Wednesday, September 27, 2006

Wednesday, September 20, 2006

Aksamustu bes cayina Londra'ya gelelim sekerim!

Birilerine Londra'da (veya Ingilterede de diyebiliriz genel olarak) yasiyorum derseniz hemen soyle bir geyik doner:

- Aaaa artik aksamustu bes caylarina seni ziyarete geliriz sekerim Londra'ya hah hah hah

Simdi nedir bu bes cayi? Nedir bunun gelenekselligi ve de Londra'ya gelince bu gelenegi yerine getirmek icin nereye gidilir?

Ingilizlerin caya olan duskunlugu malum zaten. Bilimum cay cesidi vardir ama Earl Grey'in kalbimizdeki yeri ayri:) Sokaklarda degisik dukkanlar vardir bu mis kokulu caylari bulabileceginiz, en unlusu Whittards markasidir ki cayin yanisira muhtesem bardaklara ve demliklere sahiplerdir, gidiniz:)

Neyse bu dukkanlarda satilan caylar bir yana, asil olay aksamustu cayidir. Kraliyet zamanlarinin asortik geleneklerinden biri sanirsam, tarihi konusunda pek bir aydinlatma yapamayacagim bilgim disinda oldugu icin.

Annekusum burdayken kendisini bu asortik gelenekten mahrum birakmayaraktan unlu Richoux pastanesine goturdum. Pastane dedigime bakmayin, restoran aslinda. Yemek falan da yiyebiliyorsunuz ama asil bu aksamustu caylariyla unlu bir yer. 1909'da iki Fransiz tarafindan kurulmus.

Geleneksel aksamustu cayi menusu:

Cay

Pek tabi ki sut (soguk olacak)

Uzumlu Scones

Cilek Receli

Clotted cream denilen tereyagimsi

Ve de finger sandwiches denilen minik sandvicler

Biz annemle sconeslarda karar kildik, bunu nasil tarif etsem bilemedim. Icinde uzum olan kucuk pogacaciklar gibi. Ama tuzlu desen degil, tatli desen degil:)) Sevgili Wikipedia bunu bir cesit ekmek olarak tanimliyor. Garip bir sey ama ben seviyorum tadini, uzumlerden hafif bir tatlilik geliyor bu notrlugun uzerine. Sicacik geliyor aksamustu cayinizla beraber, ortasindan kesip ustune tereyagimsi ve cilek receli surup yiyorsunuz.

Bu tarz bir menuyu baska yerlerde de bulabilirsiniz ama ortamin gelenekselligini pek yakalayabilir misiniz bilemiyorum. Richoux o yonden cok hos bir yer: Eski klasik tarzda dosenmis, iceride arkadan miril miril gelen bir jazz melodisi var...Kendinizi bir anda gecmiste buluveriyor gibi hissediyorsunuz:) Aslinda Tunel'deki Markiz pastanesini animsatiyor bana, ahh ahhh...

Uzun lafin kisasi bir gun yolunuz Londra'ya duser de "geleneksel bir seyler de yapayim" derseniz Green Park'a gezmeye gittiginiz bir ogleden sonra Ritz otelinden hemen onceki (Piccadilly Circus tarafina dogru) Richoux pastanesine gidin, iceri girip garsonun size musait bir yer bulmasini bekleyin. Sicacik cayinizi icip guzel muhabbetler yapin:) Ingiltere'de oldugunuzu hissedin...Simdiden afiyet olsun efen'm:)

* Not olarak tarihler eylul 2006'yi gosterirken Richoux'da bir kisilik (bir kucuk demlik cay, sut, 4 tane scones, yag ve recel) boyle bir menunun fiyati 7.95 pound, bunu da bilginize sunayim istedim. Pahali ama yine de guzel bir deneyim bence, deger:)

* Son olarak da annemin nacizane yorumu: "Ohoooo bunlar bizdeki bes cayi menulerini gorselerrrrrrr"

ahahahaha:))) Kuzum benim, ozledim simdiden!

Monday, September 18, 2006

Ingiltere'de ise alma sureci: Burcuk neden "hala" is ariyor ve aramaya devam edecek?

Bundan bir sure once is aradigima dair bir post yazmistim, "duyduk duymadik demeyin is ariyorum a dostlar" diye seslenmistim ve de hazirladigim siteye yonlendirmistim sizleri. Bu sitede en son Skoer'in "hala mi" yorumunu okuyunca dedim ki insanlari bir bilgilendirmek lazim nasil gelisiyor burda bu isler:) Hem de buralara gelip calismak isteyen olursa da bilgisi olmus olur...

