Tuesday, June 27, 2006

Hey ho let's go!

Gunun sarkisi: Hey ho let's go!

Mesaj yeterince acik:) Ne derler, yolcudur abbas baglasan durmaz, durmam valla:)

Uzun bir sure giremem gibi duruyor, tatil sonrasina cilgin Semra Sultan tarifleriyle ve de İstanbul-Eregli lezzetleriyle burdayim, arada da belki bir istisnai durum olur, bir kivircik yummm tariflerini paylasmak ister, belli mi olur? olmaz...suprizlere acik olmak lazim:)

Sevgilerrrrrrrr :)

Sunday, June 25, 2006

The Lake House

Bugun aylar sonra ilk defa sinemaya gittim...uzun zamandir fragmanini goruyordum, sonunda izleme firsati buldum: The Lake House. Aslinda bir sonbahar filmi bence, yagmurlu bir gunde gidip icini isitmak icin ve de kuslar bocekler modunda ayrilmak icin salondan:) Yazin gorduk, canimiz sag olsun:)

Resimden de anlasilacagi uzere Sandra Bullock ve Keanu Reeves'in basrollerini paylastigi bir film ve de yine anlasilacagi uzere tarzi da romantik dram duygusal vb diyelim...arada komik yerler olsa da aslinda genel olarak dram diyebiliriz bence.

Konusu hakkinda cok ayrinti vermek istemiyorum, muhtemelen bir kac haftaya Turkiye'ye de gelir ve de eger bu tarz filmlerden hoslaniyorsaniz kesinlikle gitmenizi oneririm. Modern zaman masali gibi adeta...


Birbirinden ayri zaman dilimlerinde yasayan iki insanin iliskisini anlatiyor...Aslinda yeni bir film degil, onceden Il Mare adinda Kore yapimi bir filmin reproduksuyonu...Tanitiminda soyle diyor:


How do you hold on to someone you've never met?

Duygusalligi bir kenara birakirsak, cidden nasil olur diyor insan, posta kutusu yoluyla haberlestigin birine asik olmak...Evet size de ayni seyleri animsatiyor degil mi? Son zamanlarda yasanan internet asklari gibi sanki...
Insanlar birbirlerini hic gormeden garip bir baglilik duyuyorlar birbirlerine, nasil oluyor daha tam anlayabilmis degilim...Bu filmde de birbirlerini gormuyorlar ama ortak olan cok fazla sey var, garip bir bag var aralarinda...Bu internet durumlarinda da ortak olan seyler olabilir tabi, belki de hayatinin insanidir karsindaki yani bilemezsin ama diger yandan da hep bir soru oluyor insanin kafasinda bu insanlara dair, bu kadar umutsuz mu durum?

Yani gercek hayatta bu kadar zor mu biriyle karsilasmak ki sonuc olarak gidip hic tanimadigin hayatinda gormedigin bir insanin bir fotosuna takilip kaliyorsun ve de yazdigi iki cilveli sozden etkileniyorsun...Kabul ediyorum bazi insanlar icin gercekten zor gercek hayatta boyle seyler yasamak cesitli sebeplerden dolayi...Ama bence cogu insanin kolayina kaciyor artik..Bilmiyorum tam...Bir yandan "tabi yaa olabilir neden olmasin ki hani artik cok normal" diyorum, diger yandan "ama hani her sey bir yana nasil guveneceksin ortalik manyak dolu" seklinde dusunceler beliriyor kafamda. Garip...

Mesela gecen gun birisi google.dan ulasmis buraya, aradigi sey: "nereye kayboldun". Bir insan neden google.da nereye kayboldun diye aratir? ne bekliyor ki acaba? ekrandan firlayip "iste geldim burdayim" mi yapacak birisi ya da bir sey? Cidden ilginc...

Buyuk konusmamak lazim tabi...eminim dunyada milyonlarca insan internet yoluyla tanisip cok da guzel asklar yasamislardir...sadece zor oldugunu dusunuyorum ben...ozellikle cogunluk zaman internet uzerinden devam ediyorsa, yani gercek hayatta bulusulmuyorsa...

