Sunday, July 30, 2006

Pimm's No1: Kimler Pimm's ister? Elleri gorelim:)

Eveeettt, artik Ingiltere'yle ilgili bu onemli sirri vermenin zamani geldi, artik siz de Pimm's nedir bilmelisiniz:)

Pimm's Ingilizlere ozgu ve de genelde de burada tuketilen bir alkollu icecek. Ingiltere'nin aslinda "ale" diye adlandirilan (hatta bulmacalarda da hep cikar ya hani:) ) biralari unludur, hatta bunlarin armutlusu falan filan da var da o baska bir yazi konusu olsun simdilik.)

Asil olay bu Pimm's de:) Icimi rahat bir icki Pimm's, ozellikle yaz aylarinin vazgecilmezlerinden. Bir kokteyl aslinda yani direkt sek olarak icilmiyor.

Sek olarak satilan kisminin ismi Pimm's No 1, 1840 yilinda James Pimm tarafindan bulunmus ve de o zamandan beri de hala sirri aciklanmiyor. Icinde cin oldugu biliniyor (bu da ne bicim cumle oldu ama ahaha:) yok cin cikmiyor siseden, anladiniz siz ne demek istedigimi :) ) ama diger baharatlar vb icindekiler aciklanmiyor. Bu sek olan kisim Diageo isminde Smirnoff, Baileys vb unlu ickileri de pazarlayan bir marka altinda satiliyor.
Bu sek kisimi Londra'nin her bir yerindeki buyuk marketlerde bulabilirsiniz ama en ucuzu her zamanki gibi duty free.de olur benden soylemesi:) hani cok begenip de eve goturmek isterseniz aklinizda olsun:)

Gelelim kokteylin nasil hazirlandigina...Olculerini tam bilmiyorum ben ama genel olarak koyduklari asil sey limonata, bizim bildigimiz saf limonla yapilan limonata degil yalniz daha cok limonlu soda veya limonlu tonik gibi bir sey. Ayrica taze nane yapraklari, portakal, limon, misket limonu (eheh en sonunda buldum bu yesil limonlarin turkce karsiligini:) ), elma ve de salatalik parcalari da koyuluyor. Hatta bazi yerlerde cilek de koyuyorlar o da cok hos oluyor. Tabi ki bol bol buz koymayi da unutmamaniz lazim.
Icine bu kadar cok sey koyuldugu icin direkt bardakta yaptiginizda tam lezzeti yakalayamiyorsunuz bence. En guzeli kocaman bir surahide yapmak:) Ve de disarda icecekseniz de surahiyle alirsaniz daha leziz oluyor, aklinizda bulunsun.) Tabi tek basinizaysaniz biraz fazla gelebilir, en kotu ihtimal beni cagirin beraber icelim :))))

Yaz gunlerinde/aksamlarinda ozellikle hafif bir ruzgar esliginde super keyifli bir sey Pimm's icmek, listeye not edilsin hemen:))

Disarda icmeden once ucuza denemek isterseniz marketlerde kucuk Redbull kutulari gibi teneke kutularda karisim olarak satiliyor, onlardan alabilirsiniz. Ama onlarin icinde meyve parcalari buz falan yok tabi, o kadar keyifli olmaz!

Daha fazla bilgi icin bkz

Herkese iyi haftalar:)

Saturday, July 29, 2006

Lily Allen

Bu aralar Londra'da metro istasyonlarindaki kocaman afislerde hep bu kizi goruyorsunuz. Kendisi 85 dogumlu daha 21 yasinda sirin bir "hit" olma adayi:) hatta simdiden hit bile diyebilirim, son haftalarda "smile" sarkisi listelerde hep bir numara olmus.

Internet yoluyla meshur olanlardan biri, ilk basta internette tanitmis sarkilarini, zaten belirli bir muzik egitiminden falan gelmiyor bildigim kadariyla, dogal yeteneklerden.)

Cok dogal bir kiz, albumunu neden alsinlar diye sorduklarinda "parayi seviyorum" diyebilecek kadar dogal:)))

Ben ozellikle ingiliz aksanini cok sevdim sarkilardaki:) Bir de cok eglenceli sozler yaziyor, benim favorilerim "everythings just wonderful", "smile" ve "knock em out". Bu son sarki ozellikle cok komik, buralardaki publarda gecen muhabbetler direkt:) Bu muhabbetler soyle oluyor, erkek kizi begeniyor ve de yanina geliyor, sonra butun gece onu dunyanin en guzel kadini olduguna dair soylemler vb seklinde o gece icin ikna etmeye calisiyor. Turkiye'de benim bildigim kadariyla pek olmuyor bu tarz seyler ama yurt disinda oldukca yaygin, ozellikle sarhossa erkek artik kurtulana kadar caniniz cikiyor. Aynen Lily'nin sarki da soyledigi gibi:

No, it's not gonna happen, not in a millionnnn yearsssssssss!!!! :)))

Web sitesinden sarkilari online dinleyebilirsiniz:

www.lilyallenmusic.com

Friday, July 28, 2006

Bulgur yataginda Ispanakli Somon: Cok "fancy", coookkk :)

Son gunlerde havalarin sicakligindan genelde ogunleri yogurtlu makarna, sade yogurt vb seklinde gecistirdigim icin burada paylasabilecek guzel bir tarifim olmamisti. Dun gece sevgili kivircigima ozel bir yemek yapmaya karar verdim, sonuc gayet basarili! Hem yemek guzel oldu, hem de kivircigim kendini daha iyi hissetti, e daha ne olsun:) Di mi ama:)))

Baktim bloglarda hep bir seyler yataginda su bu tarifler veriliyor, ben de bunun ismini boyle koydum, bildigimden degil, tamamen salliyorum:))

Bu yemegi ilk defa Hollanda'da denemistim, orda yedigim biraz farkliydi tabi (bulgur daha kuruydu, sossuzdu ve de somon da izgaraydi) ama ispanak-somon uyumu cok hosuma gitmisti. Dun kendi damak zevkimize gore degistirdim biraz ama sonuc hala cok leziz, saglikli ve de hafif bir yemek:)

Ihtiyac listemiz soyle:

Kisirlik ince bulgur

Somon

Ispanak

Nane, paprika, tuz

Zeytinyagi, limon

Kisirlik ince bulguru bir kaseye koydum ve de uzerine kaynamis su ilave ettim. Kasenin ustune bir tabak kapatip sismesini bekledim, masallah pek bir bereketlendi kendisi:) Fazla suyunu (olcusuz yaptigim icin tabi birazcik fazla koyuvermisim suyunu:) ) suzdukten sonra ayri bir tabaga aldim ve biraz ilimasini bekledim. Sonra icine nane, kirmizi biber ve tuz ekledim, azicik zeytinyagi ve yarim limonun da suyunu ekleyip iyice karistirdim.

