Monday, October 16, 2006

"Ye 15: Bayram tatlilari" Cok laf, hic icraat !

Pek sevgili Foodie.ler,

Farkindasiniz yazamiyorum, bunu zorlamanin manasi yok simdi. Yazmak istiyorum ama o kadar cok is var ki o kosusturma ve stresin icinde bir turlu oturup duzgun bir yazi yazamiyorum. Yazi yazmayi biraktim zaten yemek de pisiremiyorum, bu ara hazir yiyeceklerden gidiyoruz ya da bildigimiz tariflerden. Bu yonden azicik daha sabirli olmanizi diliyorum, hayatim duzene girer girmez bu blog da eski duzenine kavusacak. Bu yuzden hepiniz bayramin ilk gunu iyi dileklere "Burcukun hayatinda bir seyler belirginlessin" tadinda ufacik bir cumle de ekleyebilirsiniz mesela, nasil cozum ama :)) ahah:))) yok ben elimden geleni yapiyorum zaten de hani n'olur n'olmaz tedbirimizi alalim diye dedim ben:)))

Iki seferdir mutlu mesut "ye" etkinlikleri icinde yer alip muhtesem tariflerin arasina ufurukten teyyare minik ilginc tarifler sıkıstırıyorduk, nitekim bu sefer katilamayacagiz. Zira eve giren tek tatli cesidi bilimum Green Black cikolatalar :)

Aman neyse, icraat yoksa, fikir var, di mi ama? :)

Efen'm bence Ramazan bayrami gibi ordan oraya gunde bilmem kac ev gezilen aktivitelerde boyle suruplu tatlilardan kacinilmali. Zira zaten donen muhabbet giden her bireye sirayla "nasilsiniz" sorusu ve cevabi seklinde donup, cok az yerde eglenceli oluyor, bir de ustune agir tatlilarla insanlarin icini baymamak lazim. Sekerpare'nin kalbimizdeki yeri ayri ama yine de bu kadar cok tatli yenilen gunlerde sagliksiz kaciyor ne yazik ki :/

En guzeli ya meyvali tatlilar ya da sutlu tatlilar. Belki sutlu tatlilari ikram etmesi zor olur diye dusunursunuz hani buzdolabina nasil sıkıstirican ki o kadar kaseyi simdi, o zaman ya etimekli/kedidilli pastalar gibi tabakta servis edilen tatlilardan yana tercihinizi kullanin ya da meyveli tatlilar bolumune alalim sizi...Meyveli derken aklima ilk gelen Kabak Tatlisi oluyor, annekusum bildigim kadariyla soyle yapar, babakusa kabaklar kestirilip guzelce yikanir, bir tencereye koyulup ustune seker koyulur pisirilir. Ardindan da firinlanir ve de ustune findik/ceviz ekilip servis edilir. Ozellikle Adapazarı-Duzce tarafinin kestane kabaklari super olur:) Ayrintili bir bilgim yok malesef, Kalamaki hanimi yorumlarda ayrintili tarif vermeye davet ediyoruz :)))

Bunun yanisira bloglarda bir suru kayisi vb. ile yapilan hafif meyveli tatlilar var. Kucuk kadehlere yapilan meyve salatalarinin ustune koyulacak hafif bir krema/muhallebi/jole bile isinizi gorebilir.

Tabi derseniz ki "illa ki serbetli tatlilar yiyecegiz biz gelenek", o zaman ya sekerpare tavsiye ediyorum ya da ici kaymakli burma kadayif:)))

Bilimum blogdan alinan tarifler icin ev sahibi Hane Icreye konuk olabilirsiniz:)

Bu seferlik boyle "sifir icraat, bol laf" bir etkinlik katilimi oldu, kusurumuza bakilmasin :/ Bir dahakine umarim aktif bir sekilde katilacagiz.