Neyse filmden fazla da uzaklasmak istemem, sadece bunlari dusundurdu bana gunumuzle bagdastirdigimda..artik posta kutusundan haberlesen insan pek kalmadi cunku..

Bir de filme ismini veren gol evi zihnimde takili kalanlardan, o nasil guzellikte bir ev yaa super otesi, oyle bir evde hayatim boyunca yasayabilirim sanirim..muhtesem:)

Son olarak da Sandra Bullock ve Keanu Reeves'in nasil bir uyum yarattiklarini da belirtmeden edemeyecegim...Keanu sag olsun zaten hep muhtesem bir insan olmustur, canim benim:) di mi Domekus? :)

Film hakkinda ayrintili bilgi icin:
http://thelakehousemovie.warnerbros.com/

Fragman:


Saturday, June 24, 2006

Cumartesi :)

Daha once Piyale Madra karikaturlerini koydugum postta yer vermistim buna ama bugune cok uydu tekrardan koymak istedim...Cok guzel bir cumartesi yaaa:) ohhhhhh:))))

Kussss sesleriiiiiiiiiii:)))

Herkese mutlu haftasonlariiiiiii:)

Friday, June 23, 2006

Queen Mary .)



Hep yemek tarifi yazmayayim degil mi:) Hazir parti modumuz oturmusken uzerimize Londra'ya gelirseniz bir gun nereye gitmek lazim eglenmek icin onlardan da bahsetmeli.) Hemen not defterimize bir isim daha ekliyoruz: Queen Mary Boat

Queen Mary gemisi Londra'da Embankment'ta Waterloo Bridge'in hemen solunda kaliyor. Bir yere gittigi yok, burdaki gemiler daha cok sahile fix bir sekilde restoran/cafe/gece kulubu gorevi goruyorlar. Ya da toplantilar veya konferanslar gibi daha ciddi islere hizmet veriyorlar ki Queen Mary ilk bahsettigim lakayit grupta:)

Gitmek icin Aldwych'e gelip yuruyebilirsiniz, en yakin metro istasyonu da Temple sanirim.

Dun gece okulla alakali bir parti vardi burda, biz de bizimle direkt alakasi olmamasina ragmen atladik hemen:)

Geminin en guzel yani manzarasi, arkada gordugunuz kocaman tekerlek London Eye, dunyanin en buyuk donme dolabi diye iddia ediliyor bilemiycem:) Cok yavas dondugu icin daha binmeye cesaret edemedim, bir saatte o minnacik odacigin icinde fenalik geciririm diye dusunuyorum...neyse konumuz o degil:) onun biraz ilerisinde de Parlamento binalari ve Big Ben gozukuyordu ama bu fotografa girmemis.

Bu bolum geminin teras bolumu, uzerinde cafe gibi bir yer var, gunduz falan da gelinip kahve falan icilebilir. Daha once bir cok kez gormustum ben disardan ama hep cok pahali bir yermis gibi gelmisti, degilmis...Fiyatlar diger yerlere gore normal, hani ucuz demiyorum ama normal iste anladiniz siz:)

Burasinin alt katinda kapali bir yerde gece kulubu kismi var, kapali dedigime bakmayin valla oyle bir havalandirma var ki disarisindan soguktu resmen icerisi...Giriste belirli bir ucret odeniyor ve sonrasinda butun gece sinirsiz icki sunuyorlar ki sinirsiz derken oyle uydur kaydir ickiler de degil baya her turlu icki vardi her markadan...ama normal zamanlarda da boyle mi yoksa icerde odeme usulu mu bilemiyorum.