Buhar makinesinde (tekrar tekrar soyluyorum: Tefal sen bizim her seyimizsin!!! :) ) ispanaklari pisirdim. Ben iki kisi icin yarim torba kullandim, yaklasik 125 gr, hayli hayli yetti. Ispanaklar pistiginde bidicik kaldiklari icin aklinizda bulunsun "nasilsa en uste koycam surdan iki uc yaprak yeter" demeyin, zira noktacik gibi ispanaginiz kalir ustte :)) Buhar makineniz yoksa tencere icine koyulan suzgecler yardimiyla yine buharda ya da kaynayan suya atip 1-2 dk bekleyip cikartmak suretiyle kaynatarak da pisirebilirsiniz.

Somonlari da guzelce yikadiktan sonra buharda pisirdim. Siz yine isterseniz teflon tavada yagsiz olarak da pisirebilirsiniz, somon zaten oldukca yagli bir balik oldugu icin tekrardan yag koymaya gerek yok sanirim. Ya da dilerseniz firinda da pisirebilirsiniz, tercih size kalmis:) Buharda denemenizi siddetle oneririm yalniz, cok leziz ve de hafif oluyor:)

Son olarak da tabaklara once ince bulgurdan yaptigim "yatak" kismini koydum:) ustlerine somonu yerlestirip en uste de ispanaklari koydum. En sonunda da ustune yine zeytinyagi-limon gezdirip servise hazir hale getirdim. Ben biraz hizli hizli hareket ederken somonlarin ve ispanagin suyunu tam suzmedigim icin ve de bol limonlu sevdigimizden sos tabaga yayildi tabi:) gorunmeyen kisimlarindan fotograf cekmeye calistim ama gorunuyorsa da artik nedenini biliyorsunuz:)

Yanina da limonlu kola:) Ohhh super yemek oldu:) Kendin pisir kendin ovun:))) ahahahah:)) Ama napayim canim "sezarin hakki sezara" demis bir unlu sahis degil mi:) Saka bir yana cidden guzel bir yemek oldu, denemenizi oneririm:)

Tatli olarak da ne zamandir canim tiramisu istiyordu, marketten hazir tiramisu almistim, onu yedik (blogger izin verse onun da fotosunu ilistirevericektim suraya, cok sirin gozukuyordu minicik, nitekim iste izin vermiyor sag olsun), o da fena degildi ama tabi hicbir sey ablamin tiramisusunun yerini tutamaz, soz verdi yakinda yapicak, yani bu ne demek oluyor tabi? Yakinda bu sayfada gercek italyan usulu tiramisu tarifi olacak:))) superrr:))

Herkese mutlu haftasonlari!

Wednesday, July 26, 2006

Fill my little world :)

Hey,
Show me some love!
You ain't so tough,
Come fill my little world,
Right up, right up!
Hep beraber :)

Tuesday, July 25, 2006

Belgo Centraal & Midye

Belgo Centraal Londra'da uc tane subeye sahip bir Belcika yemegi restoran zinciri, kafamiza estikce gittigimiz guzel yerlerden biri.

Biz Covent Garden'dakine gideriz genelde arkadaslarimla, Covent Garden metro istasyonundan cikiyorsunuz, hemen karsidaki Neil's Street'e giriyorsunuz, dumduz yuruyup meydana ulastiginizda birine soruyorsunuz nerde diye:) eheh:) bir ara sokaklardan birinde ama sokagin ismi tam aklima gelmedi simdi. Neyse, bulursunuz siz:) (bu da birinin kek tarifini "simdi gidip marketten kekun aliyorsun arkasina bakiyorsun" seklinde vermesi gibi oldu ehehe:) )

Belgo oldukca ilginc bir restoran, kapidan giriste gorevliler tarafindan karsilandiktan sonra bos bir masa bulundugu anda asagiya yollaniyorsunuz, eski bir depodan cevrilme bir mekan, o yuzden icerisi oldukca los ve de hani bu yonden kis aylari icin daha uygun aslinda, yazin insan daha acik hava mekanlari tercih ediyor.

Iceride kocaman masalar ve de acik mutfak mevcut, ne zaman gitseniz oldukca kalabalik bir musteri kitlesine sahip...Monk tarzli garsonlari var, siyah kiyafetler icinde ortalikta dolasiyorlar, insan surekli gizli kapakli bir yerlerde ayin mi yapiliyor ne is hissine kapiliyor ama korkulacak bir sey yok:) gayet sempatik insanlar, surekli espri falan yapiyorlar servis yaparken, eglenceli oluyor:)

Normal zamanlarda azicik pahali bir yer, bu yuzden eger butceniz sinirliysa gitmeniz gereken en uygun zaman oglen 12-3 arasi: bu zaman diliminde belirli menuler 6 pound, mesela yukarda gordugunuz kocaman tabak midye, patates kizartmasi ve bira 6 pound, normalde sadece biranin 3 pound oldugunu dusunurseniz bayaa iyi bir fiyat bu ve de oldukca da doyurucu.

Belgo'nun en unlu yiyecegi bu midye yemekleri. Aslinda bize cok yabanci degil, babam da denizden cikardigi midyeleri ayiklamak icin suda haslar once, sonra da temizler ve de degisik cesitlerde pisiririz sonra, kofte-sote gibi. Burdaysa direkt olarak midyeler denizden cikartildiktan sonra temizlenip soslu suda haslaniyor ve de bu sekilde servis ediliyor.