Efen'm Ingiltere'de ise alim sureci Turkiye'dekinden oldukca farkli gerceklesir. Oncelikle burada calismak icin bir Turk olarak AB vatandasi olmadiginiz icin is iznine ihtiyaciniz var. Is iznine kendin basvurabiliyor musun tam emin degilim, benim simdiye kadar gordugum tum ornekler sizi ise alan sirketin size is izni cikartmasina dayali. Bu hukuksal bir surec oldugundan ve belirli bir maliyete de neden oldugundan ancak buyuk firmalarin yaptigi bir sey, hatta buyukler arasinda da "ugrasamam" yaklasiminda olanlar da az degil. Neden ugras? Cunku size ise aliyorsa, is izni alabilmek icin sizin AB'den basvuran her adaya gore neden ustun oldugunuzu kanitlamak zorunda: Atiyorum "Burcu Turkce biliyor, biz de Turkiye pazarina acilmayi planliyoruz ama Tom Turkce bilmiyor" gibi...AB genelinde egitim seviyesinin ne kadar yuksek oldugu dusunulurse burada is bulmanin "imkansiz" olmasini engelleyen tek sey son zamanlarin modasi "diversity".

Diversity ingilizcede degisiklik anlamina geliyor. Ozel sirketlerin son zamanlarda ozellikle dikkat ettigi bu kavram, hem basvuran adayla arasindaki esitlik, hem de degisik ulke/kulturlerden insanlarla sirketin gelisimine katki acisindan oldukca onem tasiyor.

Simdi belirli bir "ihtimal yuzdesi"nin nedenini ortaya koydugumuza gore gelelim surece: Surec once "online application process"le basliyor. Bu buyuk firmalarin web sitelerinde basvuru bolumleri var, bu bolumlerden adres vb detaylariniza ek olarak egitim gecmisiniz, is deneyiminiz, genel yetenekleriniz vb bilgileri girmeniz isteniyor. Ayrica her firmanin kendine ozgu sorulari var, ornekler:

- Bu pozisyonu secmekteki nedenleriniz? Motivasyon kaynaginiz? vb (bu cok genel, nerdeyse hepsinde var)
-Hayatta size gore en buyuk basariniz / hataniz?
-Takim calismasi, liderlik vb yaptiginiz bir deneyiminiz?
-Belirli bir ticari katkiya neden oldugunuz bir durum?
-Yeni bir yetenek edindiginiz bir durum ve nedenleri?

vb vb bir suru sorular...Bu sorularin hepsi bir arada olmasa da degisik kombinasyonlar seklinde onunuze geliyor. Genelde sirket basina 5 soru dusunun ve sorular genelde farkli formatlarda soruldugu icin de ayni cevabi copy-paste usulu ordan oraya gecirmek cok akillica bir is degil acikcasi. Bu nedenle pasa pasa soylenmeden oturup duzgun cevaplar yaziyorsunuz, bu size sunulan bir firsat ve iyi degerlendirmelisiniz. Bu asamaya katilan binlerce insan oluyor, 8-10 bin kisi arasindan nasil siyrilabilirim denemesine hosgeldiniz, kolayliklar gelsin efen'm:)

Bu asamada verdiginiz her bilgi oteki asamalara gecmeniz sayetinde yuzunuze vurulacak 10365 kere, o yuzden "aman da ben hikaye yazarim beee" demeyin, yutmazlar! Siz oraya yazarsiniz ufurukten teyyare cafcafli bir hikaye, sonra yuz yuze mulakatta bir cumleniz de aksi bir sey soylersiniz aninda farkedilir durum...Bu yuzden boyle ucuz numaralara kalkismak cok zaman kaybettirici (o hikayeyi uydurmak icin harcayacaginiz zamani ve sonrasinda toparlamak icinki zamani dusunurseniz) ve de ayni zamanda tehlikeli...Bir de eger size is teklif edilirse burda yazan her sey teker teker kontrol ediliyor, mesela bir stajda sunu sunu yaptim demissiniz, arayip soruyorlar "bu cocuk gercekten yapti mi boyle bir sey" diye, "amannn oldu artik" dediginizi duyar gibiyim fakat dogru bunlar, ise giren arkadaslarimdan biliyorum, o nedenle aklinizda olsun...

Gelelim ikinci asamaya: Online basvuruda binlerce kisi arasindan siyrilmayi becerirseniz sirada ya sirketle ilgili test var ya da online psychometric test. Sirketle ilgili testi cok yerde gormedim ama karsilasabilirsiniz, degisik durumlar sunuluyor, coktan secmeli cevaplar var, yanitliyorsunuz.