Simdiden herkese bol tatli-sohbetli eski bayramlari aratmayacak bir bayram diliyorum:) Sabah uyanip aile kahvaltisi sirasinda bizim gibi muzik dinleyenlerdenseniz de bayram sabahina tatli sarki olarak sunu oneriyorum: Cousteau -The Last Good Day of the Year

Wednesday, October 11, 2006

Burcuk'un mutfak hayatinda bir ilk: Ev yapimi Brokoli Corbasi :)

Efen'm malumunuz havalar sogumaya basladi, yagmurlar deseniz aldi basini gidiyor...Sabahtan yogun bir sekilde yagan yagmur sonrasinda sonbaharin geldigine iyice kanaat getirmis durumdayim:) Hos hala cok soguk yok ama yine de bazi bazi insanin cani corba cekmekte. Tabi bunye alismis yillardir kendi basina oldugunda hazir ezogelin corba yapmaya, burdaki hazir corbalar ayni tatmini yaratmadiginda kendi basina corba yapmaktan bi'haber durumda.

O zaman n'apilir? Once Hanifenin tarifleri gelir akla, bicirik Ege icin elbet bir corba yapilmistir hali hazirda diye dusunulur:) Soyle bir yapilis sekline goz gezdirilip dusunulmeye baslanir:) Sonra akla gecen gunlerden birinde Ev Cininde gorulen brokoli corbasi gelir, bir de ona goz gezdirilir.Hmmm yapilis sekli ayni gibi, is basina koyulma vakti gelmistir demek ki:)

Simdi olayin asli suymus sevgili foodie.ler: Elektronik aletler bizim her seyimizmis:) Aslinda o kadar da zor degilmis, koymak istediginiz sebzeleri koyuyorsunuz bir tencereye, azicik kavuruyorsunuz, sonra ustune su koyup pisiriyorsunuz. Sonrasinda blender yardimiyla bzzttt bzzttt eziyorsunuz. Gercekten de kolaymis:)
Tarif Ev Cinindeki Brokoli Corbasi tarifinin aynisi neredeyse. Bir kac fark soyle:

* Ilk basta soganin yaninda 2 dis sarimsak da kavurdum.
* Tavuk suyu yapmaya usendigim icin tavuk bulyon kullandim (Evet, yeni nesil tembel bir kuzuyum, ne olmus yani? :))
* Brokoli ve patatese ek olarak uc tane de kucuk havuc koydum.
* Dereotunu taze degil toz halinde koydum.
* Bir de kuru dereotu haricinde ortaya karisik soyle baharatlar ekledim suyla kaynama sirasinda (sanirim bir degisiklik de bu, Ev Cini kaynadiktan sonra blenderla ezme sirasinda eklemis baharatlari ben oncesinde ekledim): Toz kisnis, nane, aci biber, deniz tuzu, karabiber. Aslinda muskatin yerini bulabilseydim onu da ekleyecektim ama bulamadim :/ Bir dahaki sefere artik:) sizin aklinizda olsun muskat, cok yakisiyor corbalara.

Sonra da kivircik isten gelene kadar mutemadiyen tencereye bakip kendi kendime "vay anasini sayin seyirciler" dedim:) Gurur duydum kendimle:) Annekusum babakusum gorseler gozleri dolardi kesin:)))

Tadi baya guzel olmus, hem de icinde cok az zeytinyagi bolca da sebze oldugundan oldukca da saglikli sanirim. Siz de deneyin kesin:)

Afiyet olsun simdiden!

Monday, October 09, 2006

Gullac

Ici bol bademli,
ustu de bol narli olsun...