Bunu ilk defa Paris'te denemistim, sene 2001, Champs Elysees, yer Leon :) Kivircigim sag olsun, goturmustu beni ve de hayran kalmistim, midye seviyorsaniz eger eminim siz de cok seveceksiniz! Beyaz sarapli, mantarli vb bilimum degisik sos icinde pisiriyorlar midyeleri, cok leziz cidden.

Bu acidan Belgo biraz zayif kaliyor Leon'un yaninda tabi, Belgo'da sadece beyaz sarapli soganli bir sos var gordugum kadariyla ama belki bu menuler disinda baska soslar da vardir tam bilemiyorum.

Istanbul'da da yanilmiyorsam Ortakoy'de Ertekin'in Sapkasi'nda yapiyorlar bu tarz midye, tam emin degilim ama bir kac kez reklamini gordum gibi hatirliyorum, kumpircilerin hemen karsisindaki binanin kosesinde, hala yapiyorlarsa orda bir on deneme yapabilirsiniz:)

Londra'da yapilacaklar listesi gitgide kabariyor, di mi ama? :)

Monday, July 24, 2006

Barbunya & Bezelye & Recelli yogurt

Herkese iyi haftalarrrr:)

Bir pazartesi gunu daha camimin hemen altina gelen cop kamyonu sayesinde sabahin korunde baslamis durumda, delirmemek icten degil, neyse her iste bir hayir vardir ve de erken kalkan yol alir vb butun atasozlerini beynime kaziyip cikacagim odadan, kutuphane kuslari beni bekler:)

Gitmeden once de gecen hafta yaptigim iki yemegi koyayim istedim. Turkiye'den gelirken herkes manti falan getirir ya bizde de hep daha ilginc seyler olur, ornek dondurulmus fasulye, barbunya, bezelye:))) Havaalaninda kadin soruyor "bunlar ne is" diye, bilmiyorsunuz onlar organik, tatlari tutmuyor ordakilerle diyorum ehehehe:)))

Annem sag olsun hazirliyor, sonra burda pisirmesi kolay oluyor. Ikisini de ayni bildigim yolla yaptim [Baska bir yol bilmiyorum zaten ne yazik ki:) eheheh:)))], soganlari havuclari kavurdum, icine barbunya-bezelyeleri ativerdim. Uzerine de kaynamis su ekleyip pismelerini bekledim. Bu arada bir de baharatlar ekledim tabi, ozellikle bezelyeye nane cok yakisiyor bence.
Yanlarina da pilav yaptim, bunlar boyle iyi hos da bazen tek kisilik yapmak zor oluyor, bir avuc pirince uygun bilinen olcu yok ne yazik ki:) goz karari artik tuttugu kadar:))

Bir de farkettim ki bezelyeler iyi hos ama barbunyayi once haslasaymisim daha iyiymis, birazcik diri diri kalmislar, hos ben yine hic soylenmeden yedim ama olsun:) Bir dahaki sefere haslayip koyacagim sogan-havuc kavurmasinin icine.



Yemeklerin ustune tatli olarak da "bu sicakta soyle soguk soguk meyveli yogurt yapayim iyi olur" dedim. 4-5 kasik suzme yogurda 1-2 kasik cilek receli ekledim (ben hem cok kalorili olmasin hem de cok tatli olmasin diye az ekledim, isterseniz siz daha cok ekleyin tabi), bu gecen gun bahsettigim osmanli cileginden recel, annekus mamulu, muhtesem bir recel kendisi:)

Bulamac seklinde de kotu cikmasin fotosu diye surat yapiyim hadi ustune diye dusundum, ne surat ama!!! :)))) yok hayir korku filminden firlamadi, o benim cok masum recelli yogurdum:))) ehehehe:))

Barbunya ve bezelye ikilisi yaz aylari icin cok guzel yemekler, uzun zamandir yemediyseniz aklinizin bir kosesinde olsun, bir ara denk getirip yapin bence. Yanina da cacik veya taze yapilmis ev tursusu olacak (soyle biberli patlicanliiiiiiiiiii :) ), off off offfff:))

Herkese mutlu haftalar!

Saturday, July 22, 2006

Brazilian Carnival

Bugun Islington/Angel'da Brazilian Carnival vardi, Despina sag olsun boyle nerde ne var hemencecik buluveriyor, biz de gidiveriyoruz:) Her haftasonu baska bir festival oluyor, keyfimiz yerine geliyor:) Hos biraz yagmurluydu bugun ama yine de guzeldi:)

Bir parkin icine standlar kurmuslar, cok guzel takilar vardi, annem kadar olmasin becerikli insanlar valla yapmislar eheh:)) Yiyecek standi cok yoktu, bu biraz hayal kirikligi oldu bizim icin, ikimiz de oglen yemegimizi Brezilya yemekleriyle yapmayi planliyorduk, oylesine bir seyler yiyip gecistirdik.

Karnavalin asil guzel kismi sonradan basladi, buyuk bir Samba sinifi vardi, bir suru insan dip dibe hareketleri yapmaya calistik, eglenceliydi baya:) Ogreten kisiler kucuk bir sahnenin uzerinden gosteriyordu, asagida videosunu seyredebilirsiniz:)

Sonra Capoeira gosterisi oldu, bu da baya ilgincti, daha once cok duymustum ama hic izleme firsatim olmamisti, cok hizlilar ve inanilmaz bicimde birbirlerine hic degmeden dovusur gibi hareketler yapiyorlar, bir de kendi baslarina yaptiklari hareketler var ki bunlar da inanilir gibi degil, bunun da videosunu asagiya ekleyecegim, bir seyretmenizi oneririm...
Son olarak da yuruyus vardi ve burda olay koptu zaten. Rio'da miyiz? Yok hayir, Londra'dayiz hala:) Binlerce insan degisik kostumlerde yuruyor, bir yandan dans ediyor bir yandan ortaliga gulucukler saciyor:)

Ozel makyajlar, kiyafetler, maskeler, daha neler neler:) Guzel kadinlar, coooook guzel kadinlar! Yakisikli erkekler! Hatta ananeler dedeler modunda yasli yasli teyzeler amcalar! Kucuk cocuklar da unutulmamis tabi...Daha liste uzayip gider boyle, cidden cok guzel bir deneyimdi, yapilacaklar listeme Rio Karnavali'na gitmeyi de eklemem lazim, hatta samba da ogrensem hic fena olmaz, enerji dolarim cok da mutlu olurum:) off ne ara yapilacak butun bunlar:))) hmm su yuksek lisansi bitireyim, her seye sira gelecek insallah:)