Pyschometric testse hemen hemen her sirkette var, "verbal" ve "numerical" olmak uzere ikiye ayriliyor. Sozel testte daha cok paragraf sorulari oluyor, bu isin kolay kismi...Sayisal testteyse grafik ve data analiz sorulari oluyor ki zamana karsi yarisirken oldukca zor. Atiyorum veriyor adam size japon yeni, dolar ve sterlin kurlarini, diyor ki Tom gitmis japonyadan yen almis da su kadar amerikada bozduracak da acaba sterlin uzerinden ne kadar kar eder. Burda da hesap makinesini kullanim hizi oldukca onemli. Hizli hizli okuyup hesaplamaniz gerek, bazi sorulari baktiniz yapamiyorsunuz gecmeniz gerek...Kimse zaten sizden 100% dogru yapmanizi beklemiyor, her sirketin degisik orani var, hatta her departmanin...Belki satis icin 50% uzeri kabul ediyorlar da finans icin 60% ustu istiyorlar. Bu oranlari salliyorum da boyle degisiklikler oluyor cidden.

Burda da matematik zekasi yuksek arkadaslarinizi yaniniza alip hayli yuksek sonuclar almayi dusunebilirsiniz belki ama sonradan cogu sirketin yuzyuze yapilan gorusme oncesi bu testi tekrarlattigini unutmayin. Siz en iyisi bu belesci yontemleri kafanizdan sokup atin:) en guzeli bu:)

Bu testleri de gecerseniz sizi arayip ilk gorusmeye cagiriyorlar. Eger UK disindaysaniz genelde telefon uzerinden olur gorusme, bu durumda da ozellikle yavas konusurlar ve yuz yuze olandan farkli olmamasini saglamaya calisirlar, dezavantaj yaratmasin bu durum diye. Ama bence vucut dilini dusunursek yine de dezavantaj bir durum. En guzeli yuz yuze gorusmek. Bu gorusme "competency based" olur genelde, yani genel yeteneklerinize yonelik. Basvurunuza verdiginiz ornekleri tekrardan anlatmanizi ve ayrintili bir sekilde aciklamanizi isteyebilirler ya da baska sorular sorabilirler, alakasiz sorular da sorabilirler "sizce dunyanin en buyuk sorunu su anda ne" gibisinden. Basvurunun uzerinden tekrar tekrar gitmek hazirlik acisindan onemli, ayrica sirketlerin web sitesinde bu ilk gorusmeler icin ipuclari vardir kariyer bolumlerinde, ne tarz sorular sorduklarini falan anlatan bunlar iyice incelenmeli.

Bu asamaya da yaklasik bir 100-200 kisi kaliyor sanirim. Bunu eger gecerseniz son asamaya geliyorsunuz: Assessment Centre. Bu bir gun veya iki gune yayilan bir asama. Bu surede sirketin misafiri oluyorsunuz ve kucuk oyunlar oynuyorsunuz. Televizyondaki "Apprentice" programini cogu kisi biliyordur, bu programdaki gibi oyunlar var. Neler olabilir bu asamada?

Ek bir competency mulakati, teknik mulakat (iste kullanilacak bilgilere dair), case study (size verilen bir senaryoyu analiz etmeniz isteniyor, genelde problemi tanimlama, cozum bulma ve sunum olarak), grup study/discussion (burda 4-6 kisi bir masada oturup bir durumu tartisip cozum buluyorsunuz ve cevrenize oturan gozetmenler de size not veriyor), rapor yazma, sunum yapma...Simdilik aklima direkt gelenler bunlar...Bunlarda hep size notlandiran 2-3 kisi oluyor firmadan, son olarak da butun notlar bir araya getiriliyor ve ise alinip alinmayacaginize karar veriliyor.

Genelde firmalar "bir yerde kotu yaparsinzi diger yerden kurtarirsiniz hic muhim degil" tadinda konusuyor ama ben pek inanmiyorum buna. Rekabet cok buyuk ve en ufak hatanizda kaybediyorsunuz. Bu assessment centre.lar surekli yapiliyor yil icinde, katilan 6 finalistin hepsini de alabilirler, hicbirini de almayabilirler, tamamen firma yetkililerine kalmis. Bunlarin maliyeti buyuk oluyor tabi, mesela bazen ingilteredeki firma tutuyor hollanda'da duzenliyor, 2 gunluk assessment centre, 5 yildizli otelde konaklamanizi sagliyor, boyle sosyetik yemekler falan, kendi kendine insan "bu kadar maliyet varsa kesin almaya niyetleri var" diye dusunuyor, nitekim yaniliyor:) Bu firmalar gercekten "buyukler" ve bu maliyet onlar icin hicbir sey degil. Bu yuzden tamamen emin olmadiklari insana kesinlikle is teklif etmiyorlar.

