Monday, December 29, 2008

2009, Bring it on!

2008 oldukca zorlu bir yil oldu, cok cok cok kotu olaylar yasamadik ama yine de kotu olaylar yasadik az cok. Polyannacilik gibi oluyor ama motive olup devam edebilmek icin de baska yolu yok, sukredip gecicez onumuzdeki maclara bakicaz hep!

2009 icin de hic iyi seyler soylenmiyor - ozellikle krizden dolayi - ama yine de gelsin bakalim, ben umutluyum, illa ki iyi seyler olcak ve de illa ki kucuk minik surprizler - iyi veya kotu - bizleri bekliyor sabirla...O yuzden gelsin bakalim, hem de bu sefer annemle babamla gelsin:)

Yarin cok muhim misafirlerim geliyor efenim, o nedenle bir sure buralarda olmam ben. Onlara hazirlanan sofralari ama bir bir fotograflar saklarim bir kenarda sonra yazmak icin:)

Herkese mutlu bir yil diliyorum:)

Monday, October 27, 2008

Zorunlu (?) Ara

Bloga gireyim, bir "hoolaaa zorunlu ara veriyorum n'apalim cok yogun" yazayim diyordum, farkettim ki blogger kapanmis. Bir kac blogda yazilanlara gore durum baya vahim, yazik memleket insani hala nerden ne engelleyebilirim pesinde, ilginc...

Neyse zaten bu yaziyi okuyamayacaksiniz cogunuz ama olsun. Benim yine bir kosturmaca durumum mevzu bahis, her sabah uyanip "Allahim lutfen sadece 1 guncuk bir sey dusunmeden oturmak oyle tavana bakmak istiyorum" diyorum, ama kasim sonuna kadar pek mumkun degil. Sinavlarim yaklasiyor yine, ondan kelli yaklasik bir 3-4 hafta yokum.

Donusum muhtesem olacak gibi geyikler yapmak isterdim ama soz vermeyeyim :)

Herkese guzel bir kac hafta diliyorum, yakinda gorusuruz umarim!

Monday, September 29, 2008

Bu arada...

Bu arada 14 Temmuz'da yazdigim postta da demistim ya hani bende yemekle ilgili mistik bir durum var diye, iste tam bunun ustune bizim finans takiminin takim ruhu bla bla geyik guclendirme gunu aktiviteleri kapsaminda bizi yemek kursuna goturduler!!! Yahu bu kadar da sansli foodie olunur mu? :)

Unutmadan not edeyim istedim.

Bir diger bu arada da Turkiye'den izlenebiliyor mu bilmiyorum ama BBC I-Player diye bir sey baslatti. BBC'de yayinlanan programlarin videolari web sitesinde yer aliyor, isterseniz kendi bilgisayariniza yukluyorsunuz, isterseniz internetten izliyorsunuz. Burda Categories bolumunden Factual'a girerseniz Food & Drink bolumunu bulacaksiniz. Cilgin programlar oluyor, izleyebiliyorsaniz kacirmayin derim.

www.bbc.co.uk/iplayer


And another btw (bu arada means btw in Turkish) is that some friends asked for some posts in English, I'll consider it. It doesn't seem possible before Dec with my busy schedule but might be one of my new year resolutions;) Who knows? :)

Deliye her gun bayram :)

Bugunnnn bayrammmmm erken kalkin cocuklarrr
Giyelim en guzel giysileriii
Saclarimizda sonbahar cicekleriii *
Uzmeyelim bugun annemizi :)

Bayram yarin ama ben bugunden kisacik bir post yazayim istedim. Herkese sevdikleriyle beraber gecirdikleri tatli sohbetlerin sekerparelerin havada ucustugu bir bayram diliyorum:)

Biz yine uzaklardayiz ama canimiz sag olsun, bir dahaki Ramazan Bayramina diyelim artik! Onemli olan kalpler bir olsun gibisinden de bir klise koydurmadan edemicem, klise ama dogrudur ne diyelim.

Bayramda aile yoksunlugunu kapatmak ve biraz daha evcil hissetmek adina dun oturdum kendime kiymali pattis yaptim sevgili foodieler! Cok kolay oldu, fotografini cekemedim ama klasik pisirme usuluyle sogan, kirmizi kozluk biber, havuc, kiyma ve de yavru pattislerden koydum. Bir de salca ekledim tabi, anneminkine azicik yaklasti, o yonden mutluyum:) Bir dahakine cekerim fotosunu.

Iyi bayramlar ve tatiller!

* Buna bir turlu karar veremedim sonbahar cicekleri miydi yoksa taze kir cicekleri miydi?

Tuesday, August 19, 2008

Finding Neverland

Sevgili Foodie,

Burda havalar cok guzel...Biliyor musun ki ben eskiden butun yazlarimizi beraber gecirdigim cok yakin arkadasima kisin yazdigim her mektubun basinda boyle bir hava durumu ozeti verirdim? Neden bilmiyorum, belki de boyle yillar sonra nese malzemesi olsun diye yapmisimdir...Neyse bu gereksiz ayrintiyi bir kenara birakirsak eger...

Burda havalar dedim ya iste cok guzel. Her gun gunes, boyle diyorum ki bazen bir yaz mevsimi nasil bu kadar guzel gecebilir diyorum. Ne cok sicak ne cok soguk, boyle 25-30 derece civarlarinda oldu butun yaz, hic de beklemiyorduk boyle gelismesini havalarin; sasirdik, mutlu olduk, boyle bir cocuk olduk senin anlayacagin.