Fotolar icin bkz:

http://www.flickr.com/photos/burcuk/sets/72157594207959289/

Videolarsa soyle:

Ilk video Big Samba Class'tan: Mariana Whitehouse & Romero de Mangueira:


Samba



Ikinci video Capoeira gosterisinden (Capoeira Angola Palmares):


Capoeira


Ucuncu ve dorduncu videolari da parade sirasinda cektim:


Parade


Samba School
http://www.sadlerswells.com/whats_on/2005_2006/carnival.asp

Has-El Gozleme (KDZ Eregli)

Karadeniz Ereglisi'ne gittiginizde yemeden ayrilmayacaginiz sey mevsime gore degisiyor aslinda. Kisin gittiyseniz kestane yemeniz lazim kesinlikle...Haziran basi gittiyseniz haftanin bir gunu belirli bir mahalle pazarinda cilek kokusunu icinize cekmelisiniz ve de osmanli cileginin tadina bakmalisiniz, o bambaskadir cidden, recelini falan yeseniz "simdiye kadar ben cilek receli mi yemisim?" dersiniz:)

Bu dogal guzelliklerin yaninda tabi her mevsim yenilmesi gereken bir sey varsa o da kesinlikle baliktir, sahildeki balikcilarda deniz manzarali bir balik yemelisiniz ve de sahil yolu ustundeki kucuk bufede midye tava yemeyi de unutmamalisiniz.

Bunlarin yanisira butun sehirlerde bulabileceginiz ama burdakinin kesinlikle tadinin unutulmaz olduguna inandigim bir diger yiyecek de gozleme. Borek dediginiz zaman akan sular durur zaten bende:) Ev yapimi borekler, anne-yenge borekleri ve de Asli'nin su boregi favorim. Gozleme de borek cesitleri icinde cok sevdiklerimden biri. En guzel gozlemeyi ananem yapardi, sac ustunde ispanakli, yanina da yogurt, offfff....
Disarda yedigim gozlemeler icindeyse unutamadigim lezzetler 1) Fethiye'de Kayakoy'deki teyzelerin yaptigi tahinli gozleme 2) Eregli'de cok yakin bir arkadasimin yengesinin dukkani Has El'in gozlemesi.

Has El, Eregli sahilindeki bir suru gozlemeciden biri, bence en guzeli:) Her turlu gozlemeyi super yapiyor, benim favorim patates-kasar-sucuk karisik, yanina da soguk kola, ahhh super:)

Son gittigimde yakin bir arkadasimla gitmistim, o da mantarli kasarli yedi, o da cok muhtesemdi. Eregli'ye yolunuz duserse aklinizda olsun, gozleme yemeden ayrilmayin, tabi ki Has El'den:)

Herkese iyi haftasonlari:)
Not: Ilk foto cok kotu oldu biliyorum ama onunun bos oldugu bir an yakalayamadim bir turlu:/

Thursday, July 20, 2006

Foodies in London: All together in a garden wowwww:) (Vol 2)

Bu salatayi da Brandy yapmis, tam Turk tipi bir salata, icinde karpuz, beyaz peynir, sogan, siyah zeytin ve de maydanoz var. Hatirladigim kadariyla sossal bir sey yoktu icinde, yoksa var miydi ki bilemedim:) Post.un sonunda bir sorayim Brandy'e:)

Bu da gayet kolay, malzemeleri dograyip karistiriyorsunuz, zaten peynir ve karpuz bizim cok alisik oldugumuz bir lezzet. Yanlarina diger malzemeler de uyum saglamisti, bu da tavsiyeler arasinda:)

Baska baska nelerimiz vardi? Bir adet patates salatamiz vardi cok leziz, sonra bir adet marullu, cevizli, elmali ve de yanilmiyorsam balzemik sirkeyle suslenmis bir salata vardi, o da cok basariliydi. Bunlarin yaninda salatalara eslik etmesi icin benim favorim sarmisakli ekmekler vardi kalori bombasi olan ve de muhtesem lezizzz:)
Tatli olarak iki cesit meyveli tatlimiz vardi, ikisi de birbirinden guzeldi, hepimiz ikiser ucer porsiyon yedik:) Obur muyuz? Yok hayir, sadece guzel yiyecekleri seviyoruz:)

Bu ustteki meyve salatasini Italyan arkadasimiz hazirladi, ben asik oldum resmen buna. Cilek, bogurtlen, frambuaz vb bulabileceginiz meyveler dograniyor, icine taze nane, dogranmis badem ve limon suyu katiliyor, boooyle bir lezzet olamaz!!! Yanina da vanilyali dondurma, off offff superrrrrrrrr:)


Dondurmalardan burada kesfettigim bir diger marka da Green&Blacks Organic...Aslinda cikolata ureticileri ama sicak toz cikolata ve dondurma vb urunler de yapiyorlar, cikolatali ve vanilyali dondurmalari dillere destan, cok super:)

Bu arada ustte gorulen kucuk kaselerdeki meyveler de oteki meyveli tatlimiz. Bu da Ingiliz arkadasimizin yaptigi bir tarif ve soyledigine gore unlu bir restorana aitmis. Hangisi oldugunu unuttum simdi malesef...Bunun icin de cilek, bogurtlen, frambuaz, blackberry (yaban mersini miydi neydi bunun Turkcesi?) bunlari iriyse dograyip ya da direkt dogramadan duzce bir tepsi benzeri tabaga koyup buzluga atiyorsunuz ve donmasini bekliyorsunuz.

Sonra bir kac bar beyaz cikolatayi kremayla beraber bir tencerenin icinde eritip sicak cikolata sosu yapiyorsunuz.

Donmus meyvelerinizi kucuk kaselere bolusturup uzerine sicak cikolata sosunu koyuyorsunuz, amac donmus meyvelerin sicak cikolatayla erimesi. Ve de hemencecik yiyorsunuz, bu da gercekten inanilmaz bir lezzet!

Biliyorum hepsine inanilmaz lezzet oowww wowww sekilli tepkiler veriyorum ama eminim siz de yeseniz ayni tepkileri verirseniz, hepsi birbirinden lezzetli cidden, denemelisiniz!!!