Aslinda parti ilk baslarda kokteyl havasindaydi, herkes bir kosede ickisini yudumluyor muhabbet kucuk finger-food denilen yiyecekler falan, ama tabi bir saatten sonra alkol orani arttikca dans edilmeye baslandi:) Cok eglenceliydi:)

Ve de asil bomba: Londra'nin gobegin dansoz izlemekkkkkkkkk!!! Sastim kaldim, aaa bir baktim gercekten dansozzzz:) Ben simdiye kadar tv disinda bir kere dansoz izledim, o da Harbiye'de turistler icin Turkish Club tadinda bir yerler var, onlardan birinde (ne alaka gittin sen oralara diyorsaniz bir adet uluslararasi sampiyona vardi gelenleri goturmustuk ehehe) ve de hayran kaldim yani, tv.dekiler falan halt etmis, agzimiz bir karis acik izlemistik...

Burdaki dansoz de iyiydi hostu (cidden de guzeldi) ama cok zayifti, ben dedim ordakilere, "dansoz dedigin soyle azicik etli butlu olur kardesim boyle incecik olmaz" dedim, "turkiyede boyle olmaz" dedim, halt yedim!!! ne diye konusuyorsun o kadar, sanki dansoz uzmani hayret bir sey! herkes basladi bu sefer "aaa burcu simdi sen de boyle dans edebiliyor musun aaaa" diye, al basina belayi:) neyse geceyi gosterisiz bir sekilde sapasaglim atlattim:)

Guzel bir geceydi cidden, uzun zamandan beri disari cikamamistim iyi geldi:) Donerken de yuruyerek dondum bir suru de fotograf cektim, bir duzgun calissin da yukleyecegim...

Queen Mary hakkinda daha ayrintili bilgi icin, bkz:

http://www.beerintheevening.com/pubs/s/17/1780/Queen_Mary/Embankment

Wednesday, June 21, 2006

I bet you look good on the dance floor .)

Garip oldu, hep iki arada bir derede yazilar yazmak zorunda kaliyordum, bu sefer iste bosum:) nasil baslayacagimi bilemedim...

Sinavlarim bitti bugun, sanirsam hayatimin son sinav donemini geride biraktim cok sancili bir sekilde:( Genel olarak iyiydiler ama bugunkunu sevmedim, cok iyi yapacagimi dusunuyordum gunlerdir, cunku bir birikim gibi, oteki sinavlarla cakisan cok konu vardi ve hani "artik biliyorum zaten" modundaydim, zira sinav geldi catti ve boyle kiltlendim kaldim sanki:( 3 tane kompozisyon yazmak gerekiyordu ve de ikincisinin ortasinda elim kaldi bir anda, gitmiyor daha fazla, yok:( cok gicikti, cok!!! neyse sonuc olarak kiltlendim diyorum da gene baya bir yazdim 12 sayfa kadar, kalacagimi dusunmuyorum ama daha iyi bekliyordum...yorgunluk sanirim artik...neyse bilemiyorum iste gicik oldum, artik ustune dusunmek de anlamsiz sanirim...Yamulan sag el parmaklarim ve ben mutluyuz aslinda her sey bittigi icin:)

Bye bye nerd mode! Hello party mode:)

Artik daha onemli seyleri dusunmenin vakti...Cok onemli seyler var, bildiginiz gibi degil:) Mesela haftaya sali geliyorum, bu saatlerde besiktasta sahilde cayimi yudumluyor olurum kiz kulesine karsi ohhhhh dusuncesi bile bir ferahlik yaratiyor bunyede .)

Simdi sali gunu ne giymek lazim mesela, annekus almaya gelecek beni ilk izlenim onemlidir, 6 aydir gormuyor dombilisini, zayif gorunmek lazim :) sonra 15 gun dalgasi var isin "aahaha zayifladim diyordun yine yuvarlanaraktan cikiyorsun gumrukten" diye ehehh:) meselaaa saclari nasil yapmali, sac dedigin kurutuyorsun duz, birak diyor serbest kalsin dalgali...ucakta sarap icmemek lazim, iner inmez cakiyor, cin gibidir masallah:) cok bir sey de yememek lazim, simdi neler getirir kim bilir.) Cok bir tatlidir, Eregli'den cikmadan once butun sevdiklerimi yapar, paketler, usenmez tasir haremden beri, offf nasil ozledim! Annekusum bak yaziyorum:

Patlican isterim, her turlusu makbul
Patatesli salcali izmir koftelerinden isterim
Bir de irmikkkkkkkkkkk :) (zaten bunu yazmama gerek yoktu herhalde demirbas)

Met'im de gelir belki havaalanina, gelmezse de ben gelir gelmez eve gelir:) Benim icin gelmese irmik icin gelir koftehor:) Erken varacagim zaten, sonra hemen disari cikalim, taksime cikalim, ortakoye gideyim istiyorum...kuafore gideyim istiyorum oteki gun...is gorusmesi var ciddi insan kiyafetleri de lazim bavula...

offffffff dusundukce heyacanlaniyorum:)

cok bir kisisel oldu burada bitireyim, bir party mode klibi daha ilistireyim suraya Arctic Monkeys'den :)

Tuesday, June 20, 2006

Cherry cherry baby:)

Turkiye'ye gidince yapilacaklar listesi:
1) Kosedeki manava git, kocamannnnnnnnn karpuz al!
Kimseye de verme:)
Meyveler
&
Yaz




Gitmeden evvel patatesini unutmayip ona surprizler yapip Turkiye'den ithal kirazlar getiren kivircigimi kocaman kocaman operim:)

Bir de:

Pigletcigimin Turkiye'de hic dostu kalmamis diyorlar! ? !

Kendisine burdan sevgilerimi yolluyorum

Monday, June 19, 2006

Stir-Fry

Bu sinav doneminde ogrendigim derssel seylerin yanisira bir diger onemli sey de yazilanlarin dogru oldugu: Evet gercekten de makarna kilo aldirmiyor! Gec olsun, guc olmasin, bir gercegin daha farkina vardik mutluyuz gururluyuz:)))

Simdi tabi siz oturup yaparsaniz soyleee bol tereyagli bir makarna, ustune ekerseniz sekeri cevizi ("ayyyy o ne oyle" gibi tepkiler duydum sanki, aaaa on yargili yaklasmayin, babanem oyle yapardi findikli cevizli sekerli makarna kadar leziz bir sey az vardir), ustune de yerseniz uc tabak, tabi yorum yapmam bu konuda !

Ama yagsiz ya da azicik zeytinyagiyla yaptiginiz, gunde bir ogun yediginiz makarnadan zarar gelmiyor, tecrubeyle sabit! Gonul ister ki her gun zeytinyagli fasulye(msi), ispanak, brokoli vb yiyelim fakat tabi gundem yogun, market azicik uzak ve bunye de az bucuk tembel olunca en kolay yemekler seciliyor mecburen.

Stir-fry olayi burda cok yaygin, markette kucuk paketler halinde satiliyor, sonra atiyorsunuz bunlari azicik zeytinyaginda wok tavaya, oldu da bitti seklinde...

Turkiye'de satilmaya baslandi mi bilmiyorum ama eger baslanmadiysa da kendiniz de evde yapabilirsiniz:

Dolmalik biber (normal biber de olur ama dolmalik daha iri iri oldugundan daha hos gozukuyor)
Sogan
Mantar
Lahana
Havuc
Soya filizi

Biber boylamasina kesilmeli, sogan da iri ince halkalar seklinde, mantar da ince dilimler seklinde, lahana marul gibi (bu arada lahananin cok olmasina gerek yok bir iki yaprak olsa yeter), havuc boylamasina rendelenmeli ya da cok cok ince kesilmeli, soya filizlerini isleme tabi tutmadan ativerirsiniz hicbir seycik olmaz:)

Malzemeleri iyi karistirdiktan sonra tavaya (wok veya herhangi bir teflon tava) azicik zeytinyagi koycaksiniz, bir yemek kasigi kadar. Sonra yuksek ateste sebze karisiminizi icine atip guzelce karistirarak 3-4 dk pisireceksiniz. Zaten amac normal yemeklerdeki gibi iyice pismesi degil yari pismemis sert sert olmasi. Bu karistirma islemi sirasinda icine istediginiz baharatlardan ve de azicik da soya sosu koyarsaniz cok iyi olur. Ben icine pek tabi ki cekirdek de attim, arada kitir kitir hosuma gidiyor:)

Son olarak da haslayip (soguk sudan gecirmeden) suzdugunuz makarnayi da icine katip soyle bir karistiriyorsunuz ve uzerinde buhariyla direkt servis yapiyorsunuz. Yanina da taze bir salata ya da yogurt, ohh super kolay yemek oluyor:) İcinde sebze de oldugundan normal makarnaya gore daha saglikli hem de...

