" donup duruyor kafanda, yaziyorsun bunlari da sonuc ne? katkin ne? ne degisti sen bu tezi yazinca? kendimden bir cilgin ekonomist katkisi beklemiyorum tabi ki de, boyle bir amacim yok ama yine de bunun sonucunu da birileri okudugunda "ahh evet yaa aslinda boyle bir sey de var" desinler istiyorum, bu donemin bana kattigi sey cok tabi ki de, ama onlara katacaklarindan supheliyim...

Boyle iste bir gun umutlu kalkiyorum, bir gun her sey yikilmis gibi, sanki acilarin cocuguyum, hayret bir sey, cok kiziyorum kendime, bu kadar buyutulcek bir sey yok...ama herkes ayni, her gun bir baska arkadasimdan bir msj mail bir sey geliyor "aglamaktan olucem, zaten suramda da boyle bir hastalik cikti" modunda, stres hepimizi yamulttu:( hem de gereksiz bir stres...offf...

Neyse, son bir hafta...ve de en bir guzeli yarin ANNEKUSUM ve de BABAKUSUM geliyorlar, onlari gorunce butun sıkıntılarim kus olup ucucak eminim:) zaten kivircigi da bir haftadir gormuyorum, kesin onun da etkisi var...yarin guzel bir gun olacak kesinlikle:) sonraki gun yine gereksiz depresken moduna donebilirim, izin var

Bu sarki da benim hayatimin biricik "pretty things" leri icin geliyor, iyi ki varlar :)

Herkese guzel bir haftasonu!



Monday, August 21, 2006

Phd: Piled Higher and Deeper :)




Benimki MSc ama olsun:) Yine de cok komikler:) Traji-komik!
Akademik dalgalarda yuzenlere sevgiyle...
Ben yine yokum bir sure, gorusuruzzzzzz :)

Friday, August 18, 2006

Cuma guzelligi

Dunyanin en bir guzel cuma sarkisi:



Herkese iyi haftasonlari .)

Monday, August 14, 2006

Ye # 13: Salata seven Chickpeassss :)

Heyy Chickpeasss :)

Benim bir adet kuzum var, en bir kivircigindan, kendisi hep boyle basliyor Foodie Club maillerine cok seviyorum:) E simdi Turkce'de bicir kelime cok tabi, Ingilizce'de kuzum desen*my lamb*ııhhh olmuyor:) kusum desen, hadi *birdiesss* de, bir derece:) Ama chickpeas guzel soz, yakisiyor...

Eee chickpeas, ne var ne cok? Bir haftadir yokuz bizler, ozlenmisiz belli, yorumlari gorduk mutlu olduk:) Bu "sancili" (bu lafi da cok seviyorum oyle abuk yerlerde kullaniyorlar ki Turkcede, bir de ben kullanayim hadi) donemde boyle guzel yorumlar okuyunca kocaman guluyoruz tabi dogal olarak:) Aslinda cok bir acilarin cocugu durumu yok ama iste sıkıntı var...Neyse bu blogda sıkıntılardan hic bahsedilmedi nerdeyse simdi de bahsedilmesin mumkunse...

Ehem ehem...Londra'nin pek bir muhterem kiz kardes Foodie'leri bir yemek etkinligine katilmakta ilk defaaaa :) Duyduk duymadik demeyin:)

Sevgili Yemek Cini salata etkinligi duzenler de salata vb saglikli yemeklere duskunluguyle bilinen Londoner Foodie'ler katilmaz mi etkinlige:) Soz verdigimiz gibi kimsenin tahmin etmeyecegi, pek kolay, leziz ve de saglikli bir tarifle karsinizdayiz:)

Nohut salatasi hazirladik biz etkinlik icin, gecen hafta gunesli bir pazar gunu bahcede luplettik sizin icin, pek memnun kaldik "ahhh evet" dedik "guzel secim":)

