Selamlar,
Bu aralar cok yogun gidiyor her sey, gunluk hayat kosusturmacalari icinde cok da bir yemek yapmaya firsat olmuyor. O yuzden de muhtesem tariflerimizden mahrum kaldiniz, biliyorum aciniz buyuk :) Saka bir yana, asil benim acim buyuk:) Hazir yiyeceklerle beslenmiyorum cok ama genelde su sebze torbalarindan yararlaniyorum, pratik oluyorlar ama icim disim brokoli oldu:) Kucuk paketlerin icinde dogranmis brokoli ve havuc satiyorlar, efe'm bunlari atiyorsunuz mikro dalga firina, 7 dk pisiriyorsunuz 750 derecede, sonra cikartip paketi kesiyorsunuz, icindekileri bir kaba bosaltip ustune yarim limon, azicik zeytinyagi ve paprika esliginde yiyorsunuz. Cirkin bir sey degil, ama ustun leziz oldugunu da iddia etmeyecegim tabi ki:) Ama pratik ve de en azindan sebze!
Neyse, umarim su bir kac gun icinde guzel yemekler yapip koyacagim yine tariflerini.
Bugun dedim ki bir de Londra fotograflari koyayim azicik. Foodies in London diye baslik koyduk siteye, kimsenin Londra'dan bahsettigi yok:) E bir Foodies' perspektifinden Londra nasil bir sehir onu biraz anlatayim istedim.
Londra ciddi anlamda yasanilasi sehirlerden biri, tabi ki guzel bir gelir duzeyiniz olursa. Sehir cok duzenli, alt yapi cok duzgun. Merkezde bile kocamannn parklar bulabilir, cevrenizde kosusturan sincaplara "nasil yani" seklinde bakislar atabilirsiniz, yaninizda findik, fistik vb varsa hatta besleyebilirsiniz bile:) Thames kiyisinda uzun yuruyusler yapabilir, gunesli ve kuru havanin tadini cikartabilirsiniz. Yagmurlu havalarda camur deryasi olmayan sokaklarda sakin gezintiler de yapabilirsiniz tabi ki. Ve hava durumu ne olursa olsun her gun cevrenizde bir suru "kosan" insan gorup insanlarin azmine hayran kalabilirsiniz. Bu arada bir suru muze gezebilirsiniz ve bizdeki muze kulturunden ne kadar farkli olduklarini farkedip tekrar tekrar gitmek isteyebilirsiniz. Her gun yapacak farkli bir aktivite bulabilirsiniz ve en kotu ihtimal Covent Garden'a gidip sokakta gosteri yapan sanatcilari izleyebilirsiniz...Liste boyle uzayip gidiyor iste.Hani hic mi kotu ozelligi yok, var tabi ki, hangi sehrin yok ki? Ama simdi bu pozitif yaziyi kotu ozellikleri de yazip notrlestirmek istemedim.
Tower Bridge & HMS Belfast savas gemisi
Big Ben
British Museum (ici burasi yanlis anlama olmasin:))
Changing the Guards seremonisi (Buckingham sarayi onunde haftanin belli gunlerinde olan toren)
Greenwich gozlem evi (Sozde 0 meridyeni :)) London Bridge ve St Paul Kathedrali (favori fotografim:))
St Paul Kathedrali
Tower of London
7 comments:
hiç fena gözükmüo..:) anlaşılan brokoliden daha leziz görüntülerde varmış..
tadını çıkarmalısın bence de..;)
:) Ben de cok seviyorum valla:)
Bir de su ingilizlere yemek yapmayi ogretse biri:p ve de mesela daha fazla sebze meyve olsa:)o zaman brokoli de arada kaynar, goze batmazdi:)))
Madam Tussauds u niye koymadın..?
:)
Peki köprüyü neden koymadın../
;) bilirim ben oraları bilirim en svdiğim semtte Soho. çok maneviyatı olan biryer canım yatır mı varmış neymiş. :D
Ya Madamme Tussauds resimleri normal kameradaydi, o yuzden onlari dijital ortama aktarmadim:))
Bu arada 2 tane kopru koymusum yahu daha hangi kopruden bahsediyosun sen:p
Soho'ya yorum yok:D
Ya dün o resim çıkmadı benim sayfada Tower Bridgei kastediyordum koymuşsun. Namaza gelicem ben Sohoya, sevabı büyükmüş diyolar. Zemzemin değişik çeşedi mi ne armış...? :) Okuyup üflesinler beni... hahahah
Londra gormeye gezmeye gelene guzel, yasayana dunyanin en rezil sehirlerinden biri, 11 ay hava kapali, en az 8 ay pis bi yagmur, hele hele isin icinde bi de sabahin korunde kalkim ender gulumseyen yabanci dusmani insanlarin kentinde ise gitmek varsa
kızım çok sevimli olmuş bu yaaaa
Post a Comment