Surec iste boyle bir sey burda, cok fazla basvuru oldugu icin ve bunlarin hepsini gozden gecirmek elemek cok uzun surdugu icin genelde firmalar bir sene arayla ise alim sureclerini baslatiyorlar. Mesela cogu banka su anda 2007 senesi icin basvurulari kabul ediyor, bu surecin sonuclanmasi genelde 4-5 ayi buluyor, sonrasinda is izninizin de alinmasiyla beraber temmuz-eylul gibi ise basliyorsunuz. Ama bazilari daha erken davraniyor, teklifi kabul eden adaylari ara donemlerde de ise baslatiyor, firmadan firmaya degisiyor acikcasi...Basvurular genelde kasim sonu gibi kapaniyor, ama eger istedikleri gibi iyi adaylari bulamazlarsa sureci kapatmayip devam ettiriyorlar. Ben gecen sene bu devam edenlerden 3 tanesine basvurup final asamasina kadar gelmeyi basardim ama final asamalarindaki kucuk hatalardan dolayi simdi "hala" is ariyor malesef. Aslinda cok da malesef bir durum degil cunku cok iyi deneyim oldular, Turkiye'de boyle bir surec olmadigi icin hic bilemiyordum nasil davranacagimi, beni neler bekledigini...ogrenmis oldum:) Simdi bu deneyimlerle beraber tekrardan deniyorum sansimi:)

Zorlu ve uzun bir surec olacak ama hemen oylesine bir ise baslamaktansa gec ama iyi bir noktadan baslamayi tercih ediyorum ben sahsen...Hayirlisi diyorum artik baska bir laf kalmiyor diyecek:)

Bu kadar uzun yaziyi okuduysaniz da tebriklerimi sunuyorum, iyi de aksamlar dilerim efen'm.)

Friday, September 15, 2006

Ye 14: Spi Spa Mak Mak Makarna Yesek :)

Iste "Ye" serisinin bir digerinde Londoner Foodie'ler karsinizda sevgili okuyucularrrrrr:)))

Efen'm aslinda bugun icin benim aklimda rahmetli babanemin yaptigi usul findikli-sekerli makarna yapmak vardi. Bu eksiyen yuzlerinizle ilgili napsam bilemedim artik, aaaa!!! Bir deneseniz kim bilir ne kadar cok seversiniz, bahcenizden toplanan/taze alinmis kavrulmus findigin tereyagli sekerli makarnayla birlesimi superdir! Demedi demeyin:) Fındıklı tariflere de katilmak istiyorum zaten ne zamandir, bunu bilare bir vakit buldugumda yapacagim.

Emekle yuruyen Peynir Gemisi'nin sahibi Elvanin ev sahipligi yaptigi bu "Ye-14" aktivitesi icin onerdigimiz pek bir leziz makarnamizsa Cekirdekli Spagetti :) Blogun takipcileri artik biliyor cekirdek duskunlugumu, ee makarna da cekirdeksiz olmaz, ben denedim, pek guzel oldu:) Dedim "hemencecik yazayim":)

Ihtiyacimiz olan sey kepekli spagetti (normal de olur tabi ama kepeklinin tadi da gayet hos bence), yarim yagli kasar peyniri, kabak cekirdegi ici, azicik zeytinyagi ve tuz.

Spagettiyi kirmadan pisiriyoruz. Bu arada burda ilgimi ceken bir sey oldu, bilirsiniz biz Turkiye'de makarna pisirirken hep suyun icine bir kac damla yag damlatiriz yapismasin birbirine diye ki damlatmazsaniz gercekten yapisir top top cikar makarnalar, cok feci olur:( Burdaki makarnalar yapismiyor! Cok ilginc, ne alaka oldugunu halen daha cozemedim, koyuyorsunuz spagettiyi kaynayan suya, oohoooo boyle tel tel ohhh:) Cok guzel oluyor:)

Neyse...Sonra bir kenarda yine kasardan kucuk kupler yapmaca oynuyoruz:) Biliyorum siz bunu cok sevdiniz ispanakli omletten, oynayin kardes kardes:))))

Sonra spagettiyi suzuyoruz, yalniz soguk sudan gecirmiyoruz. Bunu yillardir yazar su Italyan kadin, adini unuttum simdi, milliyette yaziyor galiba, "soguk sudan gecirmeyin tadi gidiyor" diye, gercekten oyle. Anti-soguk su spagettimizi suzgecin icinde birakip teflon tavaya azicik zeytinyagi koyuyoruz...Kiziyor bu bir guzel...Sonra icine kabak cekirdegi ici...Cekirdekler azicik kavruldu mu? Tamam, simdi suzgecteki spayi tavaya dokuyoruz...Hafif ateste karistiriyoruz bir guzel...