Gerekli malzemelerimiz:
Nohut, domates, beyaz peynir, avakado, turp, limon, zeytinyagi

Biz nohutlari konserve sekilde aldigimiz icin hicbir isleme tabi tutmadan direkt salladik salata kabimizin icine. Sizdekiler kuru nohutsa bildigim kadariyla bir onceki geceden islatip, sonra da hasliyorsunuz. Bunu tam bilemiyorum, eminim siz benden daha iyi biliyorsunuzdur:) Yeni nesil bir insanim ben, gider alirim haslanmis :)))

Domatesleri irice dogruyoruz, avakadoyu temizleyip dogruyoruz yine iri iri, bu arada avakado hafif olgunlasmis olsun, ham keserseniz valla sert sert hic bir sey anlamazsiniz yediginizden benden soylemesi:) E butun malzemeler iri de beyaz peynir ufalansin mi? Onu da iri iri bir zahmet...iri dediysek de abartmazsaniz iyi olur tabi goruntu acisindan:) Bunlari boyle bir kabin icinde karistiriyoruz nohutlarla, yalniz asiri karistirmayalim ki ezilmesin avakadolar...

Sonra bir limonun suyunu sıkıp bir bardakta azicik zeytinyagi ve tuzla iyice karistiriyoruz, salatanin ustune dokuyoruz. Ustune de minik turpcuklari boyle ince ince dilip sus yapiyoruz .)

Afiyetle goturuyoruz :)

Nasil leziz bir salata! Boyle anlatilmaz yasanir yani o derece! :)

Kivircik bahsedince ben ilk basta bir "bak emin misin sonra butun gun ruzgar problemi yasamayalim" dedim :) burda bu gaz problemini doktorlar vucudun urettigi ruzgar olarak tanimliyormus :) Yenilenebilir enerji kaynagi eheuehe:)) Geyik bir yana ablam dedi ki bu nohut cok faydaliymis arkadaslar, glisemik endeks mi neyse iste oyle bir seyi cok dusukmus de o yuzden cok tok mu tutuyormus kolestrolu mu dengeliyormus, acaba ben atiyor muymusum, dusundum bir an, yok atmiyorum cidden boyle bir seyler soyledi:)

Sonuc: Nohut gayet faideli bir sey, vucudunuz ruzgar uretmeye meyilliyse isterseniz icine kimyon koyun, bildigim kadariyla kimyon gaz yapici ozelligini azaltiyordu, yoksa bunu da mi atiyorum?? Annekusum yardimmmmmmmmm :)

Biz bir sure daha yokuz, muthis tariflerle geri donucez, neli tarifler? tabi ki de ispanakli:) tezle ugrasirken ac kalmiyoruz malumunuz, yeni yeni ispanakli tarifler uretiyoruz:) ortalikta bir hazir paket ispanak satan bir marka gorurseniz bana haber verirseniz cok sevinirim, sponsor ariyorum kendime eheuehe:)))

Bir de bir de "kilo almadan tez yazmanin formulu" azzzzzzz sonra sevgili chickpea, az sonraa:)))

Dipnot: Bu muhtesem yaprak sekilli tabagi kivircigima hediye alan yengelerin birtanesini de burdan opuyoruz kocaman kocamannnnnnnnnnnnn:)

Sunday, August 06, 2006

Hazir...

Hazir Agustos ayi baslamis, Eylul'e surda bir aydan az bir sure kalmisken, kivircik da gezilerden yorulmus kardesini beslemeye alismisken [:)][bu durumdan super mutlu smiley] ben mutfaktan azicik cikiyorum ve de kendimi akademik dunyanin dalgalarina birakiyorum :)))

Bu surede "naptin burcuk, iyi misin, nasilsin, cok calis, tembellik yapma, dombik patates, bortum bocegim" vb bilimum sey soylemek isterseniz mail adresimden ulasabilirsiniz:)

Agustos 15'te yine buradayiz, kimseciklerin tahmin etmeyecegi bir salata tarifiyle Yemek Cininin duzenledigi Ye-13 aktivitesine katilmak icin:)

Bu arada siz de kendinize cok iyi bakiyorsunuz, mutlu mesut yasayip gidiyorsunuz, capiche?