Bir de Londra'da olsun mumkunse :)

Cok canim cekti, bu taraflarda iyi gullac yapan bir yer bilen varsa bir yaziverse ne guzel olur ama:)

Herkese guzel haftalar:)

Friday, October 06, 2006

Ispanaklı Ekmekler vs vs vs :)

Gordugunuz uzere yazdigim gibi cok duzenli bir insan olup 2 gunde bir yeni bir seyler yaziyorum bloga:) bu duzenle nereye kadar artik bilemiyorum:)))

Saka bir yana, baya yogun bir hafta gecirdim. Sali gunu Toni&Guy Academy'e gittik Despina, Met ve ben, saclarimizi kestirdik. Gordugunuz uzere tam bir kus oldum dondum:) Ya ilk basta aslinda cok kesmemisler gibi gelmisti ama sonradan fotolara bakinca ne kadar kestiklerini farkettim, bir yandan iyi oldu kiriklar vs. de yine de insanin ici gidiyor:)

Bu arada bu Toni&Guy Academy super bir yer, Londra'da 5 pound'a bu kadar tarz sac kesen bir yer daha yok. Burda kuafor ucreti sacinizi kesen insanin profosyonelligine gore degisiyor, en acemi olan 30 pound.a kesiyor, sonra artiyor bu fiyat 100-200 vb ucuk sayilara cikan yerleri bile duydum. Boyle bir durum olunca tabi ya boyle akademileri tercih ediyor cogunluk ya da kirk yilda bir sac kestirmeyi:)

Toni&Guy Academy Toni&Guy kuafor salonlari icin insan yetistiren yer. Sacinizi ogrenciler kesiyor ama hocalar surekli baslarinda ve her asamayi dikkatle takip ettikleri icin risk baya az. Bu arada cok bilimsel yaklasiyorlar olaya, gecen sefer gittigimde "surda makasi 19 derece aciyla tutacagim, surdaysa 45" tadinda muhabbetler gecti ogrenciyle hocasi arasinda "ilginc valla" dedim "nolorrr kardesim" :)

Neyse, uzun lafin kisasi cok guzel kesiyorlar, yalniz biraz uzun zaman aliyor, 3-3.5 saat kadar. Bir de onceki haftadan randevu almaniz gerekiyor, numarasi: 00 44 20 78 36 06 06 burda boyama yapmiyorlar, sadece kesim...Bir de son olarak erkeklere de acik oldugunu belirtmekte fayda var:)

Bir de bunlarin sac urunleri var Label-M markasinda, cok guzeller. Ozellikle Leave-in Conditioner benim gibi saclari cabuk kirilanlar icin oneri. Banyodan ciktiktan sonra azicik suruyorsunuz yumusacik yapiyor sacinizi, hem de kirilmalari onluyor. Bir de cok guzel kokuyor:)

Koku demisken Body Shop'un White Musk'tan sonra yeni bir muptela serisi cikti, Neroli Jasmin adi. Parfumu, losyonu, jeli her bir seyi cikmis. Annekusum burdayken beraber bakmistik deneme urunune (o sirada daha seri cikmamisti) bayilmistik kokuya, bugun bir baktim seri cikmis, hemen kaptim bir tane kucuk eau de toilette. Herkeslere tavsiye:)

Tabi durduk yere yapmadim bu alisverisi:) Londra'da kazandigim ilk parayi harcadim azicik, mutluyum gururluyum:) Yok tahmin ettiginiz gibi kalici bir ise baslamadim henuz ama donemsel bir proje vardi bir ekonomi danismanlik sirketinin yuruttugu, onlara Turkiye'yle baglantilarinda yardimci oldum. Bu arada Turkiye'den degisik insanlarla bir suru telefon gorusmesi yapma sansim oldu, her seferinde kocaman gulucukler yerlesti suratima:) Ozellikle "Burcu yavrum Londra'da havalar nasil" diye soran sevgili Leyla Hanim'a yagmurlu firtinali bir gunde bana mutluluk verdigi icin tesekkur ediyorum:)

Bunun disinda degisen hicbir seycik yok, bati cephesi bu vaziyette sevgili Foodie okuyuculari:)

Bu arada uzun zamandir ispanakli tarif verememistim, ozlemissinizdir dedim. Aksam ne yiyecegime karar veremeyince bir seyler uydurmaya karar verdim ve eldeki malzemelerden ispanakli ekmek cikti ortaya:) Guzel olunca paylasayim istedim.