Ben tabi karisimi hazir aldigim icin benim icin daha da kolay...Ama sizin icin de zor degil hani kabul edin:) Okulun cafesinde bunun icine noodle veya pilav katiyorlar (yani pilav diyorum da aslinda haslanmis pirinc), ve hatta bazen et veya tavuk da katiyorlar, degisik turleri mevcut, zevkinize gore siz de degisik sekillerde deneyebilirsiniz.

Afiyet olsunnn:)

Sunday, June 18, 2006

Babakus Gunu:)

Babakusum:)
Babalar gunun kutlu olsun:)
Kocaman kocaman seviyorum ve de opuyorummm:)


Bunu bayaa bir sonra goruceksin muhtemelen ama olsun...

Saturday, June 17, 2006

Patatesle Ispanagın Fırın Macerası

Patatesle ıspanagin firin macerasi Burcuk'un Hamburger & Croissant'ta Sarah'nin firinda patates tarifini kesfetmesiyle baslar. Fırında patates guzeldir guzel olmasina da yalniz basina olur mu? Olmaz! Ya etli bir sey lazim yanina, ya da otlu, e pek tabi ki Burcuk joker hakkini ottan yana kullanir:)

Patatesler Sarah'nin tarif ettigi gibi soyulur, haslanir, suyu suzulur, ustleri catal yardimiyla bidik bidik cizilir.

Ispanaklar guzelce yikanir, eger iriyse dogranir (ki ben kucuk yapraklilardan kullandigim icin dograma geregi duymadim) ve de bir cukur kaba alinir. İcine ay cekirdegi ici, dogranmis yesil zeytin parcalari, tuz ve de biraz sut eklenir. Sut sonradan firinda kuruyup kalmamasi acisindan iyi oluyor.

Sonradan karisim tepsiye yerlestirilir. Aslinda temizlemenin kolay olmasi acisindan tepsiye once folyo kagidi koyulsa da ustune ıspanaklar serilse aslinda daha iyi olur, bir daha ki sefere artik:)

Son olarak da patateslerin uzerine Sarah'nin tarif ettigi uzere zeytinyagi surulur azicik ve de tepsi firina verilir. Firin ayarlari birbirini tutmadigindan benim ki 30 dk.da oldu ama normal tarifte Sarah 220 derecede 50 dk onermis, bilginize...

Ozenle tabaga alinir, afiyetle yenir:)))

Bir uydurmasyon tarifimizin daha sonuna geldik:) Hayirli ugurlu ve de afiyet bal seker olsun:)

Wednesday, June 14, 2006

Party Mode ON :)

Tabi simdi degil! Carsambadan itibaren:)



There is no bad dancing!
The way it should B ...
And the time it should be appropriate for B :) ehehe:)

Bir de su adrese girip Mojito. TV'ye tikliyorsunuz, ardindan The Muddle TV Spot 60 Sec izliyorsunuz, capiche?

http://www.bacardimojito.com/home/default.aspx

Ohhhh yandan yandannnn:)

Bir haftacik daha sabir .)

Tuesday, June 13, 2006

Zeytinyagli "Taze Fasulyemsi"

Ders arasi yemek molasi:)

Yaz aylarinin vazgecilmezi zeytinyagli taze fasulye, pratik saglikli lezizzzz :)

"Fasulyemsi" cunku Ayse Kadin desen degil, bogrulce desen degil, bogrulce gorunumunde taze fasulye tadinda bir sebze yani bilemedim nasil adlandiracagimi:)))

Green beans diye satiliyor, ben en iyisi fasulyemsi diyeyim.)