Bir de Fiona Apple dinliyorsunuz:

Doyamadiysaniz gidip ustune bir de Across the Universe, Mistake, Please please please dinliyorsunuz, bulamazsaniz bana bir mail atiyorsunuz ben size yolluyorum:)

Sevgi saygi bilimummmmm opucuk


Nerd mode on Bee

Burcuk

Friday, August 04, 2006

Ortaya karisik salata:)

Offf dun bir salata yapmisimmmmm:) Aman amann o ne leziz bir sey oldu valla inanamiyorum boyle uydurmasyon tariflerimin bu kadar basarili sonuclar verdigine:)))

ispanak salatasi tarifi daha once vermistim, ondan buna koyacak isim bulamadim, "ortaya karisik" dedim ahaha tam Turk stili oldu bu:))) yanar doner bir seyler de koysaydim ustune tam olcakti:) biraz daha yaratici olmam lazim isimlerde, evet!

Gecen gun bahsetmistim ya Bulgur Yatagi'ndan ispanak kaldi diye, ne bereketli ispanakmis! ye ye bitmedi bir turlu:))) neyse kalan son ceyregi de bu salatada kullandim.

Tabagin en altina guzelce yikadigim ispanaklari yerlestirdim, cig bir sekilde. Ben yine dogramadim kucuk yaprakli olduklari icin ama siz bakarsiniz iste cok buyuklerse dograyiverin, daha rahat olur yemesi:)

Ustune yarim yagli kasar peyniri dogradim kupler seklinde. Bu arada sebze torbami mikro dalgaya attim. Burda boyle kucuk sebze torbalari var, icinde havuc brokoli karnibahar falan oluyor, hazir yikanmis temizlenmis, mikrodalgada buharda piser gibi pisiyorlar 5 dk.da. Sebzeler pistikten sonra disari aldim tabagi, torbasini kesip tabaga bosalttim ve sogumalarini bekledim bir kac dakika.

Sonra bu sebzeleri de peynirli ispanak yatagimizin (ahahah :) cok eglendim bu yatak olayina:)) ustune koydum, en uste yine kup kup kasar dogradim. Tuz ve nane ektim, yarim limon suyu, azicik da zeytinyagiyla tamamladim.

Yanlarina da trilaylaylomlar esliginde kizarmis ekmeklerden yerlestirdim, Mark da bu arada beni izledi "kafayi mi yedin Burcu" gibilerinden:))) Ama ben ona da soyledim, ben bu yasima geldim daha hicbir yemegin evde oylesine sunuluverdigini gormedim, hep bir ozen vardir yemeklerde, annekusum sag olsun:)

Haydi afiyet bal seker olsun:)

Not 1: Ben mikrodalga ve hazir sebze torbalari kullandigim icin 10 dk.da hemen hazirlayiverdim salatayi ama siz tabi Turkiye'deyseniz mesela bu torbalardan bulma ihtimaliniz biraz dusuk. O zaman siz de sebzeleri bir sekilde haslayin, zaten cok cok yumusayincaya kadar pismelerine gerek yok, diri diri daha guzel oluyor salatada! Boyle olursa iste toplamda yine 30 dk.ya falan hazirlarsiniz sanirim salatayi, kolay bir yemek cidden.

Not 2: Bir de azicik ceviz olsa aslinda.))) Eminim cok yakisacaktir peynirlerle beraber!