Simdiden afiyet olsun:)

Btw, I want to add a small English part as well, I'm sure some of them will have a look at this post, at least Brandy will:) Last night was amazing, literally a-m-a-z-i-n-g!!! The salads were so delicious, I'm sorry I couldn't give all recipes here but they were all perfect:) Brandy, did you use any dressing for this Water-melon salad? I couldn't remember...

And the deserts were soooo delicious as well, I want to have some more and more and moreee :) eheh:)) Thanks all for the great food and very enjoyable chat:) It's so nice to meet with people who appreciates good food (as Brandy mentions others are such a waste:)) :) See you soon...

Foodies in London: All together in a garden wowwww:)

Londra'nin pek bir muhterem foodie.leri bir aradaydi dun gece:) Ben nerde miyim? Kameranin arkasinda .)

Dun aksam guzel bir gece gecirdik hep beraber, sonradan gelen bir diger arkadasimizla beraber 10 kisiydik ve de herkes degisik bir seyler yapmisti...Yazin sicak gunlerine uygun olarak cogunlugu salata idi, sadece bir tane sicak yemegimiz vardi, Endonezya'li arkadasimizin hazirladigi kucuk kiymali topcuklar vardi, tam tarifini bilemiyorum ama cok lezzetli bir yemekti.

Ben Japon arkadasim Toyomi'den ogrendigim ispanak salatasini yaptim, bunun icin gerekli olan malzemeler:
Ispanak
Taze sogan
Yesil zeytin
Cottage peyniri (bunun turkcesi nedir tam olarak bilmiyorum, sulu yagsiz bir beyaz peynir gibi, siz yumusak bir beyaz peynir kullanirsaniz da ayni tadi yakalayabileceginizi dusunuyorum)

Yapimi cok kolay, ispanaklari guzelce yikiyorsunuz, eger buyukse yapraklar isterseniz dogruyorsunuz, benimkiler cok buyuk olmadigi icin dogramadim. Buyukce bir kaseye koyuyorsunuz. Ustune yesil zeytinleri dogruyorsunuz ve de taze sogani...Son olarak cottage peynirinizi de ekleyip nane vb istediginiz baharatlarla susleyip guzelce karistiriyorsunuz. Ve salataniz yemeye hazir hale geliyor:) Zeytinyagi, limon vb soslar koymaniza gerek yok, malzemelerin birlesimi zaten oldukca hafif guzel bir lezzet veriyor. Turkiye'de ispanagi taze yemek o kadar yaygin degil biliyorum, ben de burda kesfettim, cok lezzetli bir sey, denemenizi oneririm.)
Kivircigim da bu mantar salatasini yapti, yaz geceleri icin cok guzel bir lezzet, bunu da kesinlikle denemenizi oneririm.

Tarifi Hanife'den Tariflerden aldigini soyledi bana, ben bulamadim ama kesin bir yerlerde vardir. Kisaca tekrarlamak gerekirse haslanmis mantar, misir taneleri, kornison tursu ve dereotu limon ve zeytinyagiyla suslenip servis ediliyor. Cok ferahlatici guzel bir tada sahip:) Dereotlarimiz da bahceden geldi, tazecik ve de organik, cok guzellerdi:)

Her zamanki gibi Blogger daha fazlasina izin vermiyor, ikinci postta devam ediyorum:)

Tuesday, July 18, 2006

Sushi yiyen insan !!!

Sevgili "sushi yiyen insan",

Genelde "sushi yiyen adam" olarak geciyorsun ama ben seni cinsiyet gozetmeksizin insan olarak ele almayi daha dogru buldum.

Bilsen ne kadar cok sevenin var, ne cok insan seni ariyor her gun Google'da! Her gun en az bir kisi "Sushi yiyen adam" napiyormus bugun diyor, bir diger kisi "sushi yiyen adamin sonu" diyor, bir baskasi azcik sushiden bir sey mi olurmus "fazla sushi yiyen adamin sonu" diye soruyor, ardindan baska biri cikiyor "sushi yiyen adamin beyni" diyor...Liste uzayip gidiyor...Inan unlu bir insan olsan bu kadar aranmazsin.

Arastirmaci insanimiza burdan bir aciklama yapma geregi hissettim ben de kendi capimda: Ne sushi uzmaniyim, ne de cok bir sushi yemisligim vardir. Nitekim, akil var mantik var guzel kardeslerim, insan bir forward mailde kurtcuklu bir beyin ve de altina da ufurukten teyyare bir hikaye gordu diye kose bucak arar mi nedir bu adamin akibeti diye?

Dusunuyorum simdi bir sushi yiyen insanlari, kivircigim itsu hayranidir, enistem oglen yemeklerinde kafasina estikce yer, met.im dedigine gore son zamanlarda sushicodan paket siparis yapiyormus sık sık, Endonezyali arkadasim Doni'nin favorisi yo!sushidir, Kanadali arkadasim Laura kendisi yapmayi bile bilir, Japon arkadasim Toyomi de aliskanliklari dogrultusunda yer bolca, bizim okulun cogunlugu oglen yemeklerini kantanin sushi paketcikleriyle yapar, ben de ara sira aklima geldikce zevk alarak yerim...Bu liste daha uzayip gider...Bu insanlara baktigimizda hicbirinde bir beyinde kurtcuk belirtisiyle karsilasmayiz, zira hepsi zehir gibi akilli genc insanlardir:) E hadi benim cevremdeki insanlari gecelim, dunyada milyonlarca insan (basta Japon'lar olmak uzere) her gun bir suru sushi tuketiyor, hicbir sey oldugu yok, hatta Japonlarin nasil ileri bir millet oldugunu dusunursek acaba bu kurtcuklarin beyin acici bir etkisi mi oluyor da biz bilmiyoruz diye bile dusunuyorum.

Neyse, uzun lafin kisasi, sushi'den zarar cikacagina ben sahsen inanmiyorum. Neymis pismemis balikmis! İlla ateste mi pismesi lazim yahu? Karadenizliler yillardir tuzda pismis balik olan lakerda yer, herkesin laz diye dalga gectiklerine bakmayin, ciddi zeki insanlardir.