Son isleme geldik, hazir misiniz? Simdi de bu karisimi soyle bir duzlestirip en uste kucuk kupleri atiyoruz...Bu kupler efen'm boooyle bir eriyor bir eriyor, sonra tekrardan bir karistiriyoruz spayi, cekirdekler kasarlar ooooo :) Bu arada tuz eklemeyi de unutmuyoruz tabi bu karistirma esnasinda:)

Sicak sicak direkt tabaga...Bir catal bir de kasik, rahat rahat yemek icin:)

Afiyetler olsunnnnnnn:)))

Not 1: Sakin simdi "sismanlatcan Burcuk bizi" demeyin:) Azicik pisirin, tadimlik:) Oglen yemegi icin ideal...Hem makarna kilo yapmiyor, test edildi onaylandi:)))

Not 2: Kilo demisken yalniz cok alakasiz da aklima Denizli'deki unlu sekerci geldi...Bilmem bilir misiniz Denizli'nin unlu bir sekerci-helvacisi vardir carsi icinde, coook eskilerden kalma, efen'm bu amcalar super yaparlar her bir seyi, asil muhtesem urunleriyse benim icin irmik helvasidir, vitrine camin onune bir tepecik yaparlar irmikten, boyle sicaktan bugu olur cam, offffffffff ki ne offffffff:))) boyle torbanin icine koyup satarlar, eve dayanmaz, yolda icinden parca parca yersiniz:)))) Simdi gecenin bir yarisi aklima geldi, annekusumun burda olusu ve gitmeden irmik pisirecek olmasi ne buyuk mutluluktur:)))) Ayrica yilbasinda Denizli'de olusum ve bu amcalardan tekrardan kis sogugunda iscacik irmik yeme guzelligi de ayri bir olay:) [bu istah acici oldu ama hosgorunuz, irmige laf yok:)]

Not 3: Tatli irmigin ustune tatsiz bir haber de yine bir hirsizlik vakasi :( Severek takip ettigimiz bir suru yemek blogu sahibinin yazilari izinsiz bir sekilde www.gurme.net sitesinde yayinlanmis, linkler verildigi icin hakli gosterilmeye calisiliyor ama sonuc olarak izin alinmadigi icin yine durum ayni>:( Ne zaman vazgececekler cok merak ediyorum dogrusu! Kiniyorum ben de!!!

Wednesday, September 13, 2006

Kilo almadan tez yazmanin formulu

Ve iste beklenen an:) Kilo almadan tez yazmanin formulu ta tamm:)))

Simdi bastan belirtmek lazim ki eger siz zaten normalde yediklerinize dikkat etmiyorsaniz sizi baska bir post.a alalim sevgili okuyucu, bununla zaman gecirmenin anlami yok.

Ama eger normalde dikkat ediyorsunuz da sirf bu tez vb islerle ugrastiginiz, gunde en az 12-13 saatinizin masa basinda ve stres icerisinde gectigi bir durumdaysaniz (veya boyle bir ihtimal varsa yakin gelecekte) dogru yerdesiniz:)

Asil olay boyle donemlerde stresten ve can sıkıntısından dolayi, ozellikle de yapacaginiz isten ve pek sevgili masanizdan bir 10-15 dkligina bile olsa ayrilmak icin surekli mutfagin yolunu tutusunuz. Ustune ustluk mutfakta da oyle saglikli besinlere yonelmeyip, direkt mutluluk hormonlarinizi harekete gecirecegine inandiginiz cikolata vb bol yagli, bol kalorili, size kilo-saglik problemleri-ve uzun vadede kotu his olarak geri donecek yiyeceklere odaklanmaniz.

O zaman formul cok basit: Atistiracagimiz seylere dikkat etmek. Mesela tatli olsun ama kilo aldirmasin. Sonra boyle bir ferahlatici etkisi olsun bunyede, uyku getirmesin (malum kocaman bir cheesecake.in bunyede yarattigi yarim saatlik mutluluk hissi sonrasi getirecegi tatli uyku sizi ugrasinizdan daha da uzaklastiracak).