Herkese mutlu haftasonlariii:)

Thursday, August 03, 2006

If on a winter's night a traveller

Aslinda bugun The Real Greek'ten bahsetmek istiyordum, dun ders arasi yemek molasi Julia ve Eve'le oraya gittik. Fakat bu dombiler benim fotosunu cekmeme izin vermeden direkt saldirinca yemege tabi tam cekemedim guzel fotograflar:) bir kac tane cektim ama onlardan da tam belli olmuyor:/ Yalniz cok begendim yaa, boyle bir lezzet olamaz, ortaya meze tabagi aldik karisik, yaninda da ozel yunan ekmegi, off offff...neyse ben oraya bir kivircigimi goturucem, o zaman size ayrintili bir anlaticam, bu arada siz buralara gelirseniz aklinizda bulunsun, cok hos bir yer cidden!

Bugun de burda kapali hava, baya da serin, hatta soguk bile diyebiliriz. Tabi benim isime geldi, oteki turlu zor oluyor calismak. Dunden beri aklimda Italo Calvino'nun kitabi var, If on a Winter's Night a Traveller...Bildigim kadariyla Turkce cevirisi de mevcut..Dusunecek fazla bir sey yok ya bu ara, ondan bunlari dusunuyorum ahah:))) ya aslinda yapacak cok isim var ama bir yandan da nasil kitap okumak istiyor canim. Neyse, ben okuyamiyorum bari bugun sevdigim bir kac kitaptan bahsedeyim istedim.
Bu kitabi universite 2. sinifta kesfetmistim, cok hos bir kitap, direkt icine aliyor insani, anlatimi da cok guzel ve surukleyici. Eger bu aralar bos vaktiniz varsa ve hala okumadiysaniz okumanizi tavsiye ederim, cidden cok hos bir kitap. Icerigi hakkinda cok bir sey anlatmak istemiyorum ama bazi bolumlerinde direkt okuyucuya sesleniyor, bu da kitabi daha da ilginc hale getiriyor bence.

Post-modern akim icinde yer aliyor kitap ve de aslinda yazim/edebiyatla alakadar. Ama genelde boyle soyleyince sıkıcı bir hava yaratiyor insanlarda ilk olarak, kesinlikle sıkıcı degil, ne kadar surukleyici oldugunu tekrar tekrar yazmayayim:)


Aklimda kalan kitaplar hep boyle ya degisik tarzda anlatima sahip kitaplar ya da sistem elestirileri. Sistem elestirisi denilince aslinda ilk basta akla George Orwell gelir, 1984 ve Animal Farm romanlariyla. Bunlar da favori kitaplarimdan ama eger daha ucuk bir kitap ariyorsaniz Brave New World tam sizin aradiginiz kitap. Roman Londra'da geciyor, 26. yuzyilda, dunyanin Kulucka ve Sartlandirma Merkezi'nde insanlar istenilen mantiga gore yetistiriliyor, herkes de hayatindan memnun ( mu acaba?). Cok cok ilginc bir kitap.

Bu aralar insanlar bu Ferrasini Satan Bilge'ye falan takmis durumda, kitap milyonlarca satti hani eminim bir sey buluyor ki insanlar okuyorlar ama ben bir turlu sevemiyorum o tarz kitaplari, bu konuda cok onyargiliyim ama okuyanlara icerigi hakkinda sorular sordugumda da az bucuk hakli oldugumu goruyorum. Icinde oldugumuz sistemde bir seylerin ters gittigini hepimiz biliyoruz, herhalde kimse de "ahh ne de guzel dunya" modunda degildir ama bu yanlislarin onume hazir sunulmasina gicigim. Ben tabiri caizse daha cok caktirmadan sisteme saydiran kitaplari seviyorum, daha eglenceli oluyor insanin kendisinin bulup cikarmasi gerekli msjlari, cunku bir de boyle olunca cok farkli anlamlar yuklenebiliyor kitaplara, bu da gorus acisi zenginligi acisindan iyi oluyor. Mesela Otostopcu'nun Galaksi Rehberi de bilinen en komik kitaplardan biri bence ve de ayni zamanda caktirmadan saydiranlardan:) Guldururken dusundurmek boyle bir sey oluyor galiba:) Filmi de cekildi en son ama cok bostu film, bence kitabini okumadiysaniz bir vakit ayirmalisiniz bu seri icin.