Bu demek degil ki tabi hicbir zarari yoktur, belki de vardir bilemiyorum. Ama gorundugu kadariyla her kafadan ayri bir ses cikiyor, kansere faydali diyen bile var, o yuzden duyulan her seye inanmamak lazim.

Zira su an Turkiye'de daha yayginlasmadigi icin zengin yiyecegi olarak biliniyor, bu durumda bu forward mailin kose basi donercileri tarafindan bilerek atildigina dair komplo teorilerim de mevcut:) nitekim gelse Turkiyede de marketlere falan, gayet hafif bir oglen yemegi secenegi olabilir cogu insan icin...

Gidin deneyin, hicbir sey kaybetmezseniz (beyniniz de dahil [bana gore]), simdiden afiyet olsun:)

Eminonu-Topkapı-Sultanahmet

Tatil anilarima kaldigim yerden devam ediyorum. Eminonu-Sultanahmet-Topkapi uclusu her gelisimizde kesin ugranilmasi gereken yerler bizim aile icin...Boyle bir huzur doluyor insan, bilmiyorum neden...Guzelliginden olsa gerek...

Besiktas'tan basliyorsunuz simdi, Dolmabahce onunden serin serin yuruyorsunuz kocaman agaclar arasindan, sonra isterseniz Kabatas'tan tramvaya biniyorsunuz, isterseniz dalgic ve av malzemelerinin satildigi ilginc dukkanlara baka baka Karakoy'u buluyorsunuz...Ama illa ki Karakoy'de duruyorsunuz, oyle kopruden direkt tramvayla gecmek olmaz, Galata Koprusunun altindan soyle bir bakmali insan, yukaridan sarkan oltalarin arasindan bir bogaz manzarasi izlemeli:)

Aslinda burada eskiden kucuk masalar vardi tam kenarda, aksamustleri bira zevki oluyordu ama simdi sadece luks sayilabilecek restoranlar var...Biraz daha salas olsa daha guzel bence.
Neyse, burdan Eminonu'ne cikiyorsunuz, kalabaligin icinden sıyrılıp eski binalarin arasina atiyorsunuz kendinizi. Kaybolmadan Sirkeci'ye cikiyorsunuz, Sirkeci'den yukari Gulhane kenarindan Sultanahmet ve Topkapi'ya cikan yol cok guzel bence...Her bahar en az bir kez yurunmeli...

Topkapi Sarayi İstanbul'un en cok turist alan ve sanirim en bakimsiz sarayi, yani bakim yapiliyor tabi ki de ama bence yetersiz. Bahceler cok guzel, binalar hala duzgun duruyor ama iceride sergilenen seyler o kadar ozensiz koyulmus ki insan sinir oluyor. Oylesine yerlestirilmis raflara, sanki evdeki vitrine misafir geldiginde kullanacagin cay bardaklarini diziyorsun, peh! Ne dogru duzgun bir isik var eseri daha goz onune cikartacak ne de eserlerin duzgun hikayeleri. Ne anlami var ki o zaman benim Padisah'in kullandigi catali gormemin?

Giriste ogretmenler ve ogrenciler haric herkesten 10 milyon aliniyor ve burasi ciddi sayida ziyaretci aliyor. Ve de genel onemi de dusunuldugunde devletin de ciddi paralar ayirmasi gereken bir yerken hala neden bu halde?!? yazik dogrusu!


Tatsizliklar bir yana, manzara insani kendinden geciriyor. Galata kulesiyle birlesen bogaz insanda bir huzur uyandiriyor:)

İstanbul'u seyredilebilecek en guzel yerlerden biri bence Topkapi Sarayi...Kesinlikle gorulmesi gereken yerlerden biri...Ve de tekrar olacak ama "bakilmasi" gereken yerlerden biri!!!

Not: Bir kez daha anlasiliyor ki blogspot kendince bir kural koymus, bir post.a 3 foto kardesim, fazlasi zarar! artik bu bu konuda yazdigim son not, biliyorsunuz fotolar icin nereye bakacaginizi....

Monday, July 17, 2006

Damas Falafel - Borough Market

Borough Market daha onceden de yazdigim gibi Londra'nin en unlu pazarlarindan biri, persembe-cuma-cumartesi gunleri acik ve genelde oglen 3 civarinda kapaniyor.

Iceride bir suru yiyecek sey var, geyik etinden yapilma hamburgerlerden pismemis istridyelere kadar...Benim favorim Damas Falafel :)

Daha onceden falafel denemistim ama hep bir kuru geliyordu bana, boyle tatsiz tuzsuz bir sey neresini seviyorlar bunun diyordum, burada yedikten sonra butun fikrim degisti. Boyle bir guzellik olamaz :)

Arap kokenli bir stand Damas...Taze yaptiklari falafelin yanisira kendi yaptiklari humus vb soslari, konservelenmis limonlari vb seyleri de satiyorlar. Ayrica gecen gun baklava da vardi kucuk paketler halinde...

Onunde hep cok uzun kuyruk oluyor ama hemencecik ilerliyor, o yuzden hic uzun beklenmiyor:) Falafeller bu resimde gorulen servis insanlarinin hemen arkasinda yapiliyor taze taze. Sonra servis edilmek uzere sicak sicak geliyor on tezgaha...

Pideye benzer ince bir ekmegin uzerine humus suruyorlar, ustune falafelleri koyup sizin tercihinize gore salata, tursu veya ikisini karisik olarak koyuyorlar.