Ilk resim gayet aciklayici: Meyveler bu donemde can dostlar olmali. Kutur kutur elmalar ve nektarlar (veya herhangi bilimum meyve, malum burda imkanlarimiz sinirli:) ) hem tatlilar hem de ferahlatici etki yaratiyorlar. Bu etkiye bir diger ornek de sevgili kerevizden geliyor:) "Yaz kizim kereviz" sozleriyle yillardir dalga gecilen, degeri bilinmeyen bu guzelim sebzenin her ne kadar etli-nohutlu-semra sultan formulunun kalbimizdeki yeri ayri olsa da cig hali de bu tarz donemler icin ideal. Simdi hemen suratlar eksidi yine bakiyorum, aaa, olmaz ki canim! Bir deneyin sonra karar verin, salatalik gibi bir tadi var. Saplari alip guzelce yikiyorsunuz, disindaki kilcik tabir edebilecegimiz seyleri soyup afiyetle yiyorsunuz, bol saglikli-lifli-leziz!

Ikınci resimdeyse Onken isimli kutsal markanin yogurdunu goruyoruz:) Kutsal derken yanlis anlasilmasin, cok sevdigim icin boyle kullandim:) Mutluluk veren bir diger az kalorili yiyecek de meyveli yogurtlar, sahsen ben normallerinin hastasiyim zaten bu tahilli olanina iyice deli oldum:) Onken Wholegrain Biopot Peach icinde kucuk tahil parcalari barindiran, seftalili yogurt. Bulabilirseniz bundan yiyin, bulamazsaniz da bilimum degisik markanin meyveli yogurtlari da bu donem icin gayet uygun.

Gelelim ucuncu guzellige...Yok kahveden bahsetmiyorum yanlis anladiniz:) Kahveyi de cok severim ve uyumamak icin de ozellikle ictigimden ve az bucuk bagimli oldugumdan bu donemde 5 kavanoz kahve bitirdigim dogru, ha gururlu muyum, yok asla degilim:( Simdi vucudumu detoxlamaya calisiyorum hic kahve icmeyerek, zira son zamanlarinda artik kolumda agrilara falan neden oluyordu. Oldukca sagliksiz ama bu donemde kacinilmaz bir sey malesef. Siz yine de dikkatli olun.

Guzellik dedik kaldi:) Muller Rice Apple kivircigin Muller tavsiyesiyle denedigim ve bayildigim bir diger yiyecek. Bildigimiz sutlacin altinda elma soslu olani. Evde bir yapip denemeyi dusunuyorum, eger guzel olursa yazarim buraya:) Pek bir leziz bir tatli, bunu tabi Turkiye'de bulamazsiniz belki, bunun yerine guzelim pastanelerden sutlu tatlilar alabilir ya da kendiniz evde yapabilirsiniz. Diger tatlilara gore kiyasla az kalorili ve leziz secenekler. Yalniz aman diyim malum diyet urunler markasinin (ismini yazmak istemedim) diyet pudingini yapmaya kalkmayin, bir kere ben yaptim, bir lokma aldik gerisi cope gitti. Diyet yapicaz diye de damak zevkinden olmamak lazim, di mi ama? :)

Bunlara ragmen hala caniniz tatli istiyorsa az kalorili krakerlerin ustune ev yapimi recellerden azar azar koyarak yerseniz bu da ihtiyacinizi giderebilir. Diger cikolatalilardan saglikli olacagi kesin...

Tum bunlarin yanisira tabi masanizdan eksik etmemeniz gereken sey kocaman bir sise su, caniniz sıkıldıysa su icin, bu da gayet saglikli...Yalniz gunde 3 lt.den fazlasi sanirim vucuda zararliymis, belirli limitte icin, dikkat edin kendinize...

Bir de dondurulmus gidalardan uzak durup usenmeden kendiniz yaparsaniz bir seyler, haslanmis makarna ustu yogurt bile olur, siz bu isi kotarirsiniz:) Hem guzelce ugrasinizi yapar hem de sagliginizi korumus olursunuz:)

Simdiden kolay gelsin:)

Sunday, September 10, 2006

Istiridye ve Deniz Urunleri Fuari :)

Kuzular buradayken o kadar cok yer gezip fotograf cektim ki hangi birinden baslasam bilemedim:) En yakinda olandan baslamaya karar verdim, taratataammmmm, karsinizda 2006 Istiridye ve Deniz Urunleri Fuari :)

Yaz demek Londra'da festival sezonu demek, her kose basinda degisik bir aktiviteyle karsilasabilirsiniz, tabi karsilasmak yerine uygun bir dergi vb alip takip etmek daha iyi olabilir, cunku gercekten ilginc olaylar gerceklesiyor.

