Friday, January 29, 2010

Tarhana diyip gecmemek lazim!

Tarhana corbasi pisirmek hakkinda hicbir fikrim yok! Yani genel bir fikrim var tabi ki ama zaten neyin hakkinda genel bir fikrim yok ki? Her sey hakkinda atip tutabilirim, yeter ki hayal gucu sinirlarim icinde olsun:)



Ama bilmiyorum diye hayatim boyunca annemin evine gitmeyi beklemeyecegim herhalde pisirmek icin! Degil mi ama? Kafa goz yara yara ogrenecegiz anne isi puf noktalari.



Guzel bir cuma gunu, is cikisi gidip hayatimin ilk Pilates dersine gitmisim. Gerim gerim gerilip bol bol nefes alaraktan bir saat gecirdikten sonra hocanin "aaa ne kadar da guzel hissediyoruz kendimizi degil mi" sozleri kafamda daha da bir keyiflenip eve gelmisim, Oscar kapida cincincin boynunda cingiragi:)



Evde bir sise hazinem var! Bir plastik sise dolusu goz kamastirici renkte tarhana, "hic aklimdan cikmiyor ki" diye bir reklam vardi biz kucukken, aynen oyle. Aslan kuzenim Denizli'den getirdi hafta basinda, o zamandan beri aklimda kendisi.



Karen'a da gosteriyorum "bak bak ne guzel kokuyor" diye, "what a local taste" hahaha gulusuyoruz:) Once biraz biber salcasini az suyla eziyorum kasede. Ardindan tarhanadan da goz karari bir miktar koyup ayni sekilde suyla eziyorum. Zeytinyagini tencerede azicik kizdirip ustune once salcayi, sonra da tarhanayi ekliyorum. Sonrasinda da yavas yavas sicak su ilave ediyorum, istedigim kivama gelene kadar.



Ekmek makinasinda yapilan rye (rye'in turkcesi nedir?) ekmegi, yanina da misler gibi tarhana:) Keyifli cuma aksami kavramim ne kadar degisti yahu benim:)

Esref pasa, aslansin kaplansin:) Tekrar tekrar tesekkurler:)



Keyifli haftasonlari diliyorum!

Monday, January 25, 2010

Muhtesem Donusler!

Yanlis okumadiniz baslikta, evet, muhtesem donusler!

Londra'ya donus 2 ay once gerceklesti, gym.e donus (2 ay aradan sonra) 3 hafta once, bilgisayara donus 2 saat once, bloga donus 5 dk once! Bu seferki uzun sureli olacak diye umuyorum.

Sorun su ki uzun suredir yaklasan dogumgunuyle beraber "yaslaniyorum, fazlaliklardan kurtulmak icin son sansim" piskolojisindeyim. E boyle olunca tabi bol bol spor dahil oldu hayatima gecen yazdan beri, cok da iyi oldu. Enerji seviyemde falan inanilmaz degisikliklere sebep oldu, cok iyi hissediyorum o yonden kendimi. Onun disinda tabi yediklerime de daha cok dikkat eder oldum, eski tariflerde dolanip duruyorum. Bloga geri donersem tekrardan yeni leziz/hafif tarifler bulabilirmisim/yaratabilirmisim gibi hissediyorum...Gorecegiz!

Simdilik son iki aydir Londra'da kesfettigim ve tutkunu haline geldigim uc yerle kisacik bir baslangic yapmak isterim:

Gail's: Yazip yazip sildim bir suru kez, nasil tarif etsem bilemiyorum...Ispanakli ince boreklerinden tutun gronalasina kadar her seyin ozenle yapildigi acikca ortada olan leziz otesi mahalle firini/cafesi diyebiliriz sanirim:)

Princi: Italyan mutfagini sevmek icin bir sebep daha! Self-servis firin/cafe benzeri yine...Muhtesem tatlilar, pizzalar ve de panattoneler cenneti! Yakinlarina vardigimda ugramaktan kendimi alamadigim ve de gittigimde kendimi kaybettigim yer!

Busaba Eathai: Princi'nin karsi komsusu Thai restorani. Cok gurultulu ama ayni zamanda da gurultu ve kalabalikla gelen super bir enerjiye sahip, super leziz Thai yemekleri ve de inanilmaz aci curry'ler yapiyorlar. Asparaguslu pilav da benden ozel tavsiye ;)





Son olarak da mutfagin evin yeni uyesi, ev arkadasimin kedisi Oscar karsinizda:



Icimizdeki kedi aski bambaska! Evet!