Isterseniz aci sos ekliyorlar ya da sadece mayonezli bir sosla tamamliyorlar. Durum halinde de servis yapiyorlar, off offf nefis oluyor:)

Londra'ya yolunuz duserse Borough zaten yapilacaklar listesinde yerini almali, bir de yanina Damas yazip iki de yildiz eklerseniz iyi olur:)


Bu arada sonradan ablam da bir kac kez firinda yapti falafel, onlar da cok guzeldi, burdan onu da belirtmem lazim:) Ama Damas'in kalbimdeki yeri ayri ehehehehe:)))

Bir de Umama da belirtmis yorumunda, evde de yapilabiliyor aslinda, Sibel'in Kahvesi'nde vardi bir kere bir tarif, bir de Portakal Agaci'nda varmis. Artik gocebe hayattan yerlesik hayata gectigimde ben de deneyecegim:)

Burdan sonra da yuruyus yaptigimizdan bahsetmistim daha onceden, bu sirada karsilastigimiz iki ilginc sokak performansindan da fotolar koyup bu post.u bitireyim...Herkese iyi haftalar:)

Not: Blogspot son gunlerde yine foto yuklemede sorun cikartiyor :( Hikayelerimi hep yarim birakiyor, puff, gicik oluyorum:/ Flickr.a yukluyorum

Sunday, July 16, 2006

Eheheheheehe :) (agzi kulaklarinda insan modeli)



Iyi ki

"Turkiye'ye donmiyim, sicak olur hava, tez mez yazamam"

dedim :))))

Inanamiyorum!!!

Kitaplari alip bir yerlere guneslenmeye mi gitsem ne yapsam ehehehehe :))))

Not: Aman nazarlar degmesin!!! Sicak olsun, ben yine calisirim! Valla calisirim!!

Soz veriyorummmmmmmmmmmmmmm :)))

lutfen lutfen lutfen lutfennnn:)

Saturday, July 15, 2006

Aaaa Turkish Festival :)

Odamda bir hazine:) Iki adet camlica gazoz bir buyuk paket eticin, inanamiyorum sayin seyircilerrrrrrrr:))) Gozleri doluyor insanin manzara karsisinda:)))

Heyecanim ustumdeyken hemen yazmak istedim:) Bugun Despina'yla bulustum, Borough market'a gidip falafel yemekti amacimiz, afiyetle de goturduk ayiptir soylemesi:) Ama falafel macerasini simdi bir kenara birakiyorum, bilare yazarim vaktim oldugunda...Neyse, sonra "cok yemisiz bir yuruyus yapalim" dedik, bu arada Big Dance festivali basladi Londra'da bugun, her tarafta dans gosterileri falan vardi, bunlari da diger etkinliklerle beraber toptan yazicam, geleyim asil olaya:)
London Eye'a dogru yuruyoruz, Oxo Tower'a dogru gelirken bir baktim her tarafta Turk bayragi, "amanin" dedim "nolor" :) Megersem Turk festivali varmis hemen Oxo Tower'in yanindaki bosluk alanda aaaa sasirdim kaldim valla:) Gorseniz, tam bayram yeri....Her tarafa standlar kurmuslar, bir suru Turkiye tanitici kitaplar veriliyor bedava, sonra takilardan tutun da eski muslum cdleri satan yerlere ve de bilimum cesit yiyecege kadar her sey var, "ahhh" dedim "ahhh" yani falafeli de cok severim ama bilsem yer miydim be ahhh...neyse artik olan oldu tabi, ben de ustune ne yedim ama dersiniz?

Karpuz gormus, dayanir mi bunye? :) Dayanmaz! Ohhh cok guzeldi valla:) Tekrar tekrar yiyesim geldi, o falafelleri yememis olsaydim gunumu karpuzla gecirebilirdim, cok lezzetliydi:)

Kucuk de bir sahne kurmuslar, dansoz cikti iki kere, ilkinde mavi elbiseliydi ikincisinde kirmizi:) Sonra sarki soyleyen bir amca cikti, "I want to see your hands" diyip bir elleri goreyim bile yapti yani ben daha ne diyeyim:)))

Sonra biz daha devam ettik ama donerken ben tekrar ugradim, o sirada bana camlicalari bedavadan veren abiye burdan sevgilerimi iletirim:) Ayrica Eti Cin gibi vazgecilmez bir abur cuburu ingiltere sinirlarinda bizlere sunan amcalara da burdan sevgi saygi bilimum:)

Eglenceliydi cok, emek verenlerin ellerine saglik!

Not: Buraya daha fazla resim yukleyemedim, blogspot.un yine butun marifeti ustunde :/ Flicker.a yuklerim artik. Soyle bir goz atmak istersiniz diye kisacik video koyuyorum. Gorusuruzzzz:)


Turkish Festival

Yaz aylarinin en bir vejeteryan koftesi: Mucver :)

Yurt muftagindan sonra annemin mutfagi cennet gibi geldi:) istedigim her alet elimin altinda, sinirsiz bilgi kaynagi annekusum yanibasimda, ohhhhh daha ne isterim:)

Hemen is basina gectik annemle, bir kabak koftesi yapalim dedik, serin serin super olur yazlari:)

3-5 tane kabagi soyup kucuk parcalara bolup rondodan gecirdim, sonra havuc, sogan ve maydanozlara da ayni islemi uyguladim, burdan tekrar tekrar tesekkur etmek isterim Tefal ureticilerine:) Rondo, sen bizim her seyimizsin:)))

Ardindan bu ezilmis sebzeleri buyukce bir kabin icine aldim, icine bir kucuk paket karbonat doktum, iki yumurta kirdim ve alabildigince de un koydum. Bizde boyle garip olculer var tabi kulak memesi kivami-alabildigince vb vb:) ben soyle diyim size, karistirirken hafif katiliga ulasincaya kadar un koysaniz iyi olur, tavaya doktugunuzde yayilip butun tavayi kaplamasin kofteler:)

Sonra da bu karisimi el/kasik yardimiyla kucuk parcalar halinde bol zeytinyaginda kizarttik...kizartma oldugu icin pek saglikli oldugu soylenemez ama lezzetine diyecek lafim yok:) soguduktan sonra daha da guzel, hele bir de yanina suzme yogurt, offff:) yeme de yaninda yat diyoruz biz boylesine:)))

Aslinda ben kalori dusmani bir insan olarak illa dedim ki firinda pisirelim ama annem ayni tadi vermeyecegini soyledi, bence de ayni tadi vermez ama yine de kotu olmayacagini dusunuyorum, belki icine biraz da beyaz peynir katilip firina koyulsa peynirli kek gibi bile olur:) eheh:)))

Artik tercih size kalmis, afiyet olsunnnnnnnn:)

Friday, July 14, 2006

Bodrum degil Moda :)

Tatil anilarini bir gun yemek bir gun gittigim yerler seklinde yazmaya karar verdim...Bugunun talihli yeri Moda:)

Istanbul'un en bir sakin, en bir pufur pufur yeri:) Yaz aylarinin vazgecilmez mekani...