Yapimi da cok kolay tabi ki de:)) Her zamanki usul soganlari havuclari kavuruyoruz birazcik zeytinyaginda, sonra fasulyeleri ekliyoruz baharatlarla beraber, ustune azicik sicak su koyuyoruz ve de suyunu cektikce fasulyeler pisene kadar azar azar sicak su eklemeye devam ediyoruz. Kafadan bol bol da ekleyebilirsiniz bastan tabi ama ben cok sulu sevmedigim icin boyle azar azar ekleyip yapiyorum, tam kivaminda oluyor.

Ustune de suzme yogurt!!! Ohhhh:) Yaz gunleri icin birebir!

Afiyet olsunnnnnn:)

Not 1: Annem bir de icine azicik seker katar bu yemegin, o da cok guzel olur.) Tavsiye.)
Not 2: Fasulyeleri teker teker ayiklamaya useniyorsaniz da benim gibi ekmek tahtasi uzerinde baslarindan ve sonlarindan onar onar toplu kiyim seklinde ayiklayabilirsiniz ehehe:))) Tabi derseniz ki "kilciklar kalir kenarinda huylanirim" siz bilirsiniz, kolay gelsin ne diyim:))))))

Monday, June 12, 2006

I scream, you scream, let's go have an ice-cream:)

Bu baslik biraz yag satarim bal satarimmm tadinda oldu ama cok eglenceli bence:)

Hazir sicaklik 30 dereceye de cikmisken, ortalik senlenmis, herkesin keyfi yerine gelmisken gidelim bir dondurma yiyelim:)

Nereye gidelim? Bence en guzeli Leicester Square'e gidelim, orda bir suru cesit var hem. Haegen Daz var, Ben and Jerry's var, isteyene Wall's (yani Algida) da var ama ben digerleri varken Algida'ya bakmam, nitekim cok kremamsi oluyor, tabi bu noktada Turkiye'de piyasaya sunduklari Maras Usulu'nu istisnai bir urun olarak bir kenara ayiriyorum, ayyyy o muhtesemdir, ona laf yok:)))

Algida'yla ilgili bir ilginc nokta da su ki burda bademli magnum satmiyorlar, neden hala anlayamadim yani, bence magnumlarin en guzeli bademlisidir:) Bir de gecen gun Cartedor'un toblerone aromalisini gordum, onu da cikolata hastalarina duyurmaktan mutluluk duyarim:) Ama neyse dedigim gibi bunlar genelde cok kremamsi, o yuzden bunlari geciyoruz...

Bu Haegen Daz ve Ben and Jerry's bir suru ulkeye yayilmasina ragmen hala Turkiye'ye gelmemis muhtesem ikili. Ben&J Haegen'a gore biraz daha ucuz ama cok az farkediyor yani fiyat nedeniyle degistirdigine degmez. Haegen'in ozellikle cikolatali dondurmalari unlu, bir suru cesit cikolatali dondurma yapiyorlar, acik adresleri sudur e'fenim, giriniz bakiniz:

http://www.haagen-dazs.com/index.jsp

Ben and Jerry's'in de en cok kirazli dondurmasi unlu ama ben gecenlerde elmali pay ve cilekli cheesecake aramolilarindan denedim, olmaz boyle bir sey! Muhtesem:) Simdi elmali payli dondurma mi olur diyorsunuz ama arada agziniza pay parcalari geldiginde kendinizden geciyorsunuz :) Londra'ya gelince yapilcaklar listesine ekleyiniz lutfen! Hemennn:)

http://www.benjerry.co.uk/

Ama simdi sinavlariniz da yaklasmis, oturup ders calismaniz da lazim, hmmm, bu durumda en iyisi bu plani baska bir gune atalim, o zaman odamizda yiyelim:) Evet bu da guzel fikir:)

İngiliz'lerin nane tutkusunun urunu olan After Eight'in dondurmasi cikmis! Evet evet yanlis duymadiniz cikmis!! :) Zira ben cikolatasinin hastasiyimdir, hele kahveyle muhtesem olur, simdi dondurmasi da var yaz aylari icin muhtesemmmm:)



Ben bunu Amerikali bir arkadasimin yemek davetinde tattim ilk kez, boyle kulahta degildi tabi kalabalik oldugumuz icin kaptaydi ki kesinlikle kulahtaki haline tercih ederim cunku en ustune inanilmaz guzel bir cikolata sosu dokmusler.