Sabahlari ise gitmek icin kalkinca bir huysuz tavuk olmadik mesela. Haftasonlari da sehrin degisik mekanlarini sectik piknik yapmak icin, cocukluktan kalan piknik anilarindan konustuk durduk; mesela bir keresinde cimlere kurumasi icin biraktigim corabi bir turlu bulamamistim da bir bakmistim bir inek agzinda gevis getiriyordu benim minik corabimla...Boyle eglenceli anilardan konustuk hep. Annemle benim eski arabamizin onunde kocaman yaprakla cekilmis fotosunu animsadik, cocukluk fotolarinin evin hangi kosesinde gizlendigini merak ettik falan...Sonra aksamlari nehir kiyisinda yuruyuse ciktik, taa uzaklardan "ne olcak bu memleket hali" muhabbetlerini eksik etmedik, "ne zaman donsek" tartismalari da yaptik hic sonuclanmayan...E tabi adada yasiyoruz ya, 2-3 haftada bir degisik bir plaj kesfettik, nasil guzel yerler var bir gorsen. Boyle ilik tertemiz suda yuzerken kendimizden gectik, dalgiclik ogrenseydik ne guzel olurdu diye dusunduk...vs vs...Oyle gecti gitti bir yaz...

Gecti gitti diyorum da sen de aa daha Agustos'un ortasini yeni gectik cik cik cik diyorsun bana, duyuyorum...Ben de gectigine inanmadim ilk basta ama vitrinlerde sonbahar kiyafetlerini gorunce biraz biraz iskillendim, gercekten yaz bitiyor olabilir mi diye. Sanirim dolabin derinliklerine attigim semsiyeyi de cikartmam gerekecek yine...Neyse bunlari donunce dusunurum artik...

Donunce diyince sen de bir iskillendin biliyorum, nerde yine bu kiz diye. Ben yine Galler'e geldim, iste kurs murs sinav minav durumlari. Sinavlar daha Kasim'da ama hazirliklari basladi...Butun gun kocaman bir dosya konuyu yillardir anlatmanin verdigi rahatlikla, her seyi bildigimizi dusunerek, isik hiziyla anlatan bir hocam var. Hizli oldugu kadar da kaderci kendisi, bir sey sordugun zaman "I'm afraid you just need to learn this way, you won't have the time to ask why in the exam and you won't have the time to calculate this...bloody bla bla...it's just like this, some genious find it and it's the easiest way, accept it..." pisirti cevap veren bir curetkarliga sahip. Bu arada da dusunmenin ne kadar gerekli bir sey oldugundan sayfalar dolusu olay ve aciklamayla bahseden, neden aramayi oven de bir kitabim var, yani basimdan ayiramadigim...Bir de ben varim tabi iste arada boyle bir onu bir bunu dusunup, dusunup dusunup oturan, zamanini bekleyen karakter olarak hikayede.

Neyse sen onu bunu gec de...diyorum ki havalar guzel, yaz guzel, Galler'de bir kurstayim ama olsun. Buranin dogasi nasil guzel bir gorsen! Her gun yuruyuse cikiyorum, kilometrelerce yuruyorum yuruyorum, sehirden uzaklasmanin tadini cikartmaya calisiyorum.

Boyle iste sevgili foodie. Yaz bitmeden sana yazin guzelliklerinden bahsetmek istedim bir postta.da, her gun yemek olmaz ki ama di mi?

Butun bunlari yazarken iste o bahsettigim uzuuun mu uzun kitabin sayfalarindan birinde de sevgili Francisco diyor ki geride kalanlara "Brother, you asked for it" ...

Monday, July 14, 2008

The Press Room: Ac Tavuk, Dari ambari ve Irmik iliskisi uzerine

Ne yazsam ne yazsam diye bakininca fotograflara, gozum yine irmikli fotolara gitti:) Bu fotografta irmik nerde derseniz tartin icinde:))

Bir "ac tavuk ve dari ambari" olayi var tabi ortamda, yaklasik 6 aydir yapmadigim kadar verimli bir 1.5 saatlik gym seansi sonrasi aklim Portakal Agaci'nin da yazdigi annemin aralikta gittigimde yaptigi kadayifli muhallebi ve de irmik tatlilarinda :) Ama ne demis yuce Davina work-out cd.si boyunca, no pain no gain no pain no gainn :))