Kepekli bir dilim ekmegin uzerine azicik margarin suruyorsunuz. Ben Flora kullandim, su kalbe faydali oldugu iddia edilenden. Ne kadar dogru bilemiyorum tabi:)

Neyse, zaten azicik suruyorsunuz. Sonra ustune azicik tuz, karabiber ve nane. Bunun ustune dogradiginiz ispanaklar ve en uste de yarim yagli kasar.

Fırına veriyorsunuz bir 5 dk.cik 200 derecede, sonrasinda afiyetle goturuyorsunuz. Gayet hafif ve leziz oldu, ozellikle nane cok guzel koku vermis. Pek de kolay:) Deneyiniz...

Herkese guzel haftasonlari ve haftalar diliyorum, ne zaman yazarim bir daha bilemiyorum...Gorucez:)

Sunday, October 01, 2006

Finlandiyadan Ilham geyigi & Kanada'dan Jacob :)

Uzun aramalar sonucu ilham perisinin sicak diyarlara goc ettigini duydum, pek yagmur falan sevmiyormus soylenilenlere gore...Hele ki boyle bardaktan bosanircasina yagan yagmurlara hic tahammulu yokmus, hazir noel ve yilbasi da yaklasmisken [simdi bazilariniz "burcuk abarttin daha kac ay var" der belki ama hazirliklar basladi burda:) ] isini kuzey bolgelerinden ren geyiklerine teslim etmis.

Bu guler yuzlu yumusak kulakli ren geyigi evimize evelsi gun sevgili Despina tarafindan getirildi, kendisinin ilham verme ozelliginin yanisira bir diger guzel yani da ayaklariyla masaj yapmaktaki ustaligi:) Taa oralardan duymus ki cok stresliyim, demis "bir kosu yetiseyim yardimina":)

"Geyik" bir yana:) cidden bu aralar cok stresliyim, basvurular, vize isleri vb nedenlerden dolayi...Ama sonucta hayat her zaman gulluk gulistanlik degil tabi ki de olacak boyle sorunlar. O yuzden azimle ugrasip gecmesini bekliyorum, sonucta zaten acilarin cocugu bir durum yok hani, sadece yogun bir donem o kadar:)
Bu arada blogla da cok ilgilenemedim ama ekim ayi itibariyle super duzenli bir insan olup en gec iki gunde bir bloga bir seyler karalamaya karar verdim. Ilk adimi da hemen bugun attim, Jacobish de bahane oldu:)

Fistik Jacob bizim ust kattaki Kanadali komsularimizin 5 aylik minikleri. Ilk dogdugunda pek bir minicikti, sevmeye korkuyorduk acikcasi, her an bir yerleri aciyacakmis gibi geliyordu. Sonra buyudu tabi kocaman oldu:) Arada Turkiye'ye bile geldi:) Biz de artik rahat rahat sevebiliyoruz. Bidik, pek sevimli bir sey:) Gulmeye de baslayinca iyice bir dayanilmaz oldu:)

Kendisiyle ilgili haberlere blogundan ulasabilirsiniz, Jacob's Junction'dan sizlere nanik nanik yapabilir her an :)))



Sabah sabah ziyaret etti, mutlu olduk biz de:) Pazar gunleri boyle minik seyler insanin yuzune kocaman gulucuk kondurabiliyor:) Ozellikle de hava deli gibi soguk ve de yagmur gokyuzu delinmis gibi yagiyorsa :/ Sonbahar havalari iyice basladi artik, botlari, sapkalari cikardik...Her ne kadar sicak hava duskunu bir insan olsam da ayni zamanda sapka manyakligim da ust boyutta oldugu icin tabi bu durumdan hayli memnunum aslinda:)))

Bugunun eger bahsedilen Nuh tufaniyla alakasi yoksa pek yakinda gorusuruzzz :)