Neyse, sonra marketlerde bulmaya calistim ama usenip buyuklerine gitmedigimden kucuk marketlerde ancak boyle kulahta olanini buldum, canimiz sag olsun, bu da muhtesem:) Bir de yeni ciktigi icin sanirim promosyon olarak 4'lu paketi 1 pound'a satiyorlar, baya bir ucuz:)

Bu arada tabi kalorisini de yazmak lazim 170 kusur kalori, sanirsam 174 gibi bir seydi, tam hatirlayamadim. Bence fena degil, izin verdim yenilebilir:)


Ama derseniz ki "174 kalori ne demek Burcuk yani yaz da geliyor simdi cikcikcik" o zaman size Tesco'nun fruit lolly.lerini tavsiye ediyorum:)

Bunlar minicik miniminnacik disi meyveli buz kapli vanilya aromali dondurmalar. Kutunun icinde 8 tane var, 4 mangolu, 4 de yaz meyveli olmak uzere. Bu yaz meyvesi dedikleri ortaya karisik cilek, bogurtlen vb oluyor ki normalde ben bunu tercih etmeme ragmen bunlarda mangolu olan daha cok hosuma gitti.



Bunlarin en sevdigim yani bana Buzzy'i hatirlatmalari, hani Algida'nin disi cilekli buz kapli vanilyali dondurmasi:) Simdi hala var mi bilmiyorum ama cocuklugumun favori dondurmalarindan biriydi bariz:)






Bir diger dusuk kalorili guzel dondurma da Tesco'nun Raspberry Sorbet'si. Onun da tadi cok guzeldi gercekten yumm yumm yummmm:))) Hem de fiyati da cok uygun...Bunun bir de mangolusu vardi, bir dahaki sefere onu deneyeyim artik.)

Herkese serin gunlerrrrrrrrr:)

Edit Not: Bu sabah ogrendim ki bu yeni acilan Kanyon alisveris merkezine Haegen Daz acilmis, denemek isteyenlere duyurulur...Nitekim cok pahaliymis, bastan soyleyeyim....

Wednesday, June 07, 2006

Mutluluk :)

Mutluluk bir pazar sabahi gune gunesle uyanmak, ciceklerle cevrili bir bahcede sevdiklerinle kahvalti etmek, ardindan bahcenin guzelligini seyre dalmak, citin arasinda mor minik bir cicek bulmak, bu sirada toprakta ufaktan ufaktan cikma calismalarinda olan cilekleri ve rokalari farketmek, gunesli gunden faydalanip bahcede ders calismak, bir adet kivircigin sana ozenle hazirladigi kuru meyvelerle dolu tabakta kahve getirmesi ve de sicagi kemiklerinde hissedebilmektir...evet evet...mutluluk budur:)

Bir de uzun zamandir istenen gozluklere kavusmaktir :) "Kocaman yuzun var zaten eminim cok guzel olmustur" diye ironik bir yaklasim sunan annekusumu da operim burdan pek cok:)))

Fazla soze gerek yok, buyrunuz:

Mutluluk 2

Fotolara devam (Ayni postta yayinlamamda sorun cikaran bloggera da sevgi saygi %&@!!!>:( )

Saturday, June 03, 2006

Babalarin birtanesi:)

Babakusummmmmmmuzzzzzzz:)))

Dogumgunun kutlu olsun babalarin birtanesiiii:))))

Iyi ki dogdun ve de iyi ki bizimlesin ve de iyi ki annem yaninda sana olan sevgimizi gostermek icin:)

Kocamannnnnnn seviyoruz ve opuyoruzzzzz ikinizi deeee:)))


B&B

Not: Duzgun bir fotograf cekmek icin cok ugrastim ama:) neyse artik:))