Her neyse...malumunuz zati alimde bir yemek cekme durumu mevcut, yani saka yapmiyorum, gercekten boyle bir mistik bir durum olduguna karar verdim kendimce. Hic alakasiz vapurda yanima oturan adam sef cikiyor yani o derece :)) Bu eve tasindim ya mesela evin sahibi adam aslinda finans isinde ama ne finansi sizce? Tencere-tava firmasi, cunku onceden sefmis. Esinin de annesi yemek ogretmeni yani bu kadar tesaduf karsisinda hayretler icindeyim.
Neyse iste boyle bir cekim oldugu icin de nereye gitsem guzel bir yiyecek denk geliyor, metropol olsun, dag basi olsun, hic farketmez. Eminim Mars'a gitsem orda bir berry felan bir sey bulurum ilginc ve leziz :))
Gallerde kurstayken dag basinda oldugumuz icin ancak kaldigimiz yerden yemek yiyebiliyorduk, disarda pek bir gidilecek bir yer yoktu. Neyse ki haftasonlari falan biraz uzaktaki bir kasabaya gidebiliyorduk arabayla. Iki guzel kasaba vardi yakinda, biri Conwy digeri de Llandudno. Conwy daha kucuk olmasina ragmen cok daha guzel bence Llandudno'ya gore.
Isbu Conwy'deki en bir guzel pastane The Press Room. Kasabanin yegane satosunun dibinde modern dosemeli kucuk bir mekan. Alt kati dukkan, ust kati terasla birlesen cafe.
Ingiliz zevkine uygun ivir zivir bir suru sandvic ve de tabi ki de muhtesem tartlar var. Bu fotograflarda gordugunuz super ustu lezzet pecan tart, icinde irmik olan, fazla agir olmayan bir tart hamuru ki icine pit pit pecan cevizleri atilmis, hafiften sicak olarak geliyor. Ustune de nefis vanilyali dondurma :) O taraflara giderseniz kacirmak istemeyeceginiz lezzetlerden biri kesinlikle! Aklinizda olsun :)
Kasabadan bir manzarayla yazima son vereyim. Boyle iste, bir deniz kenari, world heritage kaleli, gel git sulu, etrafini ceviren yesilliklerde beyaz noktacik kuzularin yasadigi bir memleket Conwy.
Herkese min 20C havali bir hafta dilerim :)

Sunday, June 15, 2008

* Yaz geldi Burcuk! *

Uzun zamandir yazamadim diye baslanan post.lar fazla olmaya basladi, farkindayim! Ama gercekten (:)) uzun zamandir yazamadim! Uzunca bir sure, yaklasik 1 ay kadar, cin iskencesi modunda dag basinda bir calisma kampinda geceli gunduzlu ders calistim. Sonuclar temmuz sonuna gelecek, heyecanla bekliyorum!

Etraftaki tek diger canli turu isten arkadaslarim ve kamp calisanlari disinda kuzular oldugu icin, dayanamadim bir tanesini yanimda getirdim. Kendisi fotografta benim ders notlarim uzerinde dururken (:)) goruluyor:)

Boyle karanlik uzuuuun gecelerin yoldasi olunca orda birakmak istemedim tabi, Amelie'nin bahce cini modunda benimle beraber yeni bir maceraya Bristol'a geldi :)

Isle alakadar bir durumdan dolayi Bristol'a tasindim ve kisa ve stresli bir surec de ev arayarak gecti. Neyse butun sikintilar bir yana, artik tasinma telasesi ertesi kendine gelme ve keyif donemindeyim :)

Zamanimin cogunu iste, geri kalanini da sehri kesfederek geciriyorum. Yazin geldigini belli eden bir kac gunesli gun oldu, o yonden de bir mutluluk bir mutluluk sormayin gitsin :) Saka bir yana ciddi ciddi gunesli gunler olmaya basladi, her ne kadar boyle bir kemik isitici sicak modunda olmasa da bir mutluluk ve enerji kaynagi. Ruh hali uzerindeki etkisinin yanisira marketlerde de meyve sebzelerdeki artisla yaz yandan yandan goz kirpmakta :) Tabi sinir bozucu durumlar da olmuyor degil, sahsen hala 4 tane kayisiyi £3'a satan market yetkililerine icin icin soyleniyorum!
Bu uzuuun surecte yaptiklarimdan biri de hatlari yuvarlaklastirmak oldu :) Formul cok basit, surekli oturmak, sikilmak ve de yemek! Gallerdeki insanlara sebze yemegi ve duzgun salata yapmayi ogretememek ve surekli patates yiyip patates kafa olmak gibi gibi gibi...
Her neyse donusum muhtesem bir sekilde klasik diyetler ve de salatalarla oldu tabi ki:) Yaz aksami soyle ic ferahlatici bir salata yemekten daha guzel olan tek sey babanin yaptigi izgara kofteleri annenin yaptigi gunluk biber tursusuyla yemektir :) Di mi:)
Tarif cok cok cok, gercekten cok kolay! Bir kase kadar bulgur alinir, suda islatilir, tuz ve karabiber ve azicik zeytinyagiyla pisirilir. Bir kenarda sogumaya birakilir.
Diger kenarda kesme tahtasi ve sef bicagi sahneye cikar, sirasi onemsiz bir sekilde havuc, taze yesil sogan, salatalik, domates, maydanoz, cig kereviz sapi dogranir. Bulgurla beraber karistirilir, zeytinyagi, tuz ve limonla suslenir. Ustune de maksat muhabbet bir kac beyaz peynir parcasi ve zeytin konulur. O taze kerevizin kokusu maydanozun muhtesem tadiyla birlesir, bulgurun hafifligiyle super otesi bir lezzet cikar ortaya:) Yarim saatte sip sak sak :)
Firinda kofte ve buharda pismis misir ve de portakal suyu ve de tosun rolunde de ben :)

Simdiden afiyet olsun der mutlu bir hafta dilerim! Bir de canim babamin babakus gununu tekrardan kutlarim, kendisi dunyanin en bir cok sevilen babasidir :)