Aslinda her mevsim severim ben Moda'ya gitmeyi ama yazin keyfi baska oluyor. Kadikoy'e kadar vapur sefasi, ardindan azicik yuruyus (babacim azicik dedim ama ya aaa ehehe:) ) (tamam aziciktan biraz daha fazla olabilir, cok sicaksa da tramvaya binip cikabilirsiniz en kestirmeden), sonrasinda Moda parkinda yukarida yer alan kocaman cay bahceleri ve alabildigine genis deniz manzarasi...

Haftasonu olunca yelkenliler de katiliyor bu guzellige, Bodrum gibi manzara cikiyor karsiniza...ama yaniltmaca olmasin, Bodrum degil Moda:)


Bizim gittigimiz gun 1 temmuz kabotaj bayrami oldugu icin askeri gemiler de mevcuttu manzaranin icinde....bir de yagli direk falan olsa tam olurdu artik ehehe:)

İstanbul'un yakar sicagina ragmen Moda pufur pufur ruzgarliydi, icimiz ferahladi...Ruzgarin yanina bir de sade gazoz aldim ben, cay bahcelerinde en sevdigim seydir...ama illa ki sisede olmali:) kutu olursa olmaz!

Bir de gitmisken Ali Usta'dan dondurma yedik, yine yeni yeniden kavrulmus badem parcalari beni benden aldi:) Cevizliyi de begendim ama bademlinin kalbimdeki yeri ayri, giderseniz siz de deneyin...Bir de unutmayin, toplari cok buyuk koyuyorlar, gozunuz doysun, max 2 topta kalin, zor bitiriliyor:)

Bu fotografi da vapurda cektim, her ne kadar arkadaki adam babakusumun tatliligina golge dusurse de cok sevdim bu fotoyu:) İstanbul'un vapur zevki bir baska gercekten! Umarim yeni vapurlar da eskileri kadar guzel olur...


Son olarak da her ne kadar evde olmasak da en sevdigim reklam mottosunu soyleyip bitireyim: Evdeki huzur, mutluluk budur :)

Herkese iyi haftasonlariiiiiii:)

İstanbuldaysaniz Moda'yi da unutmayin haftasonu programi icinde:) Karniniz acikirsa da ordaki Kirinti'ya gidip etli mantarli durum yiyin, sonra Burcuk demedi demeyin:)

Thursday, July 13, 2006

Le Bonne'da ROKOKO offfffffffffffffff :)

Burc pastanesi yazdigina bakmayin, yillarin Le Bonne'udur kendisi, Taksim'de Tunel'e dogru giderken Markiz Pasaji'nin karsisinda yer alir hemen solda...

Tanzimat doneminde yazilmis eski kitaplarda bile vardir Beyoglu'na cikilip Le Bonne'a ugramadan donulmez eve:) Benim de bir arkadasim sayesinde kesfettigim bir yerdir yillar once ve yillardir da favori mekanlarimdan biridir...

Geldigimin ertesi gunuydu hemen, tatsiz bir gundu acikcasi ama sag olsun Le Bonne sayesinde tadimiz yerine geldi....

Le Bonne'un en unlu tatlisi Rokoko, diger deyimle dondurmali pasta diyebiliriz kendisine. En altta ince bir dilim kek, ustunde vanilyali ve cikolatali dondurma ve arada antep fistigi parcalari ve de ustunde inanilmaz leziz cikolata sosu:) offffffff offff daha ne denir bunun ustune:)))

Bol kalorili, sagliksiz ama unutulmaz lezzetler icinde:) 28 ocakta yazdigim postta da belirtmistim burasini, siz de hemen unutmadan not edin bir yerlere, yaz bitmeden gidip deneyin derim, hos kisin da yenir ama yazin sicaginda tadi ayri bir guzel:)

Notunuzun kenarina da bir ekleme yapin, ustune bir de gidip Mihrimah Sultan Yalisi'nda bir elma cayi icin, keyfiniz yerine gelsin:) ( Le Bonne'un sol tarafinda kalan yokustan asagiya dogru azicik yuruyeceksiniz, hemen gorursunuz Mihrimah'i).

Simdiden afiyet olsunnn:)

Wednesday, July 12, 2006

Kisacik tatil ozeti

Londra'dan merhabalar diyorum tekrardan:)

Ne zamandir ilgilenemedim ama bu sefer ki gundelik hayat yogunlugundan degil tatil yogunlugundan oldu:) Cok guzeldi tatilim, bir suru bir suru fotograf cektim ama yuklemeye cok usendim simdi, yavas yavas yazarim artik orda gorduklerimden...

Genel olarak istanbuldaydim, sicak havaya, bogaza, meyvaya doydum diyebilirim:) Bir suru arkadasimla bulustum ve yine klasik olarak onceden haber verdigim ve aramasini bekledigim bir cok arkadasim da aramadi, ben de aramadim, hic sevmiyorum kim once aradi muhabbeti ama yoruldum, ugrasamayacagim artik insanlarla, herkesin keyfi bilir...

Ben sevdiklerimi gordum zaten bol bol, annekusum hep benim pesimde kosturdu, babakusum usenmedi kalkti geldi beni gormek icin o sicaklarda, senay yengem de oyle...hepsini kocaman kocaman operim tekrardan:)

Eregli'ye de gitme firsatim oldu son 5 gun, festivali seyretme sansim oldu, genel olarak eglenceliydi ama bu belediye baskaninin hali nolacak bilemiyorum, kendisi obsessif bir bicimde sevgi-baris-dostluk uclusune takmis durumda, fenalik getirdi icimize, neyse sonra uzun uzun anlatirim cok komik bir adam cidden, tutmus Avrupa'nin en buyuk festivali diye yazdirmis programa, ing.sine de rezil olmayalim diye most participated demis, biz onu met.imle beraber most kro participated'a cevirdik ehehe:)))

Bir de cok guzel yemekler yedim, coguna direkt saldiri seklinde atladigim icin foto cekme firsatim olmadi ama bir iki yeri yazacagim bir kac gune:) off offf aciktim gene :)

Neyse, simdi isbasi zamani:) Gorusuruzzzzz.)