Bunlardan biri de Hay's Galleria'da gerceklesen bu fuardi. Karadenizli bir aile olarak (annekusum haric (kendisi egeli malum:))) "denizden ne ciksa yerim" modunda oldugumuz icin her daim, bunu da kacirmadik tabi ki:)

Once Borough Marketa gittik, ordan da London Bridge'le Tower Bridge arasinda yer alan Hay's Galleria'ya.


Icerisi cok kalabalikti, bir yandan muzik caliyor 2, bir tarafta bir amca insanlara yengecin etleri nasil temizlenir onu anlatiyor, diger tarafta bir teyze kuru fasulyeli balik pisirmis (hemen yuzler eksimesin efen'im pek bir lezizdi:)) onun tarifini veriyor. Zaten ortam bilimum istiridye satan kucuk yerlerden olusuyor. Tabi satilan sadece istiridye degil, ispanyollarin unlu deniz urunlu pilavi Paella, Belgo usulu buyuk wok tavalarda pisen soslu kabuklu midyeler, kucuk kaplarda satilan karisik haslanmis deniz urunleri 2 3, kizarmis deniz urunleri ve ek olarak pismemis taze urunler...Daha liste uzayip gider, akliniza gelebilecek bilimum deniz urunu:)

Biz de tabi bu kadar sey varken mahrum birakmadik kendimizi, uzun zamandir kivircigin ove ove bitiremedigi istiridyelerden yedik. Ustteki fotoda hemen ilk basta gordukleriniz denizden cikmis yenmeye hazir istiridyeler. Merakinizi giderelim: Evet, cig! Simdi hemen sushi yiyen adamin pesindeki merakli kitle kurtcuk pesine duser, yok oyle bir mevzu, tekrar tekrar soyluyorum, besin degeri yuksek, gayet leziz, dunyada bir suru diger insanin yedigi yiyecekler bunlar; degisik lezzetlere acik olalim:)

Bunlar boyle onde dizili, cesitlerine ve boylarina gore fiyatlandiriliyorlar. Sonra arka tarafta abiler bilege kuvvet aciyor kabuklari ozel bicaklarla (bkz1, bkz2). Sonra da direkt tabaga ve size:)

Bir kenarda kocaman tabakta limonlar oluyor, limonu sıkıyorsunuz ustune, sonra direkt mideye:) Gercekten de leziz bir sey:) Haslanmis midyenin tadina andiriyor ama ondan biraz daha kuvvetli bir tadi var.

Seneye bu zamanlarda Londra'ya yolunuz duserse aklinizin bir kosesinde bulunsun, gercekten ilginc bir fuar. Tabi diger zamanlarda da dunyanin bilimum yerindeki deniz urunu satan restoranlarda bulabilirsiniz, ya da Londra'ya geldiginizde Borough Market'da ucuza yiyebilirsiniz:)

Tek yapmaniz gereken dusunmeden lupletmek:) Pisman olmazsiniz:)

Bir de son olarak bahsetmek istedigim sey white halibut isimli balik. Atlantik okyanusundan cikiyormus bu balik, fuarin cikisinda tanitimini yapiyorlardi. Burada Marks&Spencer veya Waitrose gibi kiyasla pahali marketlerde satiliyormus. Siz de belki bir yerde bir restorana gidersiniz rastlarsiniz, sakin "aman bu da neymis" deyip de gecmeyin, boyle leziz bir balik olamaz! Tanitim yaptiklari standda ustunu sarmisakli otlu bir sosla marine etmisler ve folyo kagidinin icinde izgara ustunde pisirmislerdi, kucuk parcalar halinda dagitiyorlardi. Cok lezizdi cok!!! Unutamadigim lezzetler arasinda girdi kendisi, sizin de aklinizda bulunsun .)

* Bu arada malum Blogger foto yuklemede sorun cikartmazsa varligindan suphe edilecegini dusunuyor kanimca. Bu yuzden bu kadar azcik foto var. Neyse ki flickr sayesinde baya bir foto yuklemeyi basardim, linkleri atlayip gecmeyiniz efen'im.) yandaki 2-3 gibi sayilar link.e ek olarak verilmis baska fotolara gidiyor...

Gorusuruzzzzzzzzzz :)

Wednesday, September 06, 2006

Aaa: BURCU IS ARIYORRRRRR !!! :)

Dostlar, tanidiklar, herkesler,

Duyduk duymadik kalmasin efeni'm, is ariyorum :)

Bu linki siteye 26 temmuzda koymustum, o zamandan sonra 1 ay kadar bir sure, bir cogunuzun da takip ettigi uzere, tezimle bogustum. Tezimi gecen cuma teslim ettim, artik Aralik'ta olan mezuniyet torenim disinda bir baglantim kalmadi okulla.