Saturday, May 17, 2008

Inanmasi guc yemek deneyimleri :)

Herkese guzel haftasonlariiii :)

Uzun zamandir yazamiyorum ve de yemekle ilgili de bir sey koyamadim farkindayim. Aslinda burda dag basinda olmama ragmen super bir gourmet cafe buldum muhtesem tartlar yapan ama onu sonradan yazacagim. Simdi malesef hala o kadar vaktim yok ugrasacak, bu hafta 3 tane sinavim var ve de bunlara tekrar tekrar girmek istemiyorum :/ 3 haftadir 7/24 ders seklindeyim, rica ediyorum geceyim :)

Haftasonu bilgisayar basindayken belki ilginc videolara bakarsiniz diye dusundum ;)

Ikisi de Ingiltere'den: Ilki Heston Blumenthal, yemekleri kimyasal reaksiyonlarla yapan bir ilginc sef. Burda Londra disinda Fat Duck isimli bir restorani var ama o kadar pahali ki normal insanlar pek gidemiyor henuz :) Video'da yumurta ve domuzdan dondurma yapiyor ve bunu tuzlu karamel (?), karamelize edilmis brioche (???) ve jole cayla (??????) sunuyor. Oldukca ilginc :)




Ikincisi de BBC'nin en ilginc programlarindan Cooking in the Danger Zone'dan bir klip. Stefan Gates dunyanin pek gidilmeyen, genelde ic/dis savas halinde olan bolgelerine gidip insanlarin yasamak icin ne kadar degisik seyler yediklerinden bahsediyor ve bu degisik seyleri deniyor da ayni zamanda. Degisik seyler derken videoda izleyebileceginiz ipek bocekleri ve fareler de mevcut...Ilk basta bir sok oluyor insan ama aslinda ihtiyac halinde hani olmayacak seyler degil sonucta, di mi?

http://www.youtube.com/watch?v=UlRt5SNXm8E

Bu arada yorum cok komik degil mi? Soft in the inside, crispy on the outside :))) ahahaha :) lezzet hakkinda hicbir yorum yok:)

E yemekler her zaman beklendigi gibi olacak degil ya:)

Guzel haftasonlariii :)

Wednesday, April 30, 2008

Magic Carpet Ride

Dusundum simdi bir ay boyunca gel git ayni yaziyi gormek cok bayicak, dedim ki bari bir sarki ekliyim. Ama onu da bulamadim bilimum yerlerde, o yuzden diyecegim odur ki bir yerlerden bulsaniz da Brooklyn Funk Essentials'dan Magic Karpet Ride dinleseniz? Tam bir bahar, mutluluk, enerji, Istanbul sarkisi! :)

Tabi burasi soguk, yalniz, issiz, ders dolu, enerjisiz, kotu yemekli vs vs ama geciniz...Zaten burda da gecicek bir kac haftaya ;)

Sevgi saygi bilimum,

Burcuk

Wednesday, April 09, 2008

Where did you say you were from?

Calistigim yerin Uluslararasi Toplulugu'nun her ay cikardigi haber bulteni icin Istanbul hakkinda bir yazi yazdim. Ne zamandir koyacagim, unutup duruyorum. Aklimdayken ilistiriveriyorum suraya...Bir de bu hafta dersler, onumuzdeki hafta sinavlar, sonraki hafta tasinmacalar, sonraki bir ay sinavlar vs vs hicbir soz vermem ben buraya size mis mis yemek tarifleri yazicam diye! Deli miyim ben? :) Ama Gallerden yardim cagrilari yapabilirim tabi, bakalim...

Sevgiler, saygilar, gunesli erikli gunler :)

----------------------------------------

Oh, I said I'm from Turkey! Yes, you know it right! It's the country that everybody knows with the beautiful coast and where most of the people don't want to believe that there are some ski resorts as well. It's the country welcomes you on the busses in London and in the TV ads on BBC! It's where it's quite easy to get a visa and quite cheap to arrive with new tariffs on budget airlines. So, it might be a good idea to give it a second thought for the upcoming Easter holiday (or maybe around May time when all Bosphorus is covered with pretty purple flowers).

It's a huge country with lots of quite different holiday opportunities and you can find these in detail on the net. Here, I'll only focus on Istanbul, which is great city to discover if you're looking for a short city break. Though I can't promise for a calm relaxing trip (with 12 million people living in a city!), I can guarantee that you'll have an unforgettable journey.

As a city, which had been the capital for the Byzantine and Ottoman Empire for hundreds of years and then faced with the modern Republic of Turkey, Istanbul is a combination of cultures. There are so many things to do, so many places to see and so many delicious food to taste. That’s why I’ll try to give the top ones that you shouldn’t miss :)

Let’s start from the beginning:

Best time to visit:

Either Spring or early-Autumn like September. I know that it’s difficult to believe but Turkey is a really cold country in winter and Istanbul is extremely hot in summer that you don’t really want to go outside. So, May-early June-September are the best months to enjoy it.

How to get there?

Easy Jet is generally the cheapest, besides you can try Pegasus Airlines as another budget airlines. If you’re lucky enough, you can also find some cheap tickets from Travelocity or Opodo for Turkish Airlines or British Airways. It takes only 3,5 hrs from London.

How to travel in the city?

There are shuttles called Havas going from the airport to the Asian and European side of the city. It’s a bit expensive compared to other ways such as the light railway but much more convenient and time-saving.