Bu kategoride bir diger unutulmaz kitap da Portekizli yazar Jose Saramago'nun Korluk kitabi. Ya bir gun siz de dahil olmak uzere hepimiz kor olursak? Boyle bir gucsuzluk halinde nasil bas ederiz acaba sistemle? Ya da belki de aslinda coktan kor olduk hepimiz ama farkinda degiliz...Boyle bir suru soru yaratiyor insanin kafasinda, elinize aldiginizda birakamayacaginiz kitaplardan.

Yazdikca yazasim geldi:) ama bu kadar yeter simdilik, reklamlarda vardi ya hani kucuk cocuk "cokk isim var anne cooookk" diyen, aynen oyle benim halim de:/

Son olarak dayanamayip bir kac kitap ismi daha verecegim, bunlardan da bir gun ayrintili olarak bahsederim, siz o arada kesfede durun:)) Hos eminim siz de coktan biliyorsunuz bu kitaplari, o zaman da tekrardan bir yad edersiniz artik:)))

Paul Auster: The New York Trilogy
Kutlug Ataman: Peruk Takan Kadınlar
Oruc Aruoba: Ile (dunyanin en guzel iliski kitabi)
W. Shakespeare: Soneler (yeni basiminda bir tarafinda turkcesi bir tarafina ingilizcesi var sonelerin, ve de boyle eski stil bir yaziyla basilmis, insani alip goturuyor)

Ben ders kitaplarina doneyim en iyisi:) Yakin gelecek acisindan bunlar simdilik daha faydali:))

Wednesday, August 02, 2006

Ispanaklı Pilav

Bir ispanakli tarifler kitabimi yazsam diyorum? Ne bileyim soyle sayfa kenarlari Temel Reis figurleriyle suslenmis falan, yazar fotografi icin ben de oyle bir poz veririm kol kaslarimi gosteren (uuuuu bir gorseniz:) ) cok eglenceli bir kitap olur kesin:) Ispanagin faideleriiiiiii:)) Benim gibi kronik anemik insanlarin demir ihtiyacini bir nebze gidermeye yarar ispanak:)

Gecen gunku bulgur yatagindan kalma ispanak vardi, e simdi kavurma yapsan azicik olacak, ben de pilav yapayim dedim:)

Zeytinyagini kizdirirken icine tuz, karabiber ve nane koydum. Sonra yikadigim pirinci koydum, kaynamis suyu ekledim ve de bir iki dakika kaynamasini bekledikten sonra da ispanaklari ekledim. Ben tek kisilik yaptigim icin ceyrek paket kadar kullandim, yaklasik 60 gr kadar. Gayet yeterli oldu ama siz kalabaliksaniz daha cok kullanin tabi ki:)

Peki bu guzelim leziz pilav neden bizim tane tane pilavimiz gibi degil de Risotto modunda gozukuyor? Cunku kocaman mutfakta bir adet adam akilli kapak bulamadim >:/ Ara tara, dolaplara bak, arkadaslarina sor, yok yok yok! Cok buyuk kapaklar var pek bir ise yaramayan, ya da ufurukten teyyare hafifce kapaklar var. Eski dairede cok guzel bir tencere kapagi vardi camdan, tam uyuyordu, ne guzel tane tane oluyordu pilavlar be! Neyse yani bu ne bicim sey boyle demeyin diye bir aciklama da yapayim istedim:)

Siz bunun boyle goruntusune bakmayin, kendiniz deneyin evde, gercekten cok leziz oluyor, ustune de soyle suzme yogurt:) ohhhh:))

Afiyet olsun simdiden .)

Tuesday, August 01, 2006

Plant-me Pet: I'm the Pumpkin :)

Tanistirayim:

Bu devekusu modunda kafasi toprakta gomulu modda takilan arkadas bizim balkabagimiz, balkabagi bunlar da benim blog okuyucularim, yok olmadi blog kardesi mi desek, ııhhh o da olmadi, blog dostu diyelim, blog dostu guzel oldu evet:) yalniz dikkat etmek lazim sevgili balkabagi, cunku blog dostu diyorsun ama arada bazi kotu niyetliler cikiyor:( ama neyse bir kac kendini bilmez icin otekileri kirdigina degmez, evettt balkabagi, bunlar da blog dostlari:)

Burayi takip eden cogu kisi herhalde kabak cekirdegi iciyle olan tutkulu iliskimi bilir:) cok severim yemeklerde salatalarda kullanmayi:) baktim cok gidiyor, kendime bir balkabagi alayim, yetistireyim dedim:)))

Ehehe:)) Yok tabi ki de boyle sey yapmadim. Bu balkabagi bizim dairemizin Plant-me Pet'i, Iskocyali arkadasim Mark'a dogumgunu hediyesi olarak gelmis. Kendisi unlu ispanyol tasarim sanatcisi (bu da nasil bir tanim oldu ama:/ designer iste anladiniz siz) Marti Guixe'nin bir urunu. 2004'te Design Plus odulu almis. Plastik bir oyuncak ve de gozlerinde iki adet kabak cekirdeginden olusuyor. Aynisinin kavun ve domateslisi de mevcut.
Kutusunun uzerinde soyle yaziyor: The very first rubber character that actually grow naturally. Contradictory? Perhaps. But contradictions breed creativity.

Evet, zitliklar yaraticiligi besliyor, dogru soylemisler. Kutudan ilk ciktiginda (ki bu asamada fotosunu cekmek aklima gelmemisti ama yukaridaki linke tiklarsaniz gorebilirsiniz) gayet cirkin bir oyuncak gorunumunde, aman bu ne boyle diyor insan:) Zaten internette de aradiginizda bir kac sitede soyle yaziyor: Onun o cirkin goruntusune ve ruhsuz gozlerine dayanamaz hale geldiginizde artik dikin onu ve gorun neler olacak:) Aynen oyle cidden, goruntunun korkuncluguna dayanamadiginiz anda gomuyorsunuz kafasini topraga, sonra hemencecik buyuyup kabak oluyor kendisi, balkabagi:)

Kutunun arkasinda cin ali cizimleriyle anlatmislar bu durumu:) eglenceli olmus baya:))

Internetten alinabiliyor urun, Londra'da Design Museum'da satiliyor. Ben yuruyus yaparken bir baktim ne kadarmis fiyati diye, 15 poundmus, yuh dedim, hic akil fikir yok guzel kardesim. Insan iki tanecik kabak cekirdegine 15 pound verir mi? Hayir, tamam, anliyorum, olay tasarim yaraticilik falan filan ama yine de, ne bileyim, bir garip geliyor bana.

Soyleselerdi ben soylerdim babama, Adapazari'nin unlu balkabaklarindan alirdi bir tane, icini tatli yapardik soyleee firinda:) cekirdegini de dikerdik, olurdu biterdi:)

Di mi ama? :)

Yani evet pahali buldum acikcasi ama ayni zamanda da ciddi anlamda yaratici bir sey gercekten. Zaten Guixe'nin sitesine baktim nette, diger urunleri/tasarimlari da kendinden soz ettircek derecede guzel!

Kucukken hep tasarimla ilgili bir is yapmak isterdim, sonra tabi boyle yaratici zekalari gordukce kendime bu konuda olan guvenim gittikce azaldi:) Neyse, simdi sectigim bolumden memnunum, tasarim acligimi da boyle seylerle gideriyorum arada, iyi oluyor:)

Balkabagi ve ben hepinize guzel bir Agustos ayi dileriz efen'im, zira bu ay bize sefa degil cefa getirecek malum durumlardan dolayi:( ama olsun, ne demisler: no pain, no gain!

Bas basssss:)