Simdi sabah aksam is aramacalar:)

Internete acik bir sekilde CVmi koymak istemedim, onun yerine CVdeki bilgileri esprili bir dille yazmaya calistim. Birisi de gorup "ahhh iste aradigim insan" desin, is teklif etsin gibi fantazilerim yok :) [Hani boyle bir niyetiniz varsa tabi engel olmayalim ama eheh:)) ] Tek dusuncem su: Ben bir yandan bakiyorum is ilanlarina falan ama olur a benim gozumden kacan bir ilan olur, siz de dusunursunuz ki "aslinda Burcuk buna basvurabilirdi" iste o zaman bana haber verirseniz cok sevinirim:) Firsatin nereden cikacagi belli olmaz ne de olsa :)

Biliyorum benim gibi bir suru mezun var is arayan ve bu ortamda is bulmak hic kolay degil ama hepimize yetecek kadar is oldugunu dusunuyorum pazarda:) Birisi olmaz, digeri olur, sabredip uygun isi beklemek lazim kanimca. Finans sektorundeki islere bakiyorum ben agirlikli olarak,buna ek olarak diger sektorlerdeki firmalarin finans kisimlari da olabilir tabi ki...Bir de dunyanin da her bir yanina gidebilirim, o yonden kasmiyorum kendimi.

Simdiden yardimlariniz icin cok tesekkurler:)

Ne demis bir 'ismini hatirlamadigim' kisi: Iyilik yap, iyilik bul:)

**Bu arada bu postla alakasiz ama bir yandan annemleri gezdir, bir yandan is ara derken oteki bloglara cok bakamiyorum, bilare bir donecegim, takipteyim:) Unutuldu sanmasin kimseler:)

Sunday, September 03, 2006

Ispanakli Omlet

Uzun zamandir ic sıkıntısıydı, tezdi derken blog foodie kavramindan baya uzaklasmisti...

Biliyorum siz de cok sıkıldınız bu durumdan, gunlerce yeni bir ispanakli tarif gorememek ne demekkkk?

:)))

O yuzden hemen dedim tez elden doneyim yummmm yummm yemeklere:) Ne zamandir bahsettigim Ispanakli omletle tabi ki de:)

Bundan 2 hafta once kendisi "Dunyanin en pek bir leziz omleti" secildi! Inanmadiniz mi? Hıh!Deneyin gorun o vakit:)

Ispanaklari yikiyoruz yine guzelce, sonra dogruyoruz her zamankinin aksine:)) Eee bazen tembellik yapmamak lazim:) Sonra bir kapta 2 yumurtayi cirpiyoruz, icine toz kirmizi biber, tuz, nane, ve de pek tabi ki kabak cekirdegi ici koyuyoruz. Sonra ispanaklari da bunun icine koyuyoruz, karistiriyoruz guzelce. Azicik zeytinyagini kizdirip tavaya dokuveriyoruz karisimi. Bu arada orta ateste pisiriyoruz, cunku oteki turlu yaniyor kendisi.

Neyse, onu kendi haline birakiyoruz biz, kenarda kasar peynirinden kucuk kupler yaratmaca oynuyoruz:) Sonra soyle bir bakiyoruz omletin alti pismis mi diye, tahta spatulalar bu noktada pek bir yararli aletler...Ustu de baya katilasmaya baslar gibi oldugunda kupleri ustune ativeriyoruz...

Bu kupler boooylee ustunde eridi mi? Sonra siz yarisini kaldirip pat diye oteki yarimin ustune attiniz mi? Yanina da ekmeginizi kizartip, kucuk parcalara humus surdunuz mu?

Sahane mi? Inanmadiniz mi?

Yok artik! Benim size diyecek bir lafim yok yani bunun uzerine, aaaa!!!

:)

Afiyet olsun:)

Saturday, September 02, 2006

Voolaareee Ooo :))

Bu uzun "sancili" donem de bitti, wooohooooooooo:)))

Simdi gidip kuzularla zaman geciricem, bilare uzun uzun yazarim.) tez yazarken kilo almamanin formulu, ispanakli omlet, ispanakli bulgur salatasi :)) ve de bilimum tarif, pek yakindaaaaaa:)))

Simdi hep beraber, Voooolaaareeeeeee, oooooo:

http://fun.from.hell.pl/2003-02-18/volare-karaoke.swf

Herkese cok tesekkurler:) Gercekten cok sansliyimmmm:)