During your stay, you can use busses, tube and ferries – especially if you’re crossing the Bosphorus. Travelling via ferry is a must-to-do in Istanbul, just order a Turkish tea, buy a simit (a special type of pasty with sesame seeds) and enjoy the scenery with sea gulls!

You can also use cabs in the city but keep in mind that the traffic jam is one of the most important problem in Istanbul, so it’s better to spend as less time as possible on travelling.

Where to stay?

First of all, it’s very difficult to define a city centre in Istanbul! That’s why it’s very difficult to give a particular advice for accommodation too. If you’re rich enough, I’ll recommend one of the hotels with sea view, there’re some really famous ones, e.g. Ciragan Kempinski, yet very (!!!) expensive. Still, you should try the area around Ortakoy to have a luxurious accommodation. Otherwise, if you want to stay in the historical side, Sultanahmet is the place; and if you want to party every night and don’t want to spend so much time going back to your hotel, then you should try Taksim.

Must see tourist places?

I’ll give you some names and it’s your homework to find them in your guide ;)

Sultanahmet: Blue Mosque, Hagia Sophia, Topkapi Palace, Basilica, Grand Bazaar – If you want to do some shopping in Grand Bazaar, don’t hesitate to use some of your negotiation skills! There’s always a discount opportunity and if you use some Turkish names, this will help you to build up some sympathy with the seller! Just talk about your lovely colleague, of course myself :), back in the UK and how close we’re bla bla bla, believe me it’ll work :)

Eminonu: Misir Carsisi

Besiktas: Dolmabahce Palace

Ortakoy

Taksim – Beyoglu

Bosphorus: If you have 3-4 days, don’t hesitate to spend one of your days for the Bosphorus, it’s so pretty! You can take a ferry from Eminonu or Besiktas to go to Anadolu Kavagi. This will take you through all Bosphorus and give you chance to see the beautiful city scenery. You can give a break in Anadolu Kavagi, taste some delicious fish and mussels, and turn back to your starting point. It takes a little bit long time, but it’s such a nice journey.

Islands: There’re some big islands in Istanbul, such as Buyuk Ada or Heybeli Ada, to where you can go to with ferries. Again, this will probably take your whole day but especially Buyukada is so nice and worth to visit I think.

Rumelihisari: This is a small castle just in the middle of two bridges. That’s why the scenery is quite nice. It’s a bit long but a nice walking way from Rumelihisari to Besiktas where you can walk through some really nice parts of the city, such as Bebek and Arnavutkoy.

Museums: Istanbul Modern & Sabanci Museum are worth to visit besides the museum within the palaces such as Topkapi or Dolmabahce.

What to eat?

Here comes the best part:) Turkey is a heaven of food! There’re so many things to try:

Best for Turkish Breakfast: Kale Cafe. This is in Rumelihisari, just beside the sea. It’s a bit crowded at the weekends. It’d be great if you can go during the week and sit in the table in that little balcony :) The food is amazing, no more comments really!

Best for Kebap: Develi Restaurant. There’re so many kebap shops all around Istanbul. But if you want to try some real traditional kebaps, you should try Develi. Especially the one with pistachios is so yummy!

Best for traditional Turkish-Ottoman kitchen: Konyali Restaurant. This is in Kalyon Shopping Mall and a bit expensive, but worth to try if you’re not broke. It’s also good for business lunches/dinners FYI.

Best place to go with your other half: Vogue, 5. Kat, Leb-i Derya or 360 degree. All have amazing scenery with delicious food! Not so traditional though.

Best milky deserts: Saray Muhallebicisi. You might be familiar with rice pudding but there’re more to try in Saray. I especially suggest you to try kazandibi :)

Best waffle: Abbas. Ok, I know that waffle is not Turkish but you should still try Abbas which is much more different than the ones you have here! So, so, so yummy!!! Nothing like you tried before! By the way, it’s in Bebek.

And where can I party?

Taksim is the best place to get intoxicated! There’s a part of Taksim called Nevizade and there’re many pubs and bars around this area. There’re also nice cafes to chill out with friends, such as KV, in Tunel, again in Taksim.

If you want to go for a nightclub: Babylon, Mojo, Roxy, and some posh ones such as Angelique Buzz, Laila, Reina, Sortie.
______________________________

This is only a short introduction I can give for Istanbul and there’re loads to tell about. If you still need some advice, please don’t hesitate to contact me and I hope you’ll have a wonderful break in the city, which combines Europe to Asia :)

Monday, April 07, 2008

Pek garip!

Pek garip seyler oluyor! Bir gun 15 derece gunesli bir bahar gunu olup diger gun sabah 0 derece karli bir kis gunu oluyor. Sonra gunes aciyor tekrardan, ardindan yagmur ve tum gun gunesli bir havanin ardindan da patir patir dolu yagiyor. Cati katindan daha da garip gorunuyor, kiremitlerin uzerinden yuvarlanan dolu taneleri...Bu arada demin yeni ev arkadasina sordum, dolunun ingilizcesi hail'mis...Iste boyle Nisan'a girdik ama bahar gelmemekte niyetli!

Bir yaz daha firtinali gecerse diyorum acaba TC yollari tastan mi?

Sunday, March 30, 2008

Heyecan firtinasi: Turk-Site - TRT Int :)

Onceden yazmak istemedim ama bugun bir yarim saat kadar once Foodies in London acisindan tarihi bir an yasandi: Blogumuz ilk defa bir televizyon programinda tanitildi :)))

Ben de yayin yetkilileriyle canli yayinda gorusup site hakkinda biraz yorum yaptim:) Yaklasik bir aydir haberim vardi, o yuzden de o kadar heyecanlanmam diye dusunuyordum ama resmen sesim titredi :) Bir heyecan firtinasi gecti sitemizden sevgili foodielerrrr :)

Program yapimcilarina tekrardan tesekkur ederim:)

http://www.turksite.gen.tr/default.asp

Heyecan dolu Burcukunuz Foodieniz Londra'dan bildirdi :)

* Programin tekrari olacak mi bilmiyorum ama ogrenirsem yazarim.

Monday, March 10, 2008

L'Edelweiss, Le Fornet, Val D'Isere

Sevgili Foodie dostlari,
Bir Pazartesi sendromunun daha agirca yasandigi bir hafta basinin son saatlerinden sesleniyorum size...Bir haftadir tatilde olmanin verdigi rahatlik dun eve gelip faturalar ve sinav sonuclarimla yuzlesmemle son buldu. Neyse canimiz sag olsun tabi, ne demis ismini hatirlamadigimiz adamin teki "work hard play hard".
Biz de aylardir calistik didindik gectigimiz haftayi bekledik, sonra cumartesi sabahi gozlerimizi bir actik Fransa Alplerinde Val D'Isere'deydik. Hayatimin ikinci kayak gezisini hic bir kemigimi kirmadan tamamlamanin verdigi gururlu mutluluk var uzerimde :) hehe :)) Kayak oldukca pahali ama insana inanilmaz bir huzur ve enerji veren degisik bir spor. 8 gun boyunca tosunlar gibi yiyip gunde 5-6 saat kaydiktan sonra tekrardan havuc salatali aksamlara geri dondum. Eee bunyeyi dengede tutmak icin boylesi en guzeli sanirim.
Hazir daha tazeyken gezi sirasinda yedigimiz en bir muhtesem yemekten bahsetmek istedim size. Simdi tabi garip bir durum var, hani normalde Londradakilerden falan bahsediyoruz da tabi normal yollarla ulasilabilecek yerler oluyor. Bu bahsedecegim yere tek ulasim yolu mavi bir pistten inis, o yonden hafiften dik egimlerde kendini kurtarabilen kayakseverlere sesleniyorum ozellikle: Val D'isere'e yolunuz duserse ve butce durumlari da henuz sarsilmamissa kacirilmamasi gereken bir yemek cenneti Edelweiss.

Bu yandaki fotograf sanirim her seyi acikliyor: Gunesli bir hava, karli cam agaclariyla kapli daglara bakan bir teras ve ozenle suslenmis tabaklarda super malzemelerle yapilmis midelere senlik yemekler. Gunduz vakti dag basi demedik, fine dining modunda 3 cesitten olusan kocaman menu yedik. Bu fotograftaki icinde keci peyniri olan kizartilmis yufka gibi bir sey. Altinda pancar soslu salatasiyla ciddi lezzetli bir giris oldu benim icin.
Bir diger giris: Ispanakli sosta, lahana yataginda scallops (bir cesit istiridye ama tam adini bilemiyorum). Ucuncu giris tatli-tuzlu karisimi sevenlere, seftalili tart uzerine taze ordek cigeri, "amaannnnn" gibi tepkileri duyar gibi oluyorum, cik cik cik! On yargisiz yaklasildiginda cok guzel bir birlesim.

Ana yemeklerden devam: Patates alti ordek, firinlanmis ve de mantarlarla suslenmis. Ve bol karabiberli patates kizartmali et, yum yum yummmm :)

Tatlilar da cikolatalilardan creme brulelere dogru soyle bir siralanirsa son bulacak bu yazi:





Yaa iste uzun lafin kisasi bir suru bir suru fotograf, tosunlar gibi yenen yemekler ve de dogal olarak tosunlar gibi gelen hesaplar oldu. Ama yani hatirlanmaz mi yillar boyunca "anilarrrrrr" diyerekten...Puffff dusunuyorum bazi bazi n'apiyorum bu yagmur-firtina-deli ruzgar memleketinde diye :/


Neyse dagilmayayim: Buyrunuz L'Edelweiss:


Yolunuz duserse es gecmeyiniz. Restoranin girisine yakin oldukca dik bir yokus var yalniz, panik olursaniz benim gibi yemek askina poponuz uzerinde kayarak da inebilirsiniz. Biraz antikarizmatik oluyor ama canimiz sag olsun :)

Yahu daglar diyorum, frambuazli tartlar diyorum, enerji saglik hep neseeee diyorum....offf offf...sen de hala yarin is var yat diyorsun ama oluyor mu sayin Foodie???

* Son fotograf baska bir pistte La Datcha diye bir restorandan :)

Sunday, February 24, 2008

Ton ton

Uzun zaman sonra evde yemek yemenin keyfi :)
Donmus hazir sebzelerle suslenmis pilav, havuc salatasi, tavada hafif cevrilmis ton baligi!
Yaninda bir de Babam ve Oglum seyretmeseydim iyi olacakti, ikinci kez seyretmeme ragmen 2 saat durmadan agladim resmen :( Neyse olsun, yeni bir hafta yeni guzellikler getirsin!
Herkese guzel haftalar :)



Geldi: Hamsili Pilav

Simdi siz diyeceksiniz ki "nerdesin sen?" Haklisiniz da ama soyle bir durum oldu artik ben boyle "aaaa uzun zamandir yazamadim tuh tuh vah vah bla bla" girislerinden biraz biktim. O yuzden diyorum ki gecmise mazi gelecege niyazi, n'apiyorum n'ediyorum onlardan bahsedeyim azicik :)

Bir haftadir Kuzey Gallerde bir kurstaydim, simdi yeri nasil anlatsam tam bilmiyorum ama boyle bir dag basi evi gibi bir yer. Ders calismaktan baska hicbir seceneginizin olmadigi bir yer! Neyse ki sirketten bir grup insan olarak gittigimiz icin muhabbet falan guzeldi. Yalniz hafta basindan beri nezleyim ve bir turlu gecmiyor o kotu oldu. Ayrica basim agriyor ve boynum tutuk. Bu sabah artik boyle tamamen iyilesmis kalkarim, direkt gym.e giderim diye dusunuyordum ama biraz zaman alicak sanirim. Neyse canimiz sag olsun :) Yaslanmak boyle bir sey:) haha :))
Sabah bloga bir baktim, bir suru guzel yorumlarinizi gordum mutlu oldum, cok tesekkurler :) Madem dedim Tubik yapacak yemek ariyor, artik kocasina bir Hamsili Pilav yapmanin vakti geldi :) :)))
Hamsili pilav boyle zormus gibi gorunen ama bence o kadar da zor olmayan bir yemek. Tabi butun gununu kuaforde gecirip sonra hazir sofraya konan bir insan olarak boyle bir yorum yapmak sana kolay diyebilir simdi annekusum :) ama ogrendim nasil yapildigini canim, oyle ooouuuu butun gunumu alir durumu yok.
Simdi oncelikle hamsi aliyorsunuz, hatta balikciya bir iki sevimlilik yapip / ya da parasini odeyip :) / kilciklarini temizletiyorsunuz. Guzelce de yikiyorsunuz sonra.
Sonra sonra bu Knorr'un hazir pilav icleri var, onlardan Kackar Pilav'ini seciyorsunuz, onu pisiriyorsunuz. Bir tepsiye hamsileri guzelce dizip sonra icine pilavi koyup geri kalanini da dizip, bir guzel firinliyorsunuz. Iste bu kadarcik :) El emegi, goz nuru, Anne-Baba guzelligi hamsili pilav yemeye hazir hale geliyor :)
Bence karadenizin en guzel balik yemeklerinden biri :) Simdilerde hamsi kalmadiysa diger baliklarla olur mu bilmiyorum. Belki sardalyayla olabilir ama emin degilim. Mezgitle olmayacagi kesin ama!
Bu arada Juno'yu izlediniz mi? Ya da soundtrack.ini duymussunuzdur belki bir yerlerde? 3 super sarki var durup durup dinledigim:
Anyone Else but You
All I want is you
Tire Swing
Youtube'den sarkilari bulabilirsiniz. Coverlar feci de direkt filmden parcalarla olan videolari secerseniz guzel olur :)
Guzel bir Pazar dilerim :)

Monday, January 21, 2008

Geliyor geliyorrrr

Geliyor geliyor diyorum gelemiyor bir turlu yazi.

Nitekim dun aksam yine bir pazar gecesi sendromu seklinde yazayim dedim ama sonradan vazgectim. Cunku oyalandikca daha cok dagiliyor uykum. Ayrica bu pazar gecesi sendromlari artik sadece pazartesi zombisi sendromlariyla sonuclanmiyor. Zombi oldugum yetmiyormus gibi ustune ustluk kirpis bir yaratik oldum. Sol gozum israrla pit pit atiyor. Internetteki abuk sitelerden birinde "gozun gip gip etmesi" seklinde tanimlanmis ve de bilimum sacma sitede de varlik gostergesi gibi atislar tutuslar vs.

Uzatmanin alemi yok, olay goz seyirmesi. Ve de oldukca (!!!) sinir bozucu. Bir degil iki degil, butun gun kirpisir mi bir insanin gozu? Gecen haftasonu oldu, hadi butun hafta yorulmusum herhalde dedim gectim. Ama bu hafta tosunlar gibi uyuduktan sonra hala olmasi artik biraz bikkinlik verdi. Neyse simdi hemencecik yatip yarin da kahve icmeyip durumu gozlemlicem, hala devam ediyorsa artik doktor yollari gorunur :/

Bu arada dun internette bu yeni cikan Evlerinin Onu Boyali Direk versiyonunu izledim. Dunden beri agzima takildi, "goz goz olmus cigerlerim kaniyorrrr" diye dolaniyorum ortalikta. Neyse ki ofiste hic Turk yok :) Gozu kirpis arabesk bir tip oldum, noldu bana!!!! *

:)

Duzelince yazicam. Once babakusumun hamsili pilavini, ardindan Eregli'nin en bir guzel balik yapan yeri olan Levent Balik'i.

Sizlere kirpis kirpis iyi geceler dilerim sevgili Foodie dostlariii

* Bu arada sarkinin arabeskligi bir yana hos bir versiyon olmus bence ;)

Monday, January 14, 2008

Pazar gecesi uyuyamama sendromu & Firinda Somon

Herkese iyi geceler mi dilesem iyi sabahlar mi bilemiyorum, siz kendiniz secin artik birisini. Ilginc bir durum var ortada, yaklasik 3 haftadir pazar geceleri rahatca erkenden uyuyamiyorum, sonuc da tabi pazartesi sendromuna eklenen zombi durumu oluyor ofiste. Haftasonu gec saatlere kadar uyuyunca ve Pazar gunleri de genelde tembel teneke modda gecince aslinda dogal bir sonuc ama sonucta Turkiye'deyken de 2 hafta tembel moddaydim ama her aksam 10 gibi falan uyuyordum yani! Neyse umuyorum yakinda duzene girecek...

Firsattan istifade Blogger yazilarina geri doneyim istedim. Taa biraktigim yerden baslayayim, tatil oncesinden. Tatil oncesinde Noel kutlamayan biri olarak 2 adet noel kutlamasi yaptim ilginc bir sekilde, ama her ikisinde de yemekler cok basarisizdi, o yuzden onlari yazmaya gerek gormuyorum sahsen. Genelleme yapmayayim diyorum ama engellemek zor: Burdakilerin cok basit seyleri nasil boyle kotu yapabildiklerini her defasinda hayretler icinde izliyorum. Sirketteki kantinde de ayni sey var, mesela domates sosunda sebze pisircekler, di mi? Gayet basit yani sos ve sebze, ve hani bu kadar kotu olabilir cidden. Bir kac kez aldim. bitiremedim. Artik kendime iskence etmemek adina yanimda bir seyler goturuyorum. Neyse bu noel yemekleri de iste yine basit tariflerdi ama cok ozensiz yapilmislardi, hic begenmedim.
Sonrasinda ben gitmeden hemen once biz kendimiz evde bir kucuk noel yemegi kutladik, ev arkadaslarinin ikisinin da hristiyan olmasi sonucu. Menunun ana yemegi firinda somondu:)
Gayet basit ve her zamanki gibi uydurmasyon 'buna ne katsam guzel olur' durumlari :) Kilciksiz-derisiz somon filetolari bir guzel yikanir. tepsiye yerlestirilir. Bu arada somon cok yagli bir balik oldugundan sonradan temizlerken kendi kendine cok soylenmemek adina tepsi folyoyla kaplanir - ya da pisirme kagidi da ise yarar sanirim. Boylece yemek sonrasi temizlik cok daha kolay olur :)))
Sonrasinda limonun yarisi dilimlenir, yarisinin da suyu cikarilir. Dogranmis maydanoz ve azicik zeytinyagiyla karistirilip baliklarin uzerine gezdirilir ve firina surulur. Bu kadar basit iste! Ve de cok da saglikli! Ben diyet yemegi oldugunu bile iddaa ettim ama Leo "sacmalama Burcu bir suru yag var bu balikta" dedi, nitekim hakli :) Tamam diyet degil ama balik ve de zeytinyagi ve de maydanoz felan saglikli bir sey olmali, kabul edelim :)
Baska baliklarda da uygulanabilir herhalde, kefal-palamut gibi benzer fileto gorunumlu baliklara da iyi gider diye dusunuyorum.
Daha pismis halinin de fotolarini koyacaktim ama Bloggerin muhtesemligi ustunde gece gece, sorun cikardi. Neyse artik yarina diyelim.
Bu arada Ayca Sen'den bahsetmistim bir kere, hala okuyor musunuz? Bu aralar yine muhtesem yazilari yaziyor Radikal iki.de :) Aklinizda bulunsun:)
Iyi sabahlar efe'm!

Wednesday, January 02, 2008

2008in ilk postu

Herkese mutlu yillarrrrrr :)

Cok cok uzun yazamayacagim, kisacik bir yazip durum ozeti sunmak istedim:)

Yaklasik 15 gun Turkiye'de kaldim, boyle bir yemek olamaz! O kadar tosunca yememe ve uyumama ragmen kilo almadan dondum, cok mutluyum:) Bir suru yemekler var Eregli'den yazacagim ama sirayla!

Sonra sonra Londra'ya geldim, yilbasi aksamina cilgin bir sofra hazirladik, onu da yazacagim. E onu yazma bunu yazma sen de! demeyin, zaten kizan kizana, aaa!

Bugun Plugoo'dan bir mesaj gelmis, bir soru sorcam kastin beni modunda. Halbuki ben onu kolaylik olsun diye koymustum. Bana ordan mesaj yazarsaniz ve mesajinizda e-mail adresinizi de yazarsaniz ben size cevap yazarim. Zira yazdiklarim da var yani bilirler kendilerini. Ama eger e-mailinizi yazmazsaniz ben direkt cevap yazamiyorum. Ya da buraya yorum birakin, ya da birakmayin, keyfiniz nasil isterse artik...O yonden rica edicem kasilmayalim, soru sormak isterseniz ben her zaman burdayim:) Cok sik yazamiyorum bloga ama en gec 2 gunde bir bakiyorum ne oluyor bitiyor diye.

Haydi saglicakla diyorum, herkese mutlu, saglikli, bol lezzet dolu yillar